medya : Şirin'in elbisesi
"Tahaaa! Taha, Taha ... Nerdesin-sin-sin?"
Aniden hızla yatağımdan kalktım. Bu aralar korkunç bir şeyler oluyordu. Kabuslar ardı ardına geliyordu. Taha'ya ulaşamıyordum. Korkuyorum. Her tarafım ter içindeydi. Derin derin nefes alıyordum. Hafiften yutkundum. Zorlukla ayağa kalktım. Her taraf sessizdi. Sadece kendi nefesimi duyuyordum. Ecem daha gelmemiş miydi?
Lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Aynadan kendime baktım. Çok korkunç gözüküyordum. Cidden korkunç bir kabustu. Derin derin nefes alarak kendime gelmeye çalıştım. Güçlü davranmaya çalışmak gerçekten çok zordu. Dışarıda yağmur yağıyordu. Hava hafiften kararmaya başladı. Hemen üstümü giymem gerekiyordu ama Ecem nerde?
Kapı sesini duydum. Kapıya doğru koştum. Ecem gelmişti. Yüzünde bir gülümseme vardı. Alışveriş yapmıştı. Onu böyle görmek tüm dertlerimi unutturmuştu. Koşarak elindeki poşetleri aldım, mutfağa taşıdım.
Yiyecekleri buzdolabına yerleştirirken Ecem’e döndüm.
“Ecem, bu akşam yemeğe gitmem sorun olur mu?”
Ecem kafasını bana çevirdi. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
“Olur mu hiç öyle şey? Tabii ki de gideceksin.”
Cevabına karşılık sadece sırıttım. Ecem iyi bir kızdı. Güçlü olmaya çalışıyordu. Onunla arkadaş olduğum için hiçbir zaman pişman olmadım. Ailem gibi görüyordum onu. Benim ailem yoktu. Üniversite son sınıftayım ve burs parasıyla geçiniyoruz. Ecem de çalışıyor ama ne işinde çalışıyor hiç bilmiyorum. Söylemiyor işte. Zaten kurcalamak da istemiyorum. O iyi bir kız.
İşimi bitirir bitirmez hazırlamaya gittim. Siyah elbisemi giydim ve saçımı açık bıraktım. Siyah ayakkabılarla iyi görünüyordum. Ama acaba yemek için uygun mu bilmiyordum.
Taha beni almaya gelmediği için kendim gitmek zorunda kaldım. Restaurantta bunun hırcını ondan çıkaracaktım. Restauranta geldim. O kadar heyecanlıydım ki kalbim yerinden fırlayacaktı. Derin nefes alarak içeri girdim. Taha’tı göremiyordum. Daha gelmemişmiydi?
Galiba biraz beklemem gerekecekti. Rezervasyon yaptığı masaya oturdum. İster istemsiz yüzümde bir sırıtış vardı. Bu sırıtış hiç gitmiyordu. Bırakamıyorduö
~~ 1 Saat sonra ~~
Hala bekliyorum ama bu fazla oldu. Yüzümdeki sırıtış ağlayışa dönmeye başladı bile. Gülümsememin aşağıya düşmesiyle gözümdeki yaşlarda düşüyordu. Ama güçlü olmaya çalışıyordum. Biraz da korkuyordum. Başına bir iş gelmiş olabilir mi?
~~ 2 Saat sonra ~~
Gözümdeki yaşlar istemsizce dökülüyordu. Hıçkırarak ağlamay başladım bile. Ağlıyordum. Nedenini bilmiyordum. Gelmediği için mi , yoksa başına bir iş gelmiş olabileceği için mi? Garson yanıma geldi.
“hanımefendi, galiba misafiriniz gelmeyecek. Zaten bir şey de sipari-“
Çantamı alım ve masadan kalktım. Çok bekledim gelmedi. Ondan bir haber de almadım. Ailesini aramalımıydım?
Onun evine gitmeye karar verdim. Artık taksi için param kalmamıştı. Otobüsle gidecektim. Otobüs durağına doğru yürüyordum ama hâla ağlıyordum. Bu da istemsizdi. Kendimi durduramıyordum. Otobüs durağında bekliyordum. Ağlıyordum. Korkuyordum. Ellerim çok soğuktu. İçimde garip bir his vardı. Bu hisi bastıramıyordum. Gözümü hafifçe kapattım. Gözümdeki son yaş döküldü. Peçete ile o son göz yaşımı da sildim. Makyajımın akmaması gerekiyordu. Zaten aksada ne fark edecekti. Tam ağlamam kesildi derken bağırarak ağlamaya başladım. Eğildim, ağlamam durmuyordu. O-o-o- beni ekti. Ya da başına bir iş geldi. İçimdeki o hissi anlatamıyordum. Çünkü bu gaip bir histi. Bunun daha önce kimsenin yaşamadığına emindim. Yavaşça doğruldum. Gelen otobüse bindim. Gece olduğu için otobüs kalabalık değildi. Bir yere oturdum. Sessizce ağlamaya başladım. Makyajım çoktan akmıştı. Korkunç bir canavara benzediğim belliydi. İnen binen bana acınası şekilde bakıyordu. Bu bakıştan nefret ediyorum. Yüzümü eğdim. Düşünmeye başladım. Aramalarıma cevap vermemesi, beni evimden almaması, buluşmaya gelmemesi… bunlar garipti. İçinde bir iş vardı. Onun başına bir iş gelmişti. Bu belliydi. Bunu seziyordum. Kabus görmem, içimdeki kötü hisler… Evet! Onun başına bir iş geldi yada… söylemek istemiyorum ama beni bırakmış olabilir mi? Birbirimizi deli gibi severken bu olabilir mi? 4 yıldır, birbirimizi gördüğümüz andan beri severken bu olabilir mi? Belki de benden sıkılmıştır? Olabilir mi? Hayır! O benden vazgeçmez. Umarım… Ama eminim, başına bir iş gelmiş olabilir. Kafam soru işaretleriyle dolu.
Onun evinin olduğu durağa geldim. İndim. Korkunç haldeydim. Onun evine doğru koşmaya başladım. Apartmanı gördüm. Ama ışıkları yanmıyordu. Umudumu kaybetmeden derin nefes alarak binaya girdim. Kapının önüne geldim. Zile basmaya başladım. Aralıksız basıyordum elimi zilden çekmeden basıyordum. Beni duyması gerekirdi.
Karşı komşunun kapısı açıldı. Kadın beni görünce aniden korktu ama halimi anladı.
“Kızım ne diye zile basıyorsun.Taha dünden beri gelmiyor. Evde yok!”
Bu cümleyi duymamla içimden soğuk bir şey geçti gibi oldu. Sanki nefesim kesildi. Olduğum yerde dondum kaldım. Kadının konuşmaları sinek vızıltısı gibi geliyordu. Gözüm bulanıklaşmıştı. Hiçbir şey göremiyor , duyamıyordum. Daha sonra etraf karamaya, başım dönmeye başladı.
Artık her taraf kararmıştı….
Hikaye bölümleri kısa olabilir. Bunun için üzgünüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love and Death
Misterio / SuspensoHiç beklemediğiniz bir an karşınıza çıkar mi? böyle şeyler filmlerde olur dedikleriniz başınıza gelirse ne yaparsınız? Burada bir aşk dan bahsetmiyorum. Olan bir aşkın merhametsiz sonu.. . Şirin ve Taha çiftleri... Konyu anlatmak istemiyorum. Ama ma...