"Senin neyin var Fifine" dedi Pansy büyük salona girerken Daphne'yi omzundan dürterek. "Hadi Draco'nun yanına gidelim"
"Bir nefes alaydık ya Pans" dedi Daphne "Bütün yılımızı onun dibinde geçirmekten gına geldi"
"Draco'dan hoşlandığını sanıyordum, yani arkadaş anlamında"
"Ondan hoşlanan sensin derdim ama bu sözcük seni tam karşılayamıyor"
Pansy sırıttı, sonuçta Daphne arkadaşının onu Draco'nun hemen dibindeki boş yere sürüklemesinden hiçbir zaman kurtulamıyordu.
"Selam Drake"
"Merhaba Pans" Potter'ın bayılma taklidini yapmakla meşgul olan Draco durup tek kelime etmeden yerine oturan Daphne'yi göstererek "nesi var bunun?" der gibi Pansy'e baktı.
"Bilmiyorum ki, trende yanımıza döndüğünden beri böyle"
"Ah..." Draco suratını buruşturup Daphne'ye döndü "Ne yapmamı bekliyorsun ki Daphne, onun kardeşin olduğunu bilmiyordum"
"Tabii ki de bilmiyordun" dedi Daphne kaşlarını kibirle kaldırarak "Ama insan düşünmeden de edemiyor işte... Ne de olsa ruh emicilerden ödü kopan tek kişi Potter değildi"
Draco'nun suratı hafifçe pembeleşti "Ne istiyorsun..." dedi bıkkınlıkla.
"Bilmem, en azından ekselanslarının bana bir özür borcu olduğunu kabul etmesi bir başlangıç sayılabilir."
"Bir dakika, Draco neden senden özür dileyecekmiş ki?"
"Çünkü sevgili Pans" dedi Daphne "Kendisi ben yetişmesem koca trende zorbalık yapacak onca birinci sınıf varken benim kardeşimi bulmuş, ve ne var biliyor musun" diye devam etti "Ben geldiğimde onu kompartımanı terk etmeye zorluyorlardı"
"Ah..." Pansy şimdi anlaşıldı der gibi kafasını salladı. Daphne'nin kardeşini daha önce hiç görmemişti ama yazdığı son mektupta kardeşinin bu sene okula başlayacağından bahsettiğini hatırlıyordu.
"Tabii ya, şu meşhur Story" diye sırıttı Daphne'nin diğer yanına oturan Blaise. "Kusura bakma Draco ama işin zor dostum. Kızın tek bir kırmızı çizgisi vardı"
"Kapa çeneni Blaise" dedi kırmızı çizgilerinin çokluğuyla bilinen Daphne.
"Hadi ama Fifine, o kadar haksızlık etme, o nereden bilebilirdi ki?"
"Peki sence bu beni ilgilendiriyor mu?" diyen Daphne delici bakışlarını Draco'ya dikti "Ayrıca orada o olmasaydı..."
"Tamam, özür dilerim, oldu mu, tatmin oldun mu?" dedi ruh emicilerle karşılaşması ile ilgili Daphne'nin ağzından bir şey "kaçırmasından" endişelenen Draco. "Özür dilerim tamam mı?"
Daphne kibirle gülümseyerek omuz silkti. Sanki deminden beri Daphne ne yaparsa yapsın Draco onun ayaklarına kapanıyormuş gibi bir tavırla "Neden bu kadar büyüttün anlamıyorum" dedikten sonra Blaise'e döndü ve onunla geçen yaz tatili hakkında koyu bir sohbete giriştiler. Ta ki seçmeler başlayana kadar.
Nihayet. Seçim zamanı. Seçmen şapkayı öğrenciler sırası ile giyiyorlar. Astoria sırasını beklerken sakin kalmaya çalışıyor. Ama seçmen şapkanın tiz sesi ikide bir salonun her köşesinde yankılanırken bu kolay bir iş değil.
"Acker, Eloise!"
"HUFFLEPUFF!"
"Jones, Jenny!"
"RAWENCLAW"
"Gates, Samuel"
"HUFFLEPUFF"
"Greengrass, Astoria"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tuhaf Bir Hikaye: Astoria Greengrass (üşenmediğimde düzenleniyor)
FanfictionAstoria Greengrass ya da daha çok bilinen ismiyle Astoria Malfoy. Gerçekten tuhaf bir yaşam onunkisi. Herkes gibi siz de bu büyük yalana inanıyor musunuz? Astoria'nın sadece hastalıklı bir safkan olduğuna? Ona dair bildiğiniz tek şey Draco Malfoy'...