2. Bölüm

10 5 0
                                    

   Beyaz Diyar'dan çok uzaklaşmıştık. Yavaşça aşağı indim ve Amy'i kucağımdan bıraktım. Korkulu gözlerle bana bakıyordu. Güneş batmaya ve hava soğumaya başlamıştı. Yanıma aldığım birkaç sütlü keki çıkardım ve bir parçasını Amy'e verdim. Sütlü kek, Beyaz Diyar'da herkesin çok severek yediği ve yapılması oldukça kolay bir kekti ve bir dilim yediğimizde bile sanki enerji patlaması yaşıyormuş gibi hissettiriyordu. Periler her ne kadar çok fazla acıkmasa da küçük perilerimiz belli bir yaşa kadar düzenli beslenmek zorundaydı.

    Hava tamamen kararmış ve etraf tamamen karanlığa bulanmıştı. Amy kucağımda uyuyordu. Yaslandığım ağaç bir anda kıpırdadı. Ormandaki büyülü ağaçlardan biri olmalı diye düşündüm.

" Merhaba güzel peri. "

" Merhaba büyülü ağaç. Sana yaslanmamda bir sakınca yoktur umarım. "

" Tabiki yaslanabilirsin. Hatta sen de uyu ve ben de dallarımı üzerinize örteyim. Geceyi rahat geçirin. "

   Bu teklife asla hayır diyemezdim. Hava soğuktu ve gerçekten çok uykum gelmişti.

" Çok teşekkürler ağaç. "

Yavaş yavaş kapanan gözlerim kendini uykunun ellerine bıraktı.

   Sabah olduğunda ağaç, dallarını üzerimizden çekmiş ve uykusuna dalmıştı. Ormanı korumak için geceleri uyanık kalır, gündüzleri de mışıl mışıl uyurlardı. Amy'i kaldırdım ve yola devam etmek için ayağa kalktım. Amy uyku sersemliği ile yanlış yöne doğru yürümeye başladı.

"Amy! Oradan değil, bu taraftan gideceğiz. "

"Abla 5 dakika daha uyusam olur mu? Lütfen. "

"Amy üzgünüm bir an önce yurda gitmemiz gerek. "

   Hızlı adımlarla ormanın derinliklerine indik ve çantamdan haritayı çıkardım. Harita anahtarın yerini gösteriyordu fakat anahtar hareket ediyordu. Olamaz! Yoksa anahtarı biri mi aldı? Eğer aldıysa onunla savaşıp o anahtarı geri almam gerekir. Ya bir Elf aldıysa! Bu çok daha kötü olur. Özel büyü Elflerde çok fazla işe yaramıyor.

   Adımlarımızı daha da hızlandırdık. Kanatlarımı yormamak için uçmuyordum. Haritaya bir daha baktım. Yurda yaklaşmıştık ama hala yolumuz vardı. Issız ve sessiz ormanda ilerlerken çalılardan bir ses geldi. Amy arkama saklandı ve ağlamaya başladı. Küçük kardeşim çok korkmuştu. Birden çalılardan yavru bir ejderha çıktı. Ejderhalar çok eski dönemde yaşadıklarından artık soyları tükenmişti ama şu anda önümde yavru bir ejderha duruyordu. Çok ilginç. Bütün diyarlara baktık fakat bir tane bile ejderha yoktu. Bu da nereden çıkmıştı?

   Amy ejderhanın yavru olduğunu görünce yavaşça arkamdan çıktı ve ejderhaya doğru yaklaştı. Ejderha onun bir prenses olduğunu anlamış olacak ki Amy'nin karşısında başını eğdi. Ejderha başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Gözleri gözlerime kenetlendi ve ruhsal alemde onunla iletişime geçtik.

"Merhaba Lively. Biliyorum çok şaşkınsın. Soyunuzun tükendiğini ve yok olduğumuzu sanıyorsun. Fakat biz hala yaşıyoruz ve buraya, senin yanına Amy'i yurda götürmek için geldim. Senin yolun çok uzun olduğundan Büyük Peri beni buraya gönderdi. Senin gelmeni dört gözle bekliyormuş. Acele etsen iyi olur. Amy ile vedalaş savaştan sonra onu size getireceğim. "

   Ejderhanın söyledikleri karşısında kalakaldım. Büyük Peri beni izliyordu ve bekliyordu. Belki de her şeyden haberi vardır. Eğer haberi varsa ve yardım etmiyorsa bu felaket olur. Umarım Büyük Peri iyidir.

"Çok teşekkürler küçük ejderha. Senden bir ricam var. Lütfen yurdu ve Amy'i koru. "

"Merak etme Lively. Savaş son bulana kadar onunla olacağım. "

SON SAVAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin