Bölüm 1

123 6 0
                                    

Klasik bir cuma akşamıydı. Okul sonrasında gittiğim dershanemden çıkmış babamı beklemek üzere otobüs durağına yürüyorum. O sırada gelen titremeyle ürkerek elim cebime gitmişti. Telefonumu elime alıp telefonumu bir daha titreşime alamayacağımi kendime hatirlatarak telefonumun şifresini girdim. Gelen mesaja baktım. Tahmin ettiğim gibi en yakın arkadaşım Ceyda'dandı mesaj.

Çok tanıdığım olmasına rağmen arkadaş çevrem küçük olduğundan bana çok az mesaj gelirdi. Umrumda mı peki? Açıkçası bazen sıkılıyordum ama onun dışında problem değildi.

Gelen mesajı açıp okudum.
"Kanka nerdesin ?"

Donan parmaklarımı zorlayarak mesajına en hızlı şekilde cevap verdim.
"Babamı bekliyorum."

Cevap gelmesini beklemeden telefonumu cebime koyup ellerimi birbirine sürüp ısınmaya çalıştım . İşe yaramayınca nefesimi sıkıntıyla dışarı üfledim . Ağzımdan çıkan buharı görünce gözlerimi devirdim . Babamın geç gelmesi zor görülen bir olaydı . Nerede kalmıştı ki? Sayamadığım kadar çok sayıda otobüs önümden geçtikten sonra dayanamayıp elimi cebime attım. Telefonumu alıp babamın numarasını tuşlarken bir korna sesi duydum. Kafamı o yöne çevirdiğimde babamın arabasının plakası gördüğüme memnun olarak araca doğru ilerledim. Yolcu kapısını açıp kendimi koltuğa attım. Klimayı en sıcağa ayarlayıp ellerimi ısıtıcıya uzattığımda babam beni izliyordu.
"Kusura bakma canım 100 metre kadar geride kaza olmuş. Trafik vardı."
Omuz silktim. Istanbul'du burası, her zaman trafik olurdu.
"Biraz daha geç kalsaydın muhtemelen buzdan heykeller müzesine kaldırılacaktım."
Cevap vermeyip arabayi sürmeye başladı.

Telefonum tekrar titrediğinde ilk iş sesli moduna getirdim ve gelen mesajlara baktım.
"Aslı seni bekliyor çabuk gel."
"Bi de çikolata getirsene"
Ikinci mesajı okuduğumda istemsiz gülümsedim. Bir insan hiç mi değişmez ya.

Aslı Ceyda'nın üniversiteyi bu sene kazanmış ablası oluyor. Bizden 4 yaş büyük olmasına rağmen onunla vakit geçirmek hobilerim arasında. Benim ablam ya da abim olmamasına rağmen öz ablam kadar çok severim Aslı'yı. O da hep bana onda farklı bir yerim olduğunu söyler. Ceyda çok şanslı olmasına rağmen bunu hiç kullanamaz ve her fırsatta ablasıyla kavga eder. Ben de hep Aslı gibi bir abla olmaya çalıştım. Evet bir tane küçük kardeşim var. Ege. Bu da ayrı bir konu tabi..

Ceydalar bir alt katımızda oturduğundan görüşmemiz zor olmuyordu. Zaten Ceyda ile çocukluk arkadaşı sayılırdık ve liseye kadar hep aynı okullarda okumuştuk. En yakın arkadaş sıfatından daha fazlaydı benim için. Her şeyimi o bilirdi her zaman o destek olurdu bana.

Ceyda benim aksime çok sosyal ve erkek dahisi olan bir kızdır. Arkadaş edinme konusunda hiç zorluk yaşamaz. Her ortama dahil olabilime gibi çok kutsal bir yeteneğe sahip. Çoğu zaman bu kıskanmama yol açıyor ama hiçbir zaman kötü niyetli olmadı.

Babam bana kısa bir bakış attı ve
"Dersin nasıldı tatlım?" Dedi
Murat Atay'dan ne beklersin ki. Hal hatır sokmasını mi ?
"Iyiydi." Diyerek kısa bir cevap verdim.

Babam ve annem için dersten önemli hiçbir şey yoktu bu hayatta. Iyi bir okulu kazanmam doktor olmam hayalleri. Evet onların hayalleri. Benim hayalim ise bir an önce şu Istanbul'dan kurtulup yeni bir hayata atılmaktı.

Babam sitenin önüne arabayi park etti. Arabadan inip uzun gökdelene doğru ilerledim. Kapıyı itip kendimi içeri attım. Sıcak hava bütün bedenime nüfuz ederken asansöre doğru ilerleyip tuşa bastım. Bir kaç saniye sonra tıslamayla benzer bir ses çıkararak asansör geldi ve kapıları açıldı. Içinden tanımadığım bir çift indi. Nezaketen 'Iyi aksamlar' deyip asansöre bindim. O sırada babam yetişmiş ve bana sıcak bir gülümseme karşılık verip asansöre binmişti. 10 numaraya basıp kapının kapanmasını bekledim.

DomuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin