"Gözlerin bozulacak şimdi, gelirken gördüm okulun kapısından giriyordu."
Bakışlarım anında kapıya çevrilirken alnına dökülen siyah saçları, yürüdüğü için hafif sallanan küpeleri, basketbol topunu tempolu bir şekilde sektiren aşık olduğum elleri ve daha sayamayacağım milyonlarca güzelliği ile kalbimi anında harekete geçiren çocuk kulağındaki kulaklıklarıyla basketbol sahasına doğru yürüyordu.
"Bir şansını denesen ölürsün değil mi, sinir ediyorsun beni."
Yanıma oturan Lalisa'yı görmezden gelerek dirseğimi dizime yasladım. Tek konuştuğu arkadaşı Eun Woo ile teke tek maç yapıyorlardı, haliyle turnuvalara az kaldığı için idman yapıyorlardı.
"Bir de cevap vermiyorsun ya, o zaman seni okulun kazan dairesine kilitleyip Jungkook'u da zorla oraya getirip aşkını itiraf edene kadar oradan çıkarmamak istiyorum."
Dirseğimi dizimden çekmeden cevap verdim.
"Geleceğini sanmam."
"Ben de."
Bu platonik aşk konusunun içten içe beni yaraladığını bildiği için bana yardımcı olacak her şeyi yapmaya hazırdı ve elinden geldiğince bir şeyler yapıyordu ama ben hazır değildim. Okulda benden kat kat güzel kızlar vardı ve onlar bile reddedildilerse benim şansım yok gibi duruyordu.
"Acaba eşcinsel mi? Ben Yeri için eşcinsel bile olabilirim ama kızın yüzüne bile bakmadı."
Korkuyordum, bir gün ona olan aciz aşkımı öğrenip buz gibi bakışlarıyla ağzını bile açmadan beni yerin dibine sokmasından korkuyordum. Gerçi hoş, benim kim olduğumu bile bilmediği için umursamayabilirdi. İkinci seçenek daha az kırıcı gibiydi. Şahsen o buz dağlarına baksam anında paramparça ederdi beni.
"Bilemem, ama erkeklere ilgisi var gibi durmuyor."
Telefonunun ana ekranı açıp saati kontrol ettiğinde etüt saatinin geldiğini görmüştüm, etüt alacağımız dersin fizik olması olmayan moralimi eksilere düşürmüştü.
"Kalkalım bebiş yoksa bir hafta boyunca spor salonunu toplarız."
Elimden tutup beni kaldırdığında istemeyerekte olsa adımlarımı okula yönlendirdim. Onu biraz daha izlemek istiyordum, maçı kazandığında çok belli olmayan tebessümünü ya da kaybettiğinde topu alıp potaya seri sayılar göndermesini. Sanırım bu onun kendine koyduğu bir ceza şekliydi.
Başımı Lalisa'ya çevirdiğimde hitap etme şekli beni güldürmüştü.
"Demek bebiş ha? Yeni arkadaşın Jennie'den mi öğreniyorsun bunları?"
"Evet Rosie Poop"
Cümlesini kurduktan sonra olacakları bildiği için son gaz sınıfa uçmuştu, beklenilen hareketini yapmıştı yine.
"Bu okulun çıkışı da var Manoban!"
༄
Eşyalarını çantasına koyarken bir yandan da sessizce hocaya söven Lalisa'ya daha fazla acı çektirmemek üzere saçma lakap olayını yeniden dile getirmemiştim.
"Sınıfta tam tamına saydım 17 tane bilen insan arasından bilmeyen hâlinden mutlu beni seçmesi bence tesadüf değil, kadın bana takmış."
Birlikte sınıftan çıkıp merdivenleri inerken hâlâ sövüyordu.
"Ya anladık rezil oldun acın var ama fizikten çıktık zaten can çekişiyorum bir de sen başımı ağrıtma be kadın."
"Bir gün bu sövmelerimi bile mumla arayacaksın ama hayır Chaeyoung, hayır. Ben o zaman burada olmayacağım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette daydreams, roségguk♫
Fanfiction'Binlerce çiçek arasından eşsiz çiçeği bulmak gibiydi seninle tanışmak.' rs&jk