2. Bölüm

115 7 1
                                    

☠️

Gözlerim saate takılınca mutluluktan uçmak üzere olduğumun farkındaydım. Saat akşam 6 olmuştu. Üzerimde ki beyaz uzun yırtmaçlı elbiseye bakınca yüzümde ki gülümseme daha çok genişlemişti.

Uras'ın benim için gönderdiği bir elbiseydi. Bugün 17 Nisan'dı. Benim doğduğum gündü. 18'ime adım attığım gündü. Özgürlüğümün ilk günüydü. Annemin ölmeden önceki yıl, son kez kutladığımız doğum günüm aklıma gelince acı içinde gülümsedim.

"İyi ki doğdun Asel, iyi ki doğdun Asel" diyen ablam ve annem alkış çalarken üzerimde ki beyaz kısa elbise ile heyecandan terleyen avucumu elbisemin ucuna sildim.

Pastanın üzerinde kocaman 'Ben 12 yaşındayım' yazıyordu. Annem ve ablamın gülümseyen yüzüne bakıp ellerini tutarak gözlerimi kapatıp dilek tutmuştum. 'Hep mutlu olmak istiyorum'

Gözlerinin açıp pastayı üfleyerek anneme ve ablama sarılmıştım. Bu zamana kadar bir an olsun yanlız bırakmayan annem beni öpücüklere boğmuştu.

O gün dünyanın en mutlu kızı ben olabilirdim. Çünkü unutamadığım bir an yaşamıştım. Ama dileğim gerçek olmamıştı. Geçmişimi hatırlamak, yaşanmış anların değerini daha anlamaktan çıkar. Ben şimdi daha iyi anlıyordum.

Ellerim kapının ziline giderken, elimde ki küçük pastayı heyecandan düşürmemek için sıkı sıkı tuttum. Ben artık her yıl, sevdiğim adam ile bugünü kutlayacaktım. Doğum günümü sevdirmeyen adam, doğum günümü sevdirmişti.

Kendi pastamı alarak sevdiğim adamın evine gelmiştim. Bana bugün güzel sürprizler yaparak doğum günümü kutlayacağını biliyordum. Bende ona bir sürpriz yaparak buraya gelmiştim.

Zili çalmaktan vazgeçip benim için verdiği anahtarı çantamdan çıkartıp, kapıyı sessiz olmaya özen göstererek, açıp içeriye girdim. İçerden hiç ses gelmezken yukarıda olduğunu düşünerek pastanın üzerine mumu batırıp yaktım.

Adımlarım yavaş yavaş merdivenlere doğru giderken, heyecandan bayılmak üzereydim. Uras zengin olduğu için ayrı evi vardı. Ben ilk kez böyle bir şey yapıyordum. Kendi doğum günümde sevgilimle kaçamak saatler geçirmek istiyordum.

Son adımımı attığım an, yukarıda ki sesler ile ellerimin titremesiyle sert bir şekilde yutkundum. Başımdan aşağı kaynar sular dökülürken iliklerime kadar yandığımı hissediyordum. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki, korkudan olduğunu anlamıştım.

"Artık ne zaman benim olacaksın?"

"Bir gün elbet..."

Bu Uras'ın sesiydi...

Benim sevdiğim adamın sesiydi. Ve duyduğum diğer ses bir kadına aitti.

Bu ses benim huzur bulduğum ama şu saatten sonra iğrendiğim bir sesti. Duyduğum inleme sesleri yüksek bir hal alınca, elimi ağzıma kapatıp hıçkırığımı gizlemeye çalıştım. Elime damlayan yaşlar ile ağladığımı o an fark etmiştim.

Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, kelebeğin ömrü uzunluğundaydı. Benim kalbimde bir ömür boyu çekeceğim yaralar bıraktı.

Daha fazla bu sese katlanamadığım için elimde ki pastayı yanımda ki sehpanın üzerine koyup benim için verdiği anahtarı sert bir şekilde masaya koydum. Merdivenlerden ses çıkmasını bile umursamadan hızlıca indim.

Ayağım da ki topuklu ayakkabıyı çıkartıp elime alarak koşmaya başlarken hıçkırarak ağlamaya başladığımı o an fark etmiştim. İhanet. Söylemesi ne kadar basittse yaşaması bir o kadar zordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 21, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sol Tarafımdaki HisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin