Medyayı ezbere bilmek
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Duyduğum soru ile kısa çaplı bir şok geçirdim. Bunu Suna'dan duymayı çok istiyordum ve duymuştum. Benden hoşlandığı belliydi. Benden hoşlanmasa neden bunları söylesin ki? (angsta çevirmemek zor duruyorum.)
Bütün cesaretim sadece utangaçlığımı kırdırıp sessizce evet dememe yardımcı olmuştu.
Beni belimden kaldırıp etrafında döndürmeye başlıyordu.(some indila şarkılarını hayal etme problem). Bu an sonsuza kadar sürmesini istediğim anlardandı. 10 saniye sonra beni indirdi ve elimden tuttu. Ben mutluydum ama mutluluğum annemin aramasıyla son bulmuştıu.
Efendim anne?
Bugün okul yoktu?
Ama bizim antrenmanımız var anne.
Tamam kapa o zaman
Arama sonlandırıldı.
Suna'ya döndüm. Voleybol oynamak istiyordum.
Voleybol oynayalım mı?
Olur da neden?
Sıkıldım.
Sıkıntını başka yollarla da alabilirim istersen.
Daha değil onun da zamanı gelcek.
Bunu söz yerine sayarım.
*gülerek* tamam tamam. Abimlere döndüm. Tatlu tatlu sohbet ediyorlardı. İntikam zamanı.
Aaaabiğ
Bana beni öldürecekmiş gibi bakıyordu.
Efendim Yn?
Voleybol oynayalım mı? İwa ile sen, ben ile de Suna ne dersin?
Hm kulağa güzel geliyor
O zaman okulun salonuna gidiyoruz.
Okulun yakınlarında olduğumuz için hemen okula gittik. Fileyi kurduk, topu aldık ve yerlerimize geçtik. 2 kişilik takım olduğumuz için mini voleybol oynayacaktık( mini voleybolda saha ölçüleri daha küçük aradaki tek fark bu.) Hatta ortaya bir iddia bile attık. Kazanan takım yalnız bir şekilde yemeğe çıkacaktı. Abim pek istemese de kazanacağına güvendiği için kabul etmişti. Bu iddiayı kazanmalıydım. Yoksa Suna ile hep abimin yanında buluşacaktım.
Abim pasör, İwa ise smaçör olacak; bizde ben pasör, Suna smaçör olacaktı. Top bizden başlayacaktı. Servisi ben atacaktım. Karşımda abim de olsa benim hakkımda bilmediği şeyler vardı. Biri de servisi nasıl kullandığımdı...
Servisi alttan kullanmıştım. Top İwa'ya doğru yol almıştı. Abim de topu İwa karşılayacak diye tedbiri bırakıp pas atmaya hazırlanıyordu ama top onun olduğu yere doğru gitti ve boom sayı bizde. Şaşırmışlardı. Benden böyle bir hamle beklemiyorlardı. Ama hesaba katmadıkları bir şey vardı.
'' Ben 7/24 Oikawa Tooru ile yaşıyordum''
Tam o sırada Suna 'nın gülüşünü görmüştü. Galiba abimi şok etmek hoşunda gitmişti. Ne demiştim ben? Kendimi tarzımı katarsam iş eğlenceli olur.
Abim daha bir sayı almamıza rağmen kudurmuştu. Ne de olsa kardeşi ile Suna'nın yemeğe çıkma ihtimali onu delirtiyordu. Onun delirmesi de beni mutlu ediyordu.
Servisi tekrar ben kullanacaktım. Bu sefer smaç servis atacaktım. Buna pek yön veremiyordum ama sert kullandığım için güzel sonuçlar alıyordum.
Topa biraz fazla sert vurmuşum sanırım ki top abimin kucağına düşmesine rağmen kucağını delip yerle buluşmuştu.
Maç bu şekilde devam ediyordu. 14-10 biz öndeydik. Maçı kazanacağımız ihtimaline seviniyordum. Bu hem kendimi geliştirdiğimi hem abimi yendiğimi hem de Suna ile yemeğe çıkma fırsatıma karşı bir umut ışığıydı.
Hadi devam diye bağırdım. Şuan çok hırslıydım. Her maçta bu kadar hırslı olsaydım sanırım ulusalların hepsini kazanırdık.
Maça devam ettik 25-20 biz kazandığımızda Suna'nın boynuna atlamıştım. O da yorgundu ama sevinmişti.
Abim susmadan taramalı tüfek gibi itirazlarını sıralıyordu. İwa da yazık garibim dinliyordu. Abimin sesinden bıktığım için İwa'yı onun üstüne itmiştim. Anın romantikliğine kapılarak(bir videodan çalıntıdır lmao) öpüşmüşlerdi.
Suna'nın elinden tuttum ve onu dışarı sürükledim. Böylece sonunda yalnız kalabilmiştik. Onun elini hala tutuyordum ve farkında bile değildim.
Elimi bu kadar tutmak istediğini bilmiyordum.
Farkında değildim. Tam elimi çekecekken tekrar elimi tuttu.
Elini tutmak istemediğimi kim söyledi?
Bu 5 kelime beni o kadar mutlu etti ki... sanki zorla onu tutuyormuş hissinden kurtulmuştum.
Suna elini belime koydu ve beni kendisine doğru çekti. Ama eli hala belimdeydi. İşte sıra bendeydi.
Belimi tutmak istediğini bilmiyordum.
Artık öğrenmiş oldun.
Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Gerçi umurumda da değildi. Sonuçta yanımda sevdiğim insan vardı.
Yn dedi bozmaya kıyamadığım sessizliği bozarak.
Efendim?
İnarizaki'ye gelmeyi hiç düşündün mü?
Hayır.
Peki gelmek ister misin?
Bilmem. Bunun hakkında düşünmem gerek sanırım.
Suna tam başka bir şey daha diyecekken telefonum çaldı. Arayan koçtu.
Efendim koç?
Yn karma takımlara izin çıkmış. Ben seni takımımda artık menajer olarak değil oyuncu olarak görmek isterim.
Gerçekten mi? İnanamıyorum sonunda istediğim olmuştu.
Evet ama burda senin de rızan ol-
Elbette karma takıma geçeceğim koç.
Koç telefonun öbür ucundan '' böyle bir tepki vereceğini biliyordum dermişçesine güldü ve asıl beni etkileyen cümleyi söyledi:
'' Takıma hoş geldin Yn''
çerezlik bir bölüm 604 kelimelik merak etmeyin daha uzunları da gelecek. öptüm byy