Genç adam gözlerinden süzülen yaşları sildi. Sanki boğazında dev bir lokma kalmış gibiydi. Hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyordu içinden. Ama yapamıyordu. Ruhu sanki bedeninden fırlayacakmış gibiydi. Aklına getirmemeye çalıştıkça sanki inat edercesine beyni ona oyun oynuyordu. Gözlerini kapattı düşünmemeye çalıştı bir an…Bir an aklından çıkarmak istedi, ama başaramadı….
Sıcak bir Temmuz ayında tanışmışlardı. Genç adam onu görür görmez etkilenmişti. Arkadaşça sohbetlerde bile gözlerine takılıp kalmaktan, gözlerinde kaybolmaktan korkuyordu. O yüzden onunla aynı ortamlara girmemeye özen gösterirdi. Ama kader o kadar mantıklı değildi. Bir gün genç kız elinde dosyalarla odasına girdi. Genç adam ona bakmamak için önündeki dosyalara gömüldü. Genç kız;
-Merhaba, yardımına ihtiyacım var..diyerek sessizliği bozdu.
Genç adam birden bire gelen bu yardım teklifiyle allak bullak olmuştu. Yardım etmesine ederdi ama gözlerine takılıp kalmaktan korkuyordu. Kafası önde;
-Tabi ne demek, buyurun…diyebildi..
Çekingen tavırlarla ona yardım etmeye çalıştı. Aslında çalışmadı, elinden gelenin en iyisini yapmak için uğraştı. Karşısındaki canını istese vermeye hazırdı. Ama onunla göz göze gelmemeye çalışıyordu. Öylesine güzeldi ki; Gülen gözleri, saçları, kokusu...Dakikalar, saniyeler durmuştu. O an sadece o vardı. Yanlızca o....
İşte o andan itibaren artık içindeki aşk kıvılcımı ateş olmuştu. Her anı her saniyesi onunla geçiyordu. Ona nasıl açılacaktı..? Ya onu terslerse..? ya anlamsız bir tepki verirse? Kafasında bu sorularla sosyal paylaşım sitesinde dolanıyordu. Aslında hiç sevmezdi bu tarz siteleri ama sırf onun gülen yüzüne görmek için giriyordu. Birden sohbet kutusunda “merhaba…nasılsın?” cümlesi gözüne çarptı. Bu ondandı. Genç adam ne yapacağını şaşırmıştı. Neler söyleyeceğini de…ama yıllardır söylemeye cesaret edemediklerini beklide yazarak anlatabilirdi. Bütün cesaretiyle tuşlara dokunarak içindekileri döktü ekrana saatler ilerlerken. Bir aşk filizleniyordu, ve öylesine bir filizdi ki bu tüm yaşamını etkileyecekti….
Genç adamın eski hayatından eser kalmamıştı. Hayattan bambaşka bir tat alıyordu artık. Elinden telefonu düşmüyordu. Sevgilisine mesajlar yazarken sanki yanıbaşındaydı. Tüm günleri beraber geçiyordu. Elini hiç bırakmak istemiyordu. Birbirlerine söz verdiler..Hiç bırakmayacaklardı birbirlerini. Genç kızda artık hep gülüyordu. Zaman mekan kavramı kalmamıştı artık. Onun yanında olunca sanki dünya onların etrafında dönüyordu. Aşkın en saf en temiz halini yaşıyorlardı. Genç adam genç kızın gözlerinde kayboluyordu adeta. Ona baktıkça içini bir huzur kaplıyordu. İkiside bu anların hiç bitmesini istemiyordu. Her yere beraber gidiyor her şeyi beraber yapıyorlardı. Hayatlarını anılar dolduruyordu, hepside güzel unutulmayacak anılar. Hayat anlam kazanmıştı ikisi içinde öylesine güzel bir duyguydu ki bu.. Ama güzel olan her şeyin bir sonu vardı ve o son ergeç gelecekti… Ama güzel olan her şeyin bir sonu vardı ve o son ergeç gelecekti…
Genç adam sevgilisini kıskanıyordu. Aslında o güne kadar kıskanç bir erkek olduğunu bile bilmiyordu. Demek ki kıskanmak sevmekle alakalıydı. Sürekli eski sevgililerini aklına getiriyor içinden “acaba beni sevdiği gibi sevmişmidir..?” diyordu. Bazı anlarda sesli düşününce bu yüzden tartışıyorlardı. Onu kendisinden başkasına yakıştıramıyordu. Sanki değerli nadide bir çiçekti o ve ona ancak o sevgisini gösterebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Garip Aşk...
FantasyGenç adam gözlerinden süzülen yaşları sildi. Sanki boğazında dev bir lokma kalmış gibiydi. Hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyordu içinden. Ama yapamıyordu. Ruhu sanki bedeninden fırlayacakmış gibiydi. Aklına getirmemeye çalıştıkça sanki inat edercesine b...