"yine o soğuk günlerden birindeyiz, sen olmadan burası çok soğuk sevgilim, üşüyorum. seni özledim, yanına gelmek istiyorum, seninle beraber olmak istiyorum, müziğimi dinle istiyorum, melodim ol istiyorum, kadehlerimizi gökyüzüne kaldırıp kahkaha atalım istiyorum, gülüşünü istiyorum, bedenini istiyorum..."
dedi luka, iç çekti ve çalgısını göğsüne bastırdı. lirinden çıkan her melodi kalbini parçalara ayırıyordu, ayrılan parçalar her seferinde birleşiyor ve daha güçlü bir melodiyle tekrar ayrılıyordu.özlüyordu, kaybetmişti, hem de daha yeni bulmuşken. gözleri onu arıyordu, kalbi onunla atıyordu, beyni onu düşünüyordu, elleri onun ruhunun melodisini çalıyordu, ayakları ona götürüyordu ama o gidemiyordu, olmuyordu, ölemiyordu. tanrılar merhametli olduklarını düşünüyorlardı ve luka'nın ölmesine izin vermiyorlardı, ölümlüler ölmek istememeliydi. ama biricik sevgilisi ölmüştü, ölüler diyarı'na gitmişti. luka da sevgilisi ile ölmüştü, sadece yeraltına gitmemişti.
"her zerreni özlüyorum sevgilim, kokunu özlüyorum, iri gözlerini özlüyorum, zarif ellerini özlüyorum, dudaklarını özlüyorum, ince bedeninin ellerimin arasında kaybolmasını özlüyorum, müziğimi dinlerken çektiğin iç çekişlerini özlüyorum, mutlu olduğunda boynuma sarılmanı özlüyorum, seni özlüyorum sevgilim, seni özlüyorum ve seni geri getireceğim. orada kalmayacaksın, beni tek bırakmayacaksın, beni yüzüstü bırakmayacaksın sevgilim. bekle beni, seni kurtarmaya geliyorum."
diyen luka bilmiyordu ki, asıl kurtarılması gereken kişi ta kendisiydi.•
Not: kitabın açıklama kısmındaki şiir bana ait değildir, bana ait olduğunu düşünen olur mu bilmiyorum ama- hayır değil.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the hypnotizing music [miraculous]
Fanfic"bu ne sevgilim, bu ne? bu ne çılgınlık böyle, seni de yok eden, zavallı beni de? işte gene geri çağırır beni zalim kader, uyku kapatır kararan gözlerimi, dört yanımı saran gece götürür beni, elveda!" ••• miraculous: tales of ladybug & cat noir çiz...