♫(2)

570 57 18
                                    



"Yanına neredeyse okulun tüm gözde kızları gitti Lalisa hariç, ama hepsini reddetti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yanına neredeyse okulun tüm gözde kızları gitti Lalisa hariç, ama hepsini reddetti. Ben gidersem nasıl rezil olacağımı siz düşünün."

"Bir de beni altına girmek isteyen kızlardan sandı! Sizce karşıdan öyle mi gözüküyorum?"

Yüzümü ellerimle kapattım. Ama aklıma gelenle heyecanla yüzümü kaldırdım.

"Ama bekleyin! Ona 'Nasıl istersen öyle anlayabilirsin' dediğimde gülmüştü! Bu demek oluyor ki bir şansım var."

Yerde duran kırmızı ibriği alıp geldiğimden beri derdimi anlattığım kasımpatılarımı sulamaya başladım. Zarar görmesinler diye ellerimle kasımpatılarımı nazikçe ayırıp toprağına gerektiği kadar suyu dağıtarak döktüm.

"Benim güzel kızım bıcır bıcır ne konuşuyor bakalım kasımpatılarıyla."

Dizlerim ağrıdığı için zorlanarak ayağa kalktığımda babamın dükkanın bana ayrılan bahçesinin kapısına yaslanmış beni izlediğini fark ettim.

"Dertleştik biraz, malum sınav senem bu sene."

Babamın yanına gidip beline sarıldığımda saçımdan öpüp ellerini sırtıma koydu. Saçımı okşarken konuştu.

"Her zaman yanında olduğumu unutma, başaracağına eminim ama oldu da başaramadın, istersen yeniden denersin ama bu dükkanın senin olduğunu, seni bekleyen çiçeklerin olduğunu unutma. Çiçeklerinle ben, her zaman arkandayız!"

Babamın küçüklüğümden beri değişmeyen eşsiz kokusunu içime çektiğimde teşekkür ettim sessizce ona. Hayatımdaki en büyük şanssızlığım annemi kaybetmek olsa da en büyük şansımda babamdı. Annem gittikten sonra birbirimizin her şeyi olmuştuk, her şeyimdi o benim.

"Bugün annenin mezarını düzenleyip birkaç çeşit çiçek ekeceğim, gelmek ister misin?"

Annem, papatyalar kadar zarif, beyaz bir orkide kadar asil, sarı garbera kadar neşeli bir kadındı. Aslında bu çiçekçi dükkanı onundu, çiçeklerine gözü gibi bakar, bir çiçek küssün hayata ve solsun, onun yasını tutardı. Bazı insanlar saçmaladığını söylerdi ama annem her defasında karşı çıkar, sevginin sadece insanlara özel olmadığını söylerdi. Haklıydı, insanlar olarak bencildik.

Beni de çiçek bahçelerinde büyüttüğü için elimde plastik çapam ve küçük plastik küreğimle oradan oraya koşturur ve bahçıvanlık yaptığımı sanarmışım. En azından babam öyle anlatıyor.

"Tabii ki de geleceğim, tohumlar nerede?"

"Ne demek güldü! İnanamıyorum! Chaeyoung resmen inkar etmemişsin! Ve o gülmüş!"

cigarette daydreams, roségguk♫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin