9. Bölüm

642 35 27
                                    

Açıkçası kitabı yazasım yoktu ama geri geldim. 6 ya da 7. Bölümden itibaren tekrar okuyun isterseniz. Unutmuş olabilirsiniz.

Bugün günlerden pazardı. Boşanıcaklarını öğrendiğimden bir gün sonrası. Babam sabah benden özür dilemişti. Ben dememiş miydim pişman olucak diye. Ama özrü hiçbirşeyi değiştirmeyecek. Yine de kırıldım ve yine boşanacaklar. Tabi bu onların kararı ve duruma bakılırsa boşanmaları daha mantıklı ama bilirsiniz. Ailemin dağılmasını istemiyorum.

Bu gün resmi şeyleri konuşucaklardı. Velayet, nafaka, mal ayrımı... Bense Ali ve Selen'le beraber rastgele bir kafe de oturuyordum. Onlar elinden geldiğince bana yardım etmeye çalışıyorlar. Sanırım tüm şansımı arkadaşlarımda kullandım.

Selen: Yemek yiyelim mi?

Ali: Olur. Benim bildiğim bir pizzacı var. Oraya gidelim isterseniz?

Dedi benim yaydığı negatif enerjiye karşı gülümseyerek. Bense hiçbir şey demeden sadece kafamı salladım. Hesabı ödeyip kalktık. Yoldayken daha fazla dayanamayıp

Arya: Çocuklar... Aslında ben biraz yorgunum. Siz gidin ben eve geçiyim. Olur mu?

Selen: Hayır. Bugün beraberiz ve eve gitmek yok.

Ali: Tamam. O zaman sahile gidelim?

Sahil güzel olabilirdi. Belki deniz sesi iyi gelebilirdi.

Arya: Tamam olur.

Kafe sahile yürüme mesafesindeydi. O yüzden yürüyerek gitmeye karar verdik. Onlar sırf benim keyfim için uğraşırken benim surat asarak gezmem daha kötü hissettiriyordu. Belki de düşünmemeliyim. En azından bir kaç saatliğine. Başımı yerden kaldırdım ve etrafa bakarak yürümeye başladım. Dalga sesleri gittikçe artıyordu. Eylül ayının ortalarına geldiğimiz için hava yavaştan soğuyordu (keşkee). Yanımda ki Ali ve Selen'e bakıp

Arya: Bi nohutlu pilav patlatır mıyız?

Dedim gülümsemeye çalışarak. Ali ise daha çok gülümseyerek

Ali: Patlatırız tabi!

Dedi. Bende gülümseyerek önüme döndüm. Biz yürümeye devam ederken Ali sessizliği bozarak

Ali: dün Demir baya endişelendi senin için. - piç gülüşü -

Onun yaptığı imayı yok sayarak hızla ona döndüm

Arya: Bişey demedin Di mi?

Ali: Yok demedim. Hem seninle de uğraşmış olur.

Yaptığı imayı tekrar takmayarak kafamı salladım ve önüme döndüm. Selen'se Ali'ye hafif omuz atarak

Selen: Sokma kızın aklına Demir'i. Daha yeni gelmişken Dilara belasını almasın başına.

Ali: Kızım Demir bile takmıyor o kızı o kadar. Hem siz neyinden korkuyorsunuz onun?

Selen: Alii. Kızı bilmiyormuş gibi konuşma. Okulda sözü çok geçi-

Ali: Demir'in sözü daha çok geçiyor. Ayrıca eğer Demir Arya'nın yanında olursa Arya'ya hiçbir şey olma-

Arya: Arkadaşlar yaz dizisi çekiyoruz da benim mi haberim yok. İkisi de kavgaları da umrumda değil. Kim naparsa yapsın.

Çocuklar birden bu tepkime şaşırmışlardı ama ben o uyuz kızı konuşmak istemiyordum. Zaten adı her geçtiğinde okulda ki uyuz bakışları aklıma geliyor.

Onlar kendi aralarında konuşurken biz sahil yolunda yavaşça yürüyorduk. Bende telefonu elime almış İnstagramda geziyordum. Çağan yine mesaj atmıştı ama onunla uğraşacak halim olmadığı için sessize aldım. Tam kafamı telefondan kaldırmıştım ki birine çarpıp yere düştüm. Kim olduğuna bakmadan hemen sinirle

Arya: Yavaş ol öküz!

Kafamı kaldırdığımda Demir gülmemek için elini ağzına kapatmış garip garip sesler çıkartıyordu.

Arya: Bi de gülüyo! Kütük!

Dediğimde yan tarafımda ki Ali ve Selen'de gülüyordu. Onlarında güldüğünü görünce bende kendimi tutamadım. Bi süre sonra sakinleşince Demir elini uzatıp

Demir: İyi misin?

Diye sordu. Elini tutarsam tekrar yere itebilir ama itmeyedebilir ve insan gibi yardım da edebilir. En kötü ne olabilir diyerek elinden destek alıp ayağa kalktım.

Arya: İyiyim. Sağol.

Daha sonra bakışlarını benden çekip Ali'lere baktı.

Demir: Napıyosunuz burda?

Ali: Geziyoduk öyle. Sen napıyosun?

Demir: Annemle atıştık yine bende evden kaçtım.

Selen: Yine neden kavga ettiniz?

Demir: Yine aynı Dilara yüzünden :/

Dilara mı? Ne alaka ki? Merakla araya girip

Arya: İyi de o ne alaka?

Demir bana dönüp

Demir: Ailelerimiz arkadaş babamın ortağının kızı. Sülük gibi yapışınca bırakmıyor. Annemde akşam onlara gideceğimizi söyledi ben gelmek istemeyince atıştık biraz.

Arya: Kötü olmuş.

Kısa Bi sessizlikten sonra Ali

Ali: Sende gelsene bizle.

Demir: Hedef neresi?

Ali: Hedef yok pilav yiyeceğiz.

Demir: Olur. Bana uyar.

Dedi ve onunla beraber yürümeye devam ettik. Rahatsız edici Bi sessizlik olunca Demir bana dönüp

Demir: Peki dün sana noldu?

Diye sordu. Bende ona bakmak yerine yere bakarak derin Bi iç çektim.

Arya: Annemle Babam boşanıyor. Bizde o yüzden çıktık dışarı.

Demir: Anladım. Boşver takma kafana. Belki de böylesi daha iyidir?

Diyerek bana moral vermeye çalıştı. Tam ağzımı açıcakken

Selen: Geldik. Bence alıp banka oturup yiyelim?

Arya: Olur.

Pilavlarımızı aldıktan sonra ben pilavımı küçük masaya koydum ve çocuklara bakmadan

Arya: Siz gidin ben geliyorum.

Diyip ketçabın kapağını açtım tam sıkıcakken arkamdan Bi ses

Demir: Ketçaplı pilav gerçekten güzel oluyor mu?

Diye sordu. Ketçabımı sıkıp Demir'e döndüm.

Arya: Bak istersen tadına?

Dediğimde Demir emin olmayan bakışlarla  -kendi kaşığıyla- pilavımdan 1 kaşık aldı. Yuttuktan sonra ona merakla baktım.

Demir: Bu da güzel ama yoğurtlu pilav daha güzel.

Dedi. Bende beraber çocukların yanına giderken

Arya: Evet evde pilav yoğurtla yenir ama dışarıda ki pilava ketçap daha çok yakışıyor.

Demir bişey demeden kafasını "olabilir" der gibi salladı.

Bilgi: Kitapta Bahar ve Mert hiç boşanmadı ve Mert hiç aldatmadı.

(760 kelime)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 04, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

'Til We Die - Demir Güçlü (Demir Güçlü ile hayal et) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin