Bölüm 3 - Kamp

566 51 4
                                    

Senin için hayatının en güzel gününün üstünden 1 hafta geçmişti. Ushijima'yla daha da yakınlaşmıştınız. Akşamları antrenman olmazsa birlikte parka gidiyordunuz. Saatlerce sohbet ediyordunuz. Onunla konuşmak sana terapi gibi geliyordu. Ushi'ye de aynı şekilde. Birlikte çok güzel vakit geçiriyordunuz. Bazen de kütüphaneye gidip kitap okuyordunuz.

Bir gün antrenman yaparken koç yanına geldi. Seninle konuşmak istediğini söyleyip toplantı odasına doğru yürümeye başladı. İçinden acaba ne söyleyecek diye geçirdin gerginlikle. Odaya girdiğinizde erkek takımı antrenörü ve Ushijima da oradaydı. Ushijima'yla şaşkınlıkla göz göze geldiniz. Antrenörler bu şaşkınlığınızı fark etmiş olacak ki açıklamaya başladılar.

"Çocuklar, ikiniz de şu an milli takımdasınız ve bildiğimiz kadarıyla da yakınsınız. Biz ikinizi milli kampa birlikte gönderme kararı aldık. Bu yıl erkek ve kız takımları aynı yerde, aynı tarihte 2 haftalık bir kampa girecekler. Yabancılık çekmezsiniz hem. Orada arkadaş edinirsiniz zaten. Maksadımız yalnız hissetmemeniz. Tabii sizin için de uygunsa."

Yine şaşkınlıkla birbirinize baktınız. İkiniz de çok şaşırmış ve çok mutlu olmuştunuz.

"Çok teşekkür ederiz koç. Bizim için uygun tabii ki. Birlikte gitmekten mutluluk duyarız."
"Evet, birlikte gitmemiz çok iyi olur."
"Tamamdır o zaman. Biz size kampın olacağı yeri bildiririz. Birlikte bulursunuz zaten. Size kolay gelsin. İyi çalışın. Kendinizi çok fazla zorlamayın. Alabildiğiniz kadar bilgi, taktik alın antrenörlerden. Unutma ki Y/N , oradaki herkes sizin gibi."
"Tekrar teşekkür ederiz. Biz artık gidelim."
"Bu arada yarın yola çıkıyorsunuz o yüzden bugün antrenmanlardan muafsınız. Gidin hazırlanın. İyi şanslar. Dikkatli olun."
"Peki koç. Sizleri bilgilendiririz."

İkiniz de toplantı odasından çıktınız. Birbirinize bakıp "Çok şanslıyız. Birlikte gidiyoruz." dediniz aynı anda.

"Umarım erkekler ve kızlar birlikte maç yaparlar. Senin rakibin olmayı çok isterim. Bakalım rakibinken neler yapacağım?"
"Böyle aynı yerde antrenman olduğu zaman maç yapılır bazen. Umarım yine yaparlar. Smaçlarına karşılık vermeyi isterim."
"Smacımı karşılaşabilirsen karşılık verirsin."
"Vaay iddialısın bakıyorum."
"Takıma seçildiğime göre benim de senden eksik kalır yanım yok demek ki."
"Göreceğiz şampiyon."
"Göreceğiz."

Ertesi gün Ushijima seni yurdun kapısında bekliyordu. Valizinle aşağı indin. Sarıldınız. El ele otobüs durağına yürüdünüz. Otobüsü beklerken haritadan gideceğiniz rotayı bir kez daha kontrol ettiniz. Daha önce hiç gitmediğiniz bir yerdi. Otobüse bindiniz.

"Çok heyecanlıyım Ushi. Seninle gitmekten çok mutluyum. İyi ki benimlesin."
"Sen de iyi ki benimlesin. Seni seviyorum."
"Ben de seni. Müzik dinlemeye ne dersin? Senin için bir playlist hazırlamıştım dün akşam."
"Gerçekten mi? Çok sevinirim."
"İyi öyleyse. Hadi al kulaklığın birini."
"İstersen omzuma yaslan. Uyuyabilirsin de. Yolumuz uzun."
"Oluur."

Kulağında kulaklık, Ushijima'nın omzunda onun için hazırladığın playlisti dinlerken yolu izliyordun. Uyumadığını fark eden Ushi başını kaldırdı.

"Rahatsız mı hissediyorsun? Uyuyamadın. Rahatsızsan söyle lütfen."
"Ne rahatsızlığı Ushi. Çok rahatım şu an. Yanımda olman yeter. Ben genelde otobüste uyuyamam zaten."
"İyi peki. Nasıl istersen."
"Daha ne kadar yolumuz kaldı?"
"Yarım saate Tokyo'da oluruz. Oradan da antrenman merkezine geçeceğiz."
"Tamamdır. Müziğe devam edelim hadi."
"Olur, nasıl istersen."

Tokyo'ya varınca telefonunuzun harita uygulamasından yardım alarak antrenman merkezine gittiniz. Bir ara yanlışlıkla başka bir yola sapınca kaybolduğunuzu sanmıştınız ama biraz fikir yürüterek, biraz da uygulamadan yardım alarak sonunda merkezi bulmuştunuz.

"Wakatoshi, kocamanmış burası. Acaba kimlerle karşılaşacağız?"
"Bilmem. Görünüşe bakılırsa çok kalabalık olmayacağız. Ya da geç kaldık."
"Geç kalmış olamayız, hatta erken geldik. Demek ki az kişi var."
"Evet evet, olabilir."
"Aa, şu karşıdaki Karasuno'dan Kageyama Tobio değil mi? Çok met etmişlerdi aylık voleybol dergisinde."
"Evet o. Tanışmadık henüz. Orada tanışacağız muhtemelen."
"Peki, içeri girelim öyleyse."

İçeri girdiğinizde danışmaya yöneldiniz. Danışman üzerinizdeki formalardan -orada tanınabilmeniz için kulüp formanızla gelmeniz istenmişti- kim olduğunuzu anlayıp, "Siz Ushijima Wakatoshi ve L/N Y/N
olmalısınız. Hoş geldiniz. Siz, bayan L/N, benimle gelin lütfen. Sizi kızların yatakhanesine götüreyim. Siz, bay Ushijima, bizimle gelin. Bayan L/N'yi bıraktıktan sonra sizi götüreceğim. Eşyalarınızı bırakır sahaya inersiniz." "Teşekkür ederiz."

Koridorda yürürken bir yandan da etrafı inceliyordun. Mükemmel bir yerdi. Her şey çok iyi düşünülmüştü. Hayran hayran etrafı incelerken danışman konuştu.

"Bayan Y/N, burası sizin yatakhaneniz. Saha da 1 kat aşağıda. Tabelalar sizi yönlendirecektir. Hemen antrenmana başlamayacaksınızdır muhtemelen ama hazırlıklı olun. Kampınızın iyi geçmesi dileği ile. Ben bay Ushijima'ya eşlik edeyim."
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim."

Odaya girdin. İçeride birkaç kişi vardı. Miyagi'den gelen tek kişi sen olduğun için kimseyi tanımıyordun. Maçlarda da görmediklerin vardı. Herkes gelince tanıştınız. Hemen kaynaştınız. Çok cana yakın insanlardı hepsi. Senin gibi kanat smaçörü olan 3 kişi daha vardı. Hepsiyle antrenman yapmak için sabırsızlanıyordun. Kampa çağırılan 12 kişinin hepsi tamamlanınca sahaya indiniz. Sahada koç sizi bekliyordu. Kendinizi tanıttınız, koç kamp hakkında bilgiler verdi ve bugünlük antrenman olmadığını söyleyip odanıza gitmenizi istedi. Odaya gidip hep birlikte sohbet ettiniz, yemeğinizi yiyip duşlarınızı aldıktan sonra erkek takımının da geldiği ortak salona gittiniz.

Ş𝙖𝙢𝙥𝙞𝙮𝙤𝙣, 𝙐𝙨𝙝𝙞𝙟𝙞𝙢𝙖 𝙒𝙖𝙠𝙖𝙩𝙤𝙨𝙝𝙞.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin