Başlangıç tarihinizi bırakır mısınız.......
"Ali!"
"Efendim abla"diyerek hızla oturduğu masadan kalkıp koşar adımlarla yanıma geldi.
"Sana dediğim yerlere haber verdin mi?"
"Evet abla haber verdim.Altınsoylarla gün içinde bir görüşme ayarlandı ama mertogulları!
"Ama ne ali dinliyorum".
"Abla mertoglullari görüşmeyi reddetti ve avukata söyleyin patronu gelsin dedi.Abla bence bu konuyu hakan beyle konuşsan daha iyi olur sıkıntı çıkacak gibi"
Bir anda elimi masaya vurarak sesimi yükselttim.
"Ne sıkıntısı! Ne sacmaliyorsun sen sıkıntı falan çıkmayacak her ne olursa olsun o ihaleye biz alacağız ve sen şimdi tekrar mertogullarini arayıp gideceğimi haber ver reddederlersede hiç bir şey deme oraya tek başıma gideceğim."
"Abla oraya tek gitmek hiç doğru değil bu ihale için neler yaşandı ve sen tek başına gideceğini söylüyorsun gidecegin adam düşmanımız sana zarar verebilirler."
"Ali yeter! cepheye gitmiyoruz sadece konuşacağız baktık olmuyor iste o zaman onların anlayacağı dilden konuşarak ihaleden geri çekilmelerini sağlayacağız ama her ne olursa olsun ihaleden geri çekilmek yok bu ihale bizim anladın mı beni?"
"Ne oluyor burda ya sen yine niye sesinle evi yıkıyorsun"diyen caglaya dönüp."Ne oldu? güzellik uykunumu böldüm".
"Yok canım zaten uyanmistim hazırlanıyordumda sen niye böyle bağırıyorsun yine"bu kızın hesap sormaları deli ediyor beni.
"Çagla"diye bagirmamla "tamam tamam valla bişey demedim bagirma hemen meraktan sordum sadece". diyip oda masaya oturdu.Bende alamadığı cevabı almak için aliye dönerek ağzını aramaya başladı."Ne oldu ne yaptında kızdırdın yine" aliye söylenmeye başladı maksadı ne oldugunu ögrenmekti.Ali ilk önce kafasını kaldırıp bana baktı daha sonra caglaya dönerek konuşmaya başladı.
"Ne olacak çağla ablam tehlikeyi seviyor canını hiçe sayıyor !"
Kaslarimi çatıp sinirle yüzüne baktım.Tamam onu anlıyorum beni korumaya çalışıyor ama buna gerek yok ben herşeyi kendim hallederim bunu da biliyor ama korkuyordu iste.Evet haklıydı mertogullari çok güçlü bir aileydi belki bana zararda verebilirlerdi fakat umrumda bile degildi söz vermiştim bu ihale bizim olacaktı, belki bir bedel ödemek zorunda kalacaktım ama başaracaktım.çağla bana bakarak.
"Hani senin bu adam hakkında kafanda soru işaretleri vardı?"
"Hala var"ve ekledi.
"Peki neden bilmediğin birşey hakkinda tehlikeye giriyorsun?"
Sessiz kaldım benden bir cevap bekliyorlardı ama benim kendime bile verecek cevabım yokken onlara nasıl bir cevap verebilirdim ki.Kahvaltı boyunca hiç birmizden çıt çıkmamıştı.çünkü onlarda biliyordu üsteleyip dururlarsa sinirlenip bagiracagimı.sessizce kahvaltı bitince bahçeden içeriye girerek odama çıktım arabanın anahtarı ve cantami alarak bahçeye çıktım kapıya doğru ilerlerken ali nin sesiyle durdum.
"Abla bende geleyim tek gitme" diyerek yanıma gelecekken bir anda bağırdım.
"Kal orda sakın gelme ben tek başıma gideceğim ve sen gelmeyeceksin.Ali tekrar bir hamle yapıp yanıma gelecekken.
"Ali sakin dedim sana beni deli etme şimdi geç ve otur çok canın sıkılırsa git sirkette bekle beni ama sakin peşimde gelme!"
Arkama bakmadan hızla çıkarak arabanın yanına geldim.Arabaya binerek mertogullarinin şirketine sürmeye başladım.Gerçekten ne olmuştu bana eskiden olsa korkardım tek gidemezdim.Sanırım büyümüştüm hemde fazlasıyla büyümüştüm kaybedecek birseyim kalmayınca bu hale gelmiştim yalnız kalınca bir canın kalıyor oda umurunda olmuyor zaten.Ben bu dünyadaki yalnızlığın aynasıydım.Kafamdaki düşünceleri silerken Mertoglu şirketine gelmiştim bile arka koltuktaki cantami aldım içinde silahım vardı.Pek sevmesemde mecburdum nede olsa toraman şirketin avukatıydım.En az toramanlar kadar bende tehdit ediliyordum.Bir kac defa saldırıya uğradığım anlarda etkisiz hale getirdiğim kişiler hariç kimseyi vurup öldürmemistim.silahımı tekrar çantaya koyarak arabadan indim ve şirket kapısına yürümeye basladim kapının önünde duran adamlara mertogluyla görüşmem olduğunu ve içeri girmem gerektiğini söyledim beni bi kac dakika bekletip şirketten içeri aldılar elimdeki çantayı unutmuş olacaklardı ki asansöre doğru yürürken arkamızdan beklememizi söyleyip hızla yanımıza geldiler ve cantami kontrol etmek için elimden çekerken adama okkalı bir tokat geçirdim adam ne oldugunu anlamayarak yüzme baktı ama hiç bir tepki vermedi.
"Siz ne yaptığını zannediyorsunuz? bu nasıl terbiyesizlik! bişey istiyorsanız adam gibi isteyin ayılık yapmayın" arkadan adam koşar adımlarla gelerek özür dileriz kabalık ettik sadece üzerinizde silah varsa alabilirmiyim.
"Insan gibi isteyin o zaman ben buraya kavga çıkarmak yada başka bişey için değil konuşmak için geldim şimdi alabilirsin."
Bana eşlik eden adamla beraber asansöre bindik adam 20.kata bastı asansör durunca inip koridorun sonundaki odaya doğru yürümeye başladık odanın kapısında iki adam daha vardı.Beraber geldiğimiz adam kapıya vurarak içeriye doğru geçti. Peşinde bende girince kapıyı kapattı ve yerimi göstererek birşey içip icmedigimi sordu tekrar dışarı çıktı.Etrafa bir göz attım büyüklüğüne nazaran fazla eşya yoktu klasik bir odaydı bütün esyalar siyahti büyük bir calisma masasi ve toplantı için oval bir masa daha vardı.Kafamı sağ tarafa çevirince büyük camın kenarına duran adama baktım ne kadarda heybetli bir adamdi öyle geniş omuzları uzun boyu vardı adama doğru bir kac adım atinca bir anda gür sesiyle konuştu."Hoş geldin avukat" dedi .Ve arkasini dönerek oda bana dogru yürümeye başladı.Aramızda sadace bir kaç adım kalmıştı.yüzüne bakarak inceledim keskin bir yüz hattı kirli sakalları ve ve mavi, gökyüzü kadar okyanus kadar mavi gözleriyle bana bakarak elini uzattı.
"Hosgeldin Eylül meriç, ben SAVAŞ MERTOĞLU".......
*******
Merhaba arkadaşlar
Uzun zamandır aklımda hep bir kurgu yazmak vardı ve yazıma doğrusuyla ve yanlışıyla bir şekilde başladım.icinde fark edemedigim bir yanlışlarim varsa affola dediğim gibi ilk kitabım.Sizin yorumlariniz benim için çok önemli olacaktır. Sizden tek ricam yorumlariniz eksik etmezseniz sevinirim bölüm sonu için fikirlerinizi düsücelerinizi yazmayı unutmayin sizin elestirileriniz bile benim için çok önemli .....
Bölümü begendiyseniz bu pasaja kalp bırakmayı unutmayin💙💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"RUHSUZ"
Chick-Lit"Neden bu kadar iciyorsun?"diye sordu. Kafamı kaldırarak okyanus mavisi gözlerine bakıp"Eğer sende sevmeyip gideceksen bir kadeh daha dolduracagim "dedim. Gözlerimin içine bakıp "Ben gitmek için değil kalmak için geldim"dedi.Masada duran kırmızı şa...
