Uzun süreli hastalığınızı atlatdıktan sonra onlara anlattığınızda:
Kim Hongjoong:
-Aranızın soğumaya başladığı ilk anlarda endişelenmişti.-Ona karşı olan hareketlerinizin yabancılığı da onu delirtecek gibiydi.
-Tamam, zor zamanlar geçirdiğinden şüphelenmiştir mutlaka.
-Ama koskoca 6 ay sonrası, ona bunu yüzündeki kırgın tebessümle söylediğinde...
-Dizlerine kapanacak ve Tanrıya şükranlarını sunacaktı.
Park Seonghwa:
-"Tanrı aşkına, neyin var senin?!" En çok kullandığı cümle buydu.-Bir şeyleri bilmediği kesindi.
-Bilmediği çok şey olduğunu öğrendiği an kırılma noktasıydı.
-"Senin boktan baskıların altında geçirdiğim o zamanları unutmaya çalışıyorum, en azından yaşamaya bir kaç yıl daha kazandıktan sonra."
-Bunları sizden duyduktan sonra işin aslını öğrenecek, muhtemelen ilerideki zamanlarda tavrını değişip daha anlayışlı olmaya çalışacaktır.
Jeong Yunho:
-Farkındaydı.-Sürekli ellerinizin titremesi, baş ağrılarınız, mide bulantıları...
-Doktora görünmeyi teklif ettiğinde ona gideceğinizle bağlı söz vermiştiniz.
-Ve o zaman yaşamayı her şeyden çok istediğiniz zamanlarınızdı.
-Başardığınızda, tüm günü ona sarılarak birlikte ağlamıştınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEEZ | Reactions
Random⚛︎ Bir takım olaylar ve bazen çeviriler. ⚛︎ İstek alıyorum, lakin smut olmaması şartıyla. ⚛︎ Çok öyle ciddiye almayın, sıkıntıdan başladığım bir kitap. Ayakkabılarını çıkar, sağ ayakla gir.