Buz gözler ; Beni delip geçen, gücümü yavaş yavaş kemirerek eriten, zayıflatan o ruhsuz gözler.
Hayatımın boşluktan ibaret olduğu zaman da, herşeyi boka çeviren bu beden, artık bana ait.
Bir erkeğin bana ait olmasına alışkındım. Ama bu tamamen farklıydı. Bedeninin bedenimle buluşması. Bunun sadece seksle olduğunu düşünenler; boş bir yaşamdan daha öteye gidemezler, benim gibi. Şu ana kadar.
" Bana aşık mısın? " Neden sorduğumu bilmiyorum aslında. Yalnızca şu sinir bozucu sessizlik bitsin istedim. Kahretsin, aptalca bir soruydu.
" Hayır değilim. Ya sen? "
" Hiç sanmıyorum. " Dedim kurumuş dudaklarımı ıslatarak. " Hayatım boyunca sadece bir kez sevgi denen o aptal hisse kapılmıştım. Kendini deli gibi hissettiren, psikopat eden ve kalbinin alevlerle yandığı sikik bir his işte. "
Güldü.
" Sanırım. "
Güneşin doğmadığı, her gün aynı acıyla uyandığım, iyi şeylerin anlamını bile bilmediğim günlerden sonra ilk defa ruhsal olarak farklıyım. Ne olduğunu bilmesem de, bir şeylerin değiştiğini, uzaktaki beyazlığı görüyorum.
" Yaşadığım, düşündüğüm, hissettiğim her şeyin sahte olmasına alıştım. Ama şu an o kadar gerçek ki benimsediğim sahtelik burada yok, sende yok. En azından bana karşı. "
" Hisler yanıltıcıdır. "
" Benimkiler değil. " İlk defa emin olduğumu düşünürken, ne kadar yanılabilirim ki? Bu sefer değil.
Sıcaklığın bedenimi yaktığı, ruhumun değil de bedenimin özgürleştiği bu an nasıl sahte olabilir?
" Tenin bir çok kişiye ait değil mi? "
" Bir kişi ya da bir çok kişi farkeder mi? Sadece birinde daha fazla orospu oluyorsun. "
" Orospu. " Dudakları genişleyerek açıldı. Çok güzel gülüyordu piç. " Kesinlikle bir orospu değilsin. "
Güldüm.
" Olsam da sorun değil. "
Hissettiğim şey kesinlikle bir hoşlantı değildi. Sadece ördüğüm duvarın tuğlaları birer birer eksiliyordu. Emin olmadığım şey buydu. Saklandığım karanlığa bir güneşin doğması, beni iyi yapar mıydı?
Hayatı tanımlamıştım. Ne kadar güçlü olduğumu düşünsem de sonunda, yenilip tutunduğum şeyleri serbest bırakmıştım. Kuş bakışı baktığımda benim gibi bir çok kişi vardı. Ama onlar beni bir türlü bulmuyordu. Kötülerini aralarından tane tane seçip hayatıma sokuyordum. Belki de bunu hakettiğimdendir.
Yataktan kalkabildiğimizde, hava kararmaya başlamıştı. İkimiz de pudingi sıcak seviyorduk. İlk ortaklığımız.
İkinci ortaklığımız ise ; Artık bizim bir defterimiz vardı. Beraber yazdığımız, duygularımızı paylaşıp satırlara döktüğümüz bir defter.
İlk yazdığımız yazı kısa, öz ve gerçekten içten bir yazıydı.
# Seni sevmiyorum.
Bende seni sevmiyorum.
Tamam o zaman. Anlaştık?
Anlaştık. #Defterin adı ise Aren'in göz rengimi tanımladığı " Sepya Mavisi " oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sepya Mavisi ( Askıda )
FantasyGözleri sepya mavisi.Aynı ruhu gibi cansız ve boş. Beklentilerinin üstünde, çok üstünde. Umursamaz ve bir o kadar da can yakıcı.O, herkesi avucunun içinde tutan ve canı ne isterse onu yapan bir kız. Ceylin. İçinde tek bir duygu bile barındırmayan, k...