Bomboş vadide yürüyorduk. Prenses Lively beni önden yürütüyor, kendisi, arkamda bir buz topu ile beni rehin almıştı. Bana bir şey yapmayacağını çünkü beni kendi ordumuza karşı bir silah olarak kullanacağını biliyordum.
Teklifimi kabul ettiğinden beri hiç konuşmamıştık. Koskoca Yokluk Vadisinde, baş başa ve sessiz bir şekilde yürüyoduk. Bir an durup arkamı döndüm. Komuşmamaktan sıkılmıştım.
"Bak peri! Beni ne için yanına aldığını biliyorum. Merak etme seni öldürmeyeceğim ya da saldırmayacağım. Sen de benim ırkımdan sayılırsın. İkimizin de amacı aynı. Büyük Peri ile konuşmak. Ama anahtarın yeri değişip duruyor. Dünya'ya gidebilmemiz için birlik olmak zorundayız. "
"Anahtarın yerinin değiştiğini nereden biliyorsun? "
"Ah peri sen Elfleri tanıyamamışsın. Bizim istediğimiz eşya veya insanın yerini algılama gücümüz var. Bu kulaklar neden sivri sanıyorsun? Bizim için anten görevi görüyorlar. "
"Peki şu an anahtar nerde? "
"Anahtarın yeri çok hızlı değiştiği için algılayamıyorum. Umarım harita vardır. "
"Evet var fakat burada anahtar sabit duruyor. "
Haritayı çıkardı. Anahtar gerçekten de sabitti. Fakat ben sabit olmasına rağmen onun yerini algılayamıyordum.
"Yoksa... "
"Yoksa ne? "
"Yoksa kulaklarım mı bozuldu? "
"Ne saçmalıyorsun Harmor? "
"Harmor da kim? "
"Sen değil misin? "
"Ah hayır benim adım Hector. "
"Üzgünüm."
Bir anda gülümsedi ve özür diledi. Çok tatlı ve güzel görünüyordu. Tıpkı bir peri gibi. Ah Hector o zaten bir peri! Peri fakat sanki bir Cadı gibi davranıyor. Gerçi cadılar bile daha iyi davranıyorlar.
Sabah olmaya başlamıştı ve biz ya da ben, çok yorulmuştum. Perilerin aksine bizim beslenmeye ihtiyacımız vardı.
"Ben çok yoruldum ve acıktım. Biraz dinlenelim, sabah devam ederiz yola."
"Peki."
Etrafta hiçbir şey olmadığı için olduğumuz yerde, yere oturduk. Bir anda parlayan bir çanta ortaya çıktı ve içinden bembeyaz bir şey çıkardı.
"Al bakalım."
"Bune? "
"Sütlü kek. Eğer melezsen bilmen gerekir. "
"Adını duymuştum ama hiç yememiştim.
" Seveceksin. "
Bir ısırık aldım. O kadar lezzetliydi ki bütün gün yiyebilirdim. Şekerli süt tadı çok güzeldi. Yumuşak olmasından bahsetmiyorum bile.
"Bu harika, mühteşem, efsane. "
"Demiştim."
"Sırf bunun için bile Beyaz Diyar'a gelmek istiyorum. Kızıl Diyar'da sadece kanlı et yiyoruz. Tadı gerçekten berbat. Denemek istersen etraftan hayvan avla ve derisini yüzüp ye."
"Sesini kes ve şu keki yiyip yat artık. "
Gıcık olmuştum. Bir peri nasıl bu kadar kaba olabilirdi? Hiçbir şey demeden kekimi yedim. Tadı damağımda kalmıştı. Bir anda beyaz bir su matarası uzattı. Alıp içtim. Tatlı su içmek mideme çok iyi gelmişti. Sanki organlarım içeride parti veriyordu. Bu güzel doymuşluk hissiyle yattım ve harika bir uyku çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON SAVAŞ
Fantasy'' Ben giderim! '' '' Nasıl gideceksin bu günler hatta haftalar alır. Dünya'nın anahtarını alabilmen için ne kadar yol gitmen ve nereye gitmen gerektiğini bile bilmiyorsun. '' '' Haritayı verin. Hem zaten kaçmam gerek. Anne sen de Amy ile Dünya' ya...