Bilinmeyen şehrin söylentilere göre, genç yaşta ölmüş kadın ve erkeğin ruhunun geldiği yerdir. Burası bir zamanlar cennet olarak bilinirdi. Daha sonra ise mezar tepesinde bir gece av da yaralı olarak gelen o kişinin ruhu orada hapsoldu. Tüm köye yayılan söylentiye göre, genç kötü yollardan öğrendiği ruh büyüleriyle bilinmeyen şehri hükmetmeye başladı.
Bir çok ruhun efendisi olan Chan şimdi insanların korkulu rüyasıdan başka bir şey değildi. İntikam alınmış olsa da hala sebepsiz yere avladığı insanların ruhunu mezar tepesinde düğünler düzenleyerek onları ruh eşi olarak birbirine bağlıyor. Daha sonra bilinmeyen şehirde de evli çift için uzun süreli hayat biçiyordu.
Uyanan bedenler üçüncü ve son tören için hazırlanmış salona girdi. Bu kez en önde ilk uyanan çift vardı. Seungmin ve changbin ruhların eşliğinde taş yapıtın önüne kadar ilerlediler.
Genç oğlanın başında kırmızı gelinler için olan bir tül vardı. Changbin de ise belinde damat için olan kırmızı kuşaklala sarılmıştı. İkili yüz yüze gelecek şekilde dizleri üzerinde üç kez çöküp kalkarak birbirlerini selamladı.
Ruhlar taş yapıtta duran kadehleri hazırladılar. Çiftlerin birbirini selamlaması bittiğinde diğer çiftler de yan yana sağ ve sol da bulunan taş yapıtların yanına götürüldü. Aynı selamlamayı onlarda yaptığında diğer aşama için, ruhlar hazırladıkları kadeh için çiftlerin ellerine küçük bir hançerle kesik attı.
Kesikten akan kan kadehin içine döküldüğünde içilmek üzere değiş tokuş yapıldı. Çiftler birbirlerinin kanıyla aroma edilmiş içeceği içerken ruhlar fısıldayarak düğün şarkısını söylemeye başladı. Şarkının notaları yükselirken içeriye efendileri Chan girdi. Hemen arkasından eşi de gelmiş. Bitmek üzere olan töreni izlemişti.
Ruhlar belinde kuşak bağlı gençlere arkalarından yaklaşarak kulaklarına doğru şunları fısıldadı.
" Eşinin yüzü aç ve öp."
Beyaz genç yanında ki kocasının kulağına doğru parmak uçlarında uzandı. Sıcak nefesini bilerek boynuna doğru üfleyerek konuştu.
"Beni öptüğün o zamanı hatırladım. Çok güzeldi. Tekrar öper misin?" dediğinde dudaklarını Chan'ın kulak memesine sürttü.
Ruhların söylediklerini tekrar eden gençler karşılarında ki eşlerinin yüzünde ki tülü arkaya doğru attı. Hepsi aynı hareketleri yaparken ikili onları izliyordu. Kalçalarını kocasının bacağına sürterek taş yapıtın yanında ki üç çiftten gözleri ayırmıyordu.
Hyunjin, eşini belinden tutup kendisine çektiğinde, diğer iki çiftten aynı hareketi yapmış, dudakları birleştiğinde aynı şey tekrarlanmıştı. Domino taşları gibi, biri devrilince diğerleri de devrilir. Üçüncü törenin bitişiyle dudaklar ayrılmadan ruhlar bir başka şarkı fısıldamaya başladı.
Karmaşık bir kaç söz arasında bulundukları salon yanmaya başladı. Alevlerin arasında kalan çiftlerin dudakları ayrılıp tekrar birleşti ve alevler büyüyerek büyük salonu yok etti.
***
31 temmuz 2021
ŞİMDİ OKUDUĞUN
je ne sais pas - skz-
Short Story"Sen ölüsün, tek dileğin evlenmek" *** [ je ne sais pas ; bilmiyorum] Not : hyunlix, seungbin, minsug çiftlerini konu alacaktır. Bu tür konular hoşunuza gitmiyorsa başlamayın. Bu hikayenin bir sonu asla olmayacaktır. Devam ettir demeyin çünkü unu...