"Olum manyak mısın? Tamam güldük eğlendik de abartma istersen. Biz seninle sadece arkadaşız. Hatta arkadaş bile sayılmayız. Bir kaç gün vakit geçirdik diye ne bu havalar?" Kelimeleri art arda sıralarken, kalbim sanki bana fon müziği yapıyordu. Hayır bu aşık olma aşamasından kaynaklanmıyor. Bir kere ben Aren'i öyle görmüyorum. Gerçi hiç bir erkeği ciddi anlamda sevgilim olarak görmüş değilim. Giray dışında.
" Ne o utanıyor musun yoksa?"
" Ooo beyefendimiz baya baya uçmuş. Lan sen iyi misin? Kafan götüne mi kaçtı? Hayır sen ve benden bahsediyoruz. Sevgililik kavramından nefret eden bizden. Şimdi bir kaç saniye nefes al."
Biraz bekledim ve tekrar ona döndüm.
" Ciddi misin? "
" Hiç olmadığım kadar."
O zaman bende bir bokluk var. Çocuk sanki çok normal bir şeymiş gibi pişkin pişkin sırıtıyor. Off bana ne oluyorsa, takıl işte. Sen Ceylin'sin hiç bir erkek seni alt edemez.
" Tamam lan kabul. " Şu ağzımı biri durdurabilir mi?
Neyse daha fazla yüzüne bakarsam yumruğu çakacağım. Yüzsüz müdür nedir?
" Duur bir dakika. Yoksa sen bana aşık mısın? Bu iddayı da bana yakın olmak için mi ortaya attın?"
"Anlaşmamızı unutmadım merak etme. " Yanağımı sıkıp uzaklaşırken, gözlerimi dikip arkasından ona bakıyordum.
Aman bu kadar üstünde durmaya gerek yok, aksiyon olur. Eve doğru ilerlerken, Giray'ı düşünüyordum. Benim ilk ve tek sevdiğim adam nasıl bu kadar şerefsiz olabilir? Onca yaşanan olay, anılarımız, sözlerimiz sahte miydi?
Ayrıldığımızda bile ağlamayan ben şuan gözümü kırpsam seller akacaktı. Neydi bu kadar canımı yakan? O kadar zaman geçmişti. Kendimi toparlayıp değişmiştim. Ama onu görmemle her şey yerle bir olmuştu.
Eve geldiğimde başım çatlıyordu. Hemen sıcak bir duş alıp, uyumak istiyordum. Her zaman benim için en iyi kaçış; uykuydu. Uykudayken düşünceler seni ele geçirmiyor, kalbin her atışında acımıyordu.
Tam kıyafetimi çıkaracakken telefonumun zil sesi yayıldı.
" Noldu Aren?"
" Kapıdayım açsana." Of rahat yok bana. Terliklerimi sürüyerek giderken, oldukça yavaş olmaya çalışıyordum.
Kapıdan sadece başımı çıkartarak ona dik dik baktım.
"Aren'cim uzun zamandır görüşmüyoruz. Hayırdır? "
"Sepya Mavisi bugün sende kalacaktı onu getirdim. " İlk başta bunun için mi buraya kadar geldi diye düşünsem de, sonradan sinsi bir gülüş dudaklarıma yayıldı. Nasılsa günlüğe yazılanları ikimizde okuyabiliyorduk değil mi?
"Tamam sağol." Deyip yapmacık bir şekilde gülümsedim.
"İçeri gireceğim, çekilirsen." Oha yüzsüzlüğün bu kadarı !
"Yoo girmeyeceksin, duş alacağım. Naş. "Beni hızlıca itip içeri girdi. Hayır yani bu özgüven nedir?
"Aren duş alacağım lütfen."
"Ayıp oluyor ama Ceylin. Sevgilinden mi utanıyorsun? " Ya sabır. Hıı çok utanıyorum. Birazdan yanaklarım al al olacak. O derece yani.
"Ya evet Aren çok utanıyorum. Hatta bak şu şekilde göstereyim. "
Yanına yaklaştım. Elimi ensesine koyup tam gözlerinin içine baktım. Gözleri gözlerime daldığı anda dudaklarını dudaklarımla ıslattım.
Geri çekildiğimde yüzündeki şaşkın ifadeyi görünce gülmeden edemedim.
" Hadi artık gidiyorsun." Yüzündeki şaşkınlık silinirken gülümsedi.
" Hayır sevgilim. Bugün için planımızı yaptım. Birlikte vakit geçireceğiz. Baya eğlenceli olacak."Bu bölüm 2 parttan oluşacak. O yüzden kısa oldu. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Beni sevin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sepya Mavisi ( Askıda )
FantasiaGözleri sepya mavisi.Aynı ruhu gibi cansız ve boş. Beklentilerinin üstünde, çok üstünde. Umursamaz ve bir o kadar da can yakıcı.O, herkesi avucunun içinde tutan ve canı ne isterse onu yapan bir kız. Ceylin. İçinde tek bir duygu bile barındırmayan, k...