Off telefon sus artık kim bu bee ''Ne var Eylül yine ne vaaar'' diye bağırmamla annem içeriye kahkaha atarak girdi
"Ah bu Eylül'ün aramaları başladı diye hadi kızım kahvaltıya gel."
'' Denizcim bu gün kahvaltını yap ve hemen gel çocuklarla kumsala gidicez denize girelim diyoruz bikinilerini unutma, bu arada ayağın nasıl odu yüzebilicek misin? Derya teyze nasıl iyimi?"
"Eylül tamam sus ben gelicem ayağım iyi dedim".
Telefonu lak diyo suratına kapattım.
Annem kahvaltıda nefis böreklerini döşemişti her zamanki gibi yanağına kocamaan öpücük kondurdum ve hazırlanmaya gittim bilekte açık kot pantolonumu üzerinede beyaz bol v yaka tişörtümü geçirdim saçlarımı at kuyruğu yaptım ve mutfağa koştum.
'' Ooo Derya Sultan döktürmüşsün İzmire ne zaman dönüceksin?''
'' Bu akşam dönüyorum kuzum beşte otobüs kalkıcak sen nereye gidiceksin Eylül nereye çağırdı yine "
dedi.
Denize gireceğmizi söyledim tedirgindi ama ayağa kalkıp zıplamamla yüzündeki tedirginlik artık kocaman bir gülümseme geldi
'' Ben çıkıyorum annecim sen beni ara çıkacağın zaman haber ver ben gelirim''
Sahil her zamanki gibi cıvıl cıvıldı önümüzden geçen mevsimlik kasa sahip olan taşlar beni keserken Eylül yakınıyordu "Ah ah bi sevgili bulamadım"
dedi. Ahmet
"Hiç sorma bende"dedi ben bi kıkırdadım.
Eylül '' Ne var be neye gülüyorsun burda arkadaşımla dert yakınıyoruz ''.
'' Hıhı kesin tamam ya sen arkadaşınla dert yakın''
dedim ve gülmeye devam ettim.
Bi eksikik vardı bi gıcıklık yoktu ortada beni sinir eden yoktu 'Poyraaaz'' Eylül kahkaha patlattı ayy hay aksi sesli düşünmüştüm ayy rezillik.
"Yani ben şey beni sinir eden yok falan diye düşünürken şey oldu yanlışıkla" diye açıklama yapmaya çalışırken saatin ilerlediğini ve annemin yanına gitmem gerektiğini hatırladım ve hemen kaktım.
"Eylül hadi annemi bindirelim yarım saat sonra otobüs kalkacak."
"Ahmeticiğim Eylülü alıyorum canım kusura bakma sohbetinizi bölüyorum ama" dedim kıkırdadım.
''Deniz sen ne ima ediyosun hayır sanki Ahmete bişey hissediyorum oda bana hissediyor sanki bişe var aramızda gibi davranıyosun...''
" OOF Eylül sus artık ya hadi annem gidecek şimdi"
Koşmaya başlamıştık hızla giderken yanımda bi koku geçti kayıp çocuk Poyrazdı bu Eylül nereye gittiğini sordu sahile gideceğeni söyledi ben umursamadan:
'' Tamam Poyraz hadi güle güle'' dedim Eylülü çekiştirdim.
Anneme yetişmiştik gidip kocaman öptüm.Ağlamamak için kendimi ne kadar zor tutsamda dayanamadım ağladım ''Gitmesen olmazmı ''
benim ağlamama annem hiç dayanamaz oda ağladı bu ağlamalara da Eylül hiç dayanamazdı ve annemi lafa tuttu :
'' Ay Derya teyzee bi çocuk var şöyle böyle..''
annecim hadi sen git yoksa kesin gidemeyeceksin bu deli kız seni bırakmaz dedim annemi uğurladık.
Aklım sahildeydi saat altıya geliyordu iskelede oturma saati.
İskelede Eylül hanımın dondurma döktüğü üstünü değiştirmesini bekliyordum ah şu kız kocaman oldu hala dondurma döküyor üstüne.
Arkamdan Poyraz kokusu geldi elinde ince bi battaniye sırtıma atmıştı gülümsedi hayır masumca değil oldukça gıcık bir şekilde.
''Hayırdır bu gün kayıptın dedim ve güldüm''
"Hiç öyle işim vardı"
dedi kafasındaki yarayı gördüm biraz tedirgin oldum
'' Kafana ne oldu''
dediğimde
"Önemsiz ya çarptım neyse gideyim "dedi ve makas aldı
"Heey sen ne yapıyosun ya hiişt aloo pislik''
dedim Poyraz kalktı gülümsedi ayağa kalktı onu izlerken gülümsüyordum birden arkasını döndü ve beni denize itti bastığım çığlıla kendiside denize atladı ve ağzımı kapattı pislik işte gıcık ahh bu çocuktan nefret ediyorum.
Eylül ve Ahmet bizi öyle görünce gültmekten öldüler ama Ahmet Eylülü denize fırlatınca gülme sırası bendeydi Ahmette atladı artık hepimiz gülüyorduk birbirimize su sıçratıyorduk.
Dışarı çıktığımızda biraz üşüdüm ve Ahmet 23 senelik arkadaşlığını belli etti yine geldi ve havluyu üzerime attı
"Sağol kardeşlerin en iyisi" dedim ve güldüm.
Eğlence bittiğinde Eylülle bize gittik tüm gece boyunca yarın yapmayı planladığımız mini parti hakkında konuşmaya başladık.. :)