1

357 22 18
                                    

Yere çömelmiş parmaklarımla oynarken çimenlerin büyük bir şiddetle hareket ettiğini gördüm.

Hemen peşinden o kulak tırmalayan lanet ses geldi, yankılandı.

Insanlar bu ses üzerine uyanmaya başlıyorlardı.

Işte yine başlıyor,

Labirentin duvarları açılıyordu.

...

Uzun süre önce başladı hikayemiz, hepimiz birer ay boşlukla buraya geldik, getirildik.

Kimse bir şey dememişti, beş yıl önce ben burda sanki yeni doğmuş gibi açtım gözlerimi. Minho'nun söylediğine göre bir kriz geçirmişim. Beni hemen asansörden çıkarıp çimene uzandırmışlar, kısa süre sonra Minho'ya sarılır bir şekilde bayılmışım. Ayıldığımda hamaklardan birindeydim.

Minho yakın arkadaşım, hatta kardeşimdir, buraya geldim geleli bilirim onu.

Çekik gözleri ve burada sürekli egzersiz yapmaktan kaynaklanan ve ortaya çıkan müthiş bir vücudu var. Ayrıca çok iyimserdir bana karşı, sevecen ve dürüst.

Bir de Gally var, kendine kaptan diyor. Sarı saçlı, orta yapılı biri. Hoş bir gülümsemesi var bazen gelip saçlarımı okşuyor.

Chuck var, en küçüğümüz ve buranın neşe kaynağı. Gülünce yanakları kıpkırmızı oluyor, bir de kıvırcık saçları var.

Ha bir de... Thomas var. Bizim çaylak. Daha yeni geldi buraya 1 yada 2 ay önce. Winston ona işleri öğretiyor ama çoğu zaman bir bahane bulup Ben ile ormana gidiyorlar. Alby buna her ne kadar çok kızsa da benim sözlerime kıyamayıp affediyor onu.

Tabii bende Thomas'a kıyamıyorum ...

...

"Newt!" Gözlerim hızla labirent için hazırlanan Minho'yu buldu. Ayağa kalktım.

"Efendim Minho" üzerindekini zorlukla düzeltirken yanına yaklaşıp yardım ettim. Ellerini çekip izin verdi.

"Normal de olsa şuan her şey hazır olurdu ama bizim sarı kafa bugün dalgın gözüküyor" sarı kafa derken saçımı karıştırmıştı. Burda nasıl bitlenmiyorduk anlamıyorum, hoş burayı yapanlar böcek koymamışlar ki.

Güldüm ve ellerimi çektim. "Dalgın değilim sadece... uykum geliyor son zamanlarda" güldü.

"Hamile falan mısın? " diye dalga geçti. Ah yine başlıyoruz. "Ne alakası var Min?" Diye sordum. Ona yaklaşıp utançla "hâla bakireyim!" Dedim sessiz, fısıltılı bir çığlıkla.

O buna daha çok güldü "biliyorum onun için dalga geçiyorum. Buradaki tek bakire kişi sensin." Bir an durup düşündü.

"Bir de çaylak"

Bir de çaylak...

newtmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin