"Jungkook! Ellerim kirli ben mi bakayım kapıya!"
Neredeyse yarım saattir kapı çalıyordu ve neredeyse yarım saattir işi olmadığı için Jungkook'un kapıyı açmasını bekliyordum fakat gram umursamıyordu.
"Nazikliğin için teşekkürler sevgilim." diyip kapıya yöneldiğinde gözlerimi devirdim.
Tanrı aşkına! Onun için bir günümü yemek yapmaya ayırmıştım ve hiç yardımcı olmuyordu.
Annesine sitem eden ergenler gibi somurtarak kapıyı açtığında ben de ellerimi kurulayıp kapıya yöneldim. Gördüğü kişilerle ani bir tavır değişikliğine gitti ve okuldaki soğuk, ona göre korkutucu(!) zeki üst sınıf Jungkook'a büründü.
Sadece şaşkınlıkla izliyordum ama Jungkook'u değil, hazırladıkları şarkı ve minik danslarıyla Jungkook'a gösteri yapan Hyunjin, Bambam ve Yugyeom'u.
"Çekilin ezikler." Lalisa parmak ucuyla genç yeteneklerimizi ittirip yanıma doğru geldi.
Yazık oldu.
Üzerindeki kabanını çıkarırken aynı zamanda söyleniyordu.
"Yol boyunca şarkılarını hangi tınıyla söyleyeceklerini konuştular! Çıldıracaktım yemin ediyorum."
Lalisa'ya gülerken yaptıkları dansı izlemeyi de ihmal etmiyordum.
"Yeter bu kadar canlarım benim." Jungkook tek tek hepsinin sırtını sıvazlıyor, sıvazladıktan sonra da içeri itiyordu.
"Çok sağ olun, hayatımın en mutlu iki dakikasını yaşattınız bana."
"Bu çocuğun nazikliği de hiç şaşırtmıyor."
"Aynı zamanda pasaklılığı da, bu evin hâli ne oğlum?"
Eun woo sehpanın üstündeki arta kalmış yemeklere iğrenerek bakarken arada bana ve Jungkook'a yargılayıcı bakışlarını göndermeyi unutmuyordu.
Ben ne alaka der gibi kaşlarımı çattığımda ise göz deviriyordu.
Hayatımdaki tek eksik Eun woo tarafından yargılanmaktı, o da bu ani sürpriz sayesinde tamamlanmıştı.
Teşekkürler hayat.
"Sizene amına koyayım." Jungkook farklı bölgelerde inceleme yapan ekibi, bu ekip tahmin edilebileceği gibi Hyunjin, Bambam, Yugyeom, Eun Woo ve Sana'dan oluşuyor, karıştırdıkları yerden onları uzaklaştırmaya çalışıyor, uzaklaştırabildiklerini ise koltuğa atıyordu.
Gerçekten atıyordu ama, koltuktan birkaç defa çıtırdama sesinin geldiğine yemin edebiliriz.
Lisa, Chaeyoung, Minho, Chan ve ben.
Mingyu ve Taehyung hangi ekibe katılacaklarına karar vermemiş gibiydiler.
Sadece Jungkook'un arkasında koşuyorlardı.
༄
"Başka içecek isteyen var mı?"
Kendime içecek almak için mutfağa gitmeden önce bu nezaketi göstermiştim, ne de olsa ev sahibiydim ben.
Kandırıyorum kendimi güzel.
Ben iki kişi anca ister diye düşünürken herkesin ben ben diye atlamasıyla keşke göstermeseydim o nezaketi dedim içimden, kendileri gidip alsalarmış.
Ama söz ağızdan bir kere çıktığı için başım önde mutfağa yürüdüm. Buzdolabına yöneldiğimde ise bir titreme hissettim, telefonum olduğunu fark ettiğimde arka cebimden çıkardım.
Arayan Irene'di, kötü bir şey olduğunu düşünmekten alıkoyamadım kendimi.
Ya annelerine bir şey olduysa, Jungkook'un keyfi yerindeyken nasıl söylerdim bunu ona?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette daydreams, roségguk♫
Fanfiction'Binlerce çiçek arasından eşsiz çiçeği bulmak gibiydi seninle tanışmak.' rs&jk