Aşağıya inmiş, iki bebekle de ilgileniyordum. Jungkook'un yaralarıyla ilgilenirken Jimin beni dikkatlice izliyor, bir yandan da Jungkook'un kim olduğunu bildiğinden keskin bakışlarını ona atıyordu. "Tamam, bitti en sonunda." Pamukları toplayıp yorgunlukla tebessüm etmiş, tertemiz ettiğim bebekleri süzmüştüm. Jungkook'un rolü bırakmak gibi bir isteği olmadığını anladığımdan Jungkook'u yıkarken Jimin'i yanıma, Jungkook'u göremeyeceği şekilde almak zorunda kalmıştım. O çok kıskanç bir bebekti. "Tete..." Jimin'in sesiyle onu kucağıma aldım ve yanaklarına öpücük bırakmama rağmen çatmaya devam ettiği kaşlarını seyrettim. "O bizimle kalmasın!" Anlık olarak Jungkook'a döndüm ve dolu gözlerini görmemle derin bir nefes aldım. Sakince elimi uzatmış, eliyle kavrayınca da yavaş yavaş mutfağa ilerlemeye başlamıştım. Jungkook'a değil de, Gguk'a yardım ediyormuş gibi düşünmekten başka çarem kalmadığı için daha nazik olmaya çalışıyordum. Jimin ellerimizin arasına elini soksa da yürümeye devam etmiştik.
İkisini de L şeklindeki deri koltuğa oturttuğumda birbirlerine kinle bakan göz temaslarını sesimle bölmek zorunda kalmıştım. "Beni iyi dinleyin." Jimin kollarını bana uzattığında elimle durmasını işaret etmiş, hareketini kısıtlamıştım. "Jungkook, bana her şeyi anlatmak için yaklaşık 1 saat kadar vaktin var. Yoksa seni yağmur dindiği gibi tekrardan kapının dibine bırakmak zorunda kalırım." Bacak bacak üstüne atarak onun endişe ve panik dolup taşan gözlerini kendime çektim ve gözlerimiz kilitlenince emziğini çıkarmasını bekledim. " Ben...Gguk senden gittiği için pişman. Onu öyle beğenmeyeceğini düşündüğü için gitti." Sinirli bir nefesin ardından elimle susması için işaret yaptım ve konuştum. "Düzgün konuş, sana nasıl seslenmem gerektiğine ben karar veririm. Adın Gguk değil, herkes hem fikir bunda." Dolan gözlerine rağmen burnunu çekti ve tırnaklarıyla deri koltuğu oynamaya devam etti. "Gitmenin nedeni artık yetişkin biri olarak davranamamdı. Beni şımarık bulup benden nefret etme diye gittim, sana söylemeye çok utanmıştım çünkü. Seni o gün öyle bırakmak zorunda kalmıştım çünkü bunu yapmak artık benim için yanlış gelmeye başlamıştı. Sadece seninle değil, herkesle. Bebek gibi hissediyorken, seninle yatmam beynimi karıncalandırıyordu-" Jimin kaşlarını tekrardan çattığında emziğin çıkartıp konuşmuştu. "Her zaman age play yapmak yerine biraz daha az bencil olsaydın, o kendini öldürdüğünde onunla olurdun. Batıp geceler boyu aç ve uykusuz bir şekilde kendini borç batağından çıkartmaya yer ararken yanında olurdun. İyi ki gitmişsin, ona en büyük iyiliği yaptın." Şu an oldukça ciddiydi ve bir sinirle kalkıp yakasındaki emziği koltuğa fırlatmıştı. "Ben odamızda uyuyor olacağım, siz de konuşun halledin." Dudaklarıma yanaştığında ufak bir öpücük bıraktım ve elini de öperek gidişine izin verdim. Ne diyebilirdim ki, üstüne gitsin istiyordum. Çünkü ben gidemezdim, zamanında da gidemediği için yaşadıklarımın bende iz bırakmasına neden olmuştum. "Taehyung siz...çıkıyor musunuz?" Buruk bir gülümsemeyle başını iki yana salladında sadece başımı olumlu anlamda sallamıştım. "1 saat dolmak üzere." Ellerini önüne yerleştirdikten sonra yerine iyice yerleşti ve konuştu. "Gittikten sonra çok ağladım, sızlandım ama o günün gecesi ben...kendimi aptal bir age play sitesine başvuru yaparken buldum. Meğersem...orası pek de benim istediğim gibi bir yer değilmiş. Tecavüze uğradım, bir çok kez. En sonunda beni kapının önüne koyan adamdan sonra sana sığınmak zorunda kaldım. İsmini ve profilini görmüştüm, bir çok sitede o yüzden daha da ümitle sana sığındım. Duyguların aynıdır, benim yerime birini koymamışsındır diye düşünmüştüm..." Ağzımdan 'hah' diye bir ses çıkmıştı sadece. O ağlamaya başlayınca anlatması hızlandı. "Son sığınağım değildin, birkaç kere geldim evine ama Bogum seninle görüşmeme izin vermedi. Eşyalarımı görünce şaşırsa bile beni otele yerleştirip uygun birini aramaya çalıştı ama ben seni istemiştim. İzin vermedi, ulaşamadım sana. Sonra da düşr kalka yanında soluklandım. O otele dönemem, bezleri bahane edebileceğim hiçbir şey yok artık. Lütfen, beni kapı dışarı etme...bir işim de yok, gidebilecek bir zihniyette de değilim ben-" gözlerimin dolmasıyla iç çeke çeke ağlayan bedene sarıldım ve istediği kadar ağlamasına izin verdim. Jimin'in uyumadığına emindim, büyük ihtimalle bebek eşyalarını bırakıp ona aldığım kadife gecelikle yatakta uzanıyordu. Kısa bir şortu olmasına rağmen uzun kollu üstüyle neredeyse şortunu kapatıyordu. Bu, ona aldığım ilk hediye olduğundan korktuğunda yada üzgün hissedip bana söyleyemediğinde onunla uyurdu. Bende ona sarılır ve uykusuna eşlik ederdim. Jungkook'un titreyen bedenini kucağıma aldım ve Jimin'i kontrol etmek adına odamıza girdiğimde düşüncelerimin doğruluğunun verdiği sıcacık hisle gülümsemiş, Jungkook'u misafir odasına götürmüştüm. "Taehyung." Efendim manasında kafamı hareket ettirdiğimde başını omzumdan kaldırmış, şişen gözlerini açmıştı. " Nasıl ikimize de bakacaksın ki? Biri senin sevgilin diğeri de...i-intih-" elimle başını tekrardan omzuma bastırdım ve derin bir nefes alıp konuştum." Kardeş, kardeş olacaksınız. Elimden başka ne gelir bilmiyorum. Beni babacığın olarak kabul eder misin onu da bilmiyorum. Ama etmezsen de sana bir oda hazırlayacağım ve bakıcı tutacağım." Yatağa uzandığımda Jimin'in emziklerinden birini elime almış, temiz olduğunu bildiğimden de ona vermiştim. Bezini kendi bağladığı için sürekli yapışkanlı kısmı çözülüp duruyordu. "Babacığım ol Taehyung, ben...bakıcı istemiyorum." Arkamda hissettiğim burun çekme sesiyle duraksayıp arkama dönmüş, yanıma gelen bebeğime karşı tek kolumu açmıştım. "Sizi dinledim, acı dolu hikayeymiş. Kalsın, ama iyi anlaşmak için söz veremem." Jungkook diklenip gözlerini kıstığında sadece odanın çıkışına ilerlemekle yetinmiştim. İkisinin de birbirlerine ufak ufak alışmasını dilemekten başka çarem yoktu. "Zaten sana sormadım, babacığımın onayını aldıktan sonra senin onayına ihtiyaç duymuyorum." Jimin büyükçe bir patırtıyla ayağa kalkmış olmalı ki çok geçmeden sırtıma atlamış, kafama hafif hafif vurmaya başlamıştı. Gülerek onu tuttum ve odamıza ilerledim. Uykuya ihtiyacım vardı, çok fazla uykuya hemde...
×
Üstünkörü yazılmış bir bölüm, umarım yazım yanlışlarımı görmezden gelirsiniz.
Pek müsait olmadığım bir yerdeyim ama yazacak başka zaman bulamadığım için de hızlıca yazdım.
Mantık hatası bile olabilir, kitap bittiğinde düzenleyeceğim zaten.
Kendinize iyi bakın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret | Taekook
De Todo"Onlar benim oyuncaklarım ve seninle paylaşmaya hiç niyetim yok!" [Age play]