"Tam evlenmeye niyet etmiştim

817 40 1
                                    

"Tam evlenmeye niyet etmiştim facebook da paylaştığı fotoğrafları görünce vazgeçtim."

Yazıma bir okuyucumdan gelen mesajla başlamak istiyorum. Mesaj şöyle: “Bu zamanlarda aklıma bir şey takıldı size yazmak istedim. Dindar kızlar (cemaat mensubu, pardüseli sohbetlere katılan işin bilincinden olanlar) face ve twitter gibi sosyal sitelerde profil resimlerini Maher Zaim, Sami Yusuf, Ronaldo, Kıvanç Tatlıtug , Furkan Doğan vb. bir sürü erkek resimleri ile donatıyorlar. Halbuki dindar erkeklerin hiçbirinde herhangi bir kadın resmi hayranı olduğu bir fenomen resmine rastlamadım.

Mesela Huzur Sokağı’ ndaki Şükran’ın resmi yok hiçbir erkeğin profilinde, ama kızlar hemen Huzur Sokağı’ ndaki dindar erkek Kutsi’nin resimlerini benimsemişler. Tenkit etmek değil maksadım, hem ilk aşkım babam ikincisi kocam olsun derler hem de böyle her çıkan mankeni benimserler. garip bir hal. Dindar yada vicdanlı erkeklerin profilinde Furkan Doğan’ın resmine rastlamadım ama kızların profilinde istemediğimiz kadar var bu resim. Sanki Mavi Marmara da sadece Furkan mı vardı? Neden Furkan neden genç kızlar sadece onun resmini taşıyor. Bu psikolojik olarak düşündürücü değil mi sizce?”

Bence de beyefendinin tespitleri önemli. Hep birlikte düşünelim. Bu işin birinci ayağı…

İkinci ayak: Genç kızlar poz poz fotoğraflarını sosyal ağlarda paylaşınca kısmetleri kapanıyor. Bekar erkek okurlarımdan bu konuda şikayetler de alıyorum. “Tam evlenmeye niyet etmiştim facebook da paylaştığı fotoğrafları görünce vazgeçtim.” diyen erkek sayısı az değil. Erkek “Bu fotoğrafı ben görüyorsam başka erkekler de görüyor bu kızdaki bu rahatlık da ne? ” diye düşünüyor.

Kişinin kim olduğunu gösteren biri iki fotoğraf gerekli olabilir ama tesettürlü bir hanımın film artisti gibi poz poz fotoğraflarını en güzel gülüşünü, en çekici halini, en hoş fotoğrafını, en mayhoş bakışını paylaşması pek doğru gelmiyor. İşim gereği pek çok yerde fotoğraflarım çekiliyor. Röportajlar, radyo programı, imza günleri…gibi. Elimden geldiği kadar ciddi durmaya gayret ediyorum. Hiçbirini facebook ve twitter adreslerimde paylaşmıyorum. Gereksiz geliyor bana. Eğer bir yazının yanında bir haberin içindeyse mecbur paylaşırım ama bunun dışında paylaşmak pek gereksiz.

İnternet tuzaklarla dolu. Arkadaşlık siteleri öyle. Gazetelerde internette tanışıp başına bela gelenlerin haberleri pek eksik olmuyor.

Geçen yıllarda bir arkadaşlık sitesiymiş. Okuyucularımdan üye olan varmış. “Size mesaj var; okumak için, isim soy isim yazın, giriş yapın.” yazıyordu. Giriş yapınca siteye abone olunuyormuş meğerse. Sen mesaj okuyacağını zannederken seni üye yapıyorlar ve öncesinde hiç bir yazı, bilgi mesajı yok. Bir süre siteden mesajlar geldi hiç birini cevaplamayıp spam olarak işaretleyince mesajlar kesildi. Şimdi çok daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Tanıdığım isimlerden de gelse hiç bir daveti kabul etmiyorum. Chat, messenger hiç birini kullanmıyorum. e-posta adresim iletişim için yetiyor.

Teknoloji ile iletişime pek çok sebepten dolayı mesafeli durmaya çalışıyorum. Öncelikle zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Facebook ve twiter hesaplarımı çok az kullanıyorum. Cep telefonumdan internete bağlanmıyorum. Evden çıkınca çantama bir kitap koyuyorum yolda fırsatım oldukça okuyorum. Evde de sosyal ağları pek fazla açmıyorum. Genellikle interneti haberleri okumak ve sitemiz çocukaile.netiçin açıyorum.

Özel hayatımla ilgili hiç bir şey yazmıyorum, paylaşmıyorum. Geçmişti bir kaç şey paylaşmıştım ve bazı kişilerden hiç aklıma gelmeyen eleştiriler geldi. Ondan sonra tövbe ettim. Sizin için en masum, en normal olan bir şeyi başka biri çok başka bir tarafa çekebiliyor. Bir kere oğlumun hastalığını yazıp okuyuculardan dua istediğim de bile çok tuhaf mesaj gönderenler oldu. Ondan beri çok daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Özel hayatımla, aile hayatımla ilgili hiç bir şeyi paylaşmamaya, onlarla ilgili cümle kurmamaya özen gösteriyorum. Çeşit çeşit insan var, en iyisi dikkatli olmak.

Dini HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin