Kötü bir ruh halinde olduğunuzda ATEEZ:
Kim Hongjoong:
-"Tatlım! Ben geldi-"
-Gözyaşlarınızı çabucak silmenizi görüp size yakınlaştı ve meraklı yüzüyle sordu.
-"Bir sorun mu var?"
-"H-hayır."
-Sesinizi düzgün çıkarmak için çalıştığınızı anladı, tahminen 5-6 saattir ağladığınızı da.
-"Tamam, seni sıkmayacağım ama bir sorunun olduğunda bana gelebileceğini biliyorsun, değil mi? Şimdi sakinleş lütfen, her şey geçecek..."Park Seonghwa:
-Rüyasını bölen birisinin boğuk hıçkırıklarıydı.
-Uyandığından dolayı kalın olan sesiyle size seslenmişti.
-"Y/N? İyi misin?"
-Burnunu çekerek kafanızı sallamıştınız ama bunu göremeyecekti tabi.
-Ayağa kalkıp işığı açmıştı ve kıp-kırmızı gözlerini görmüştü, bu onu birazcık endişelendirmiş ola bilir.
-Göz yaşlarınızı silerek sormuştu:"Ne oldu bebeğim?"Jeong Yunho:
-Ağlayarak listenizdeki tüm üzgün şarkıları dinlemiştiniz.
-Tüm gün odaya girip keyfinizi soran ayıcık adeti üzere odanıza girdiğinde sizi kulağınızdaki kulaklıklarla ve dedektif L pozisyonunda bulmayı beklemiyordu.
-Bu sizin depresyon moodunuzun on olduğunu açıklıyordu.
-"Ne oldu sana? Neden ağlıyorsun?"
-Bunu size sorması daha çok hıçkırmanıza neden olduğunda yanınıza oturdu ve size sarıldı.Kang Yeosang:
-Sabahtan beri sizde bir gariplik olduğunu sezmişti.
-Sabah en sevdiğiniz bardağınız yerine başkasını kullanmanız bile bunu anlamasına yeterdi.
-Öğlen artık daha fazla dayanamamış ve ne olduğunu sorduğunda sadece gözlerinizden gelen yaşları gördü.
-Ona sarılmış ve kısık sesle konuşmaya başlamanıza karşılık saçlarınızı okşamaya başlamıştı.
-"Hayatım boka sarıyor, hiç bir şey eskisi gibi değil..."Choi San:
-Bu gün fazla agresiftiniz.
-Her sözü yanlış anlamanız, sohbeti uzatıp kavga yapmanız...
-Bu cidden onun canını sıkıyordu.
-Gün içindeki 4.kavganızda dayanamamış ve bağırmıştı.
-"Neyin var?! Kendine gel!"
-Cevabındaysa sadece koltuğa oturmuş ve kafanızı ellerinize almıştınız.
-"Bilmiyorum..."Song Mingi:
-Daha mükemmel bir güne uyanırken neden bu kadar berbat olduğunuzu anlamadınız.
-Herşey çok sıkıcı geliyordu, en küçük şeyde sinirleniyordunuz ve ağlamak istiyordunuz.
-Sizi gergin gördüğünde yanınıza biraz abur-cubur ve sıcak çikolatayla geldi.
-"Tatlım, ne oldu bilmiyorum ama...Biraz rahatlamaya ihtiyacın yok mu sence de?"Jung Wooyoung:
-Bir kaç gündür davranışlarınızı inceliyordu.
-Herşeye karşı umursamaz tavrınız, tabiri caizse ölü gibi hareketleriniz...
-Neyiniz olduğunu test etmek için en sevdiğiniz tatlıdan karşınıza koydu.
-"Hiç iştahım yok, Woo."
-Yanınıza oturup kafasını dizlerinize koymuştu.
-"Ne oldu sana böyle?"Choi Jongho:
-Normalde çok stresli olduğu dönemlerde hep ona destek vermeniz hoşuna giderdi.
-Hep enerjik ve güleryüzlüydünüz, bu yüzden üzgün olduğunuzu anlaması uzun sürmedi.
-Bir gün sadece oturmuş şarkı dinliyordunuz, boşca duvara bakarak.
-"Gire bilir miyim?"
-Kısık sesten dolayı duyduğunuz ve onay verdiğiniz an yanınıza oturdu.
-"Hep yanımdaydın, bu sefer sıra bende."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEEZ | Reactions
Random⚛︎ Bir takım olaylar ve bazen çeviriler. ⚛︎ İstek alıyorum, lakin smut olmaması şartıyla. ⚛︎ Çok öyle ciddiye almayın, sıkıntıdan başladığım bir kitap. Ayakkabılarını çıkar, sağ ayakla gir.