Gene Mi Halüsinasyon Görüyorum Tanrım TASUKETEE

20 5 13
                                    

Zhongli üçüncüye gözlerini ovuşturdu. Ama hala aynı görüntü vardı, Mavişi kendini mi klonlamıştı yoksa? Ya da Zhongli halüsinasyon görüyordu. Tedirginlikle mavişlerinin anına gidecekken yanından geçen turuncu saçlı diğer garson Zhongli'nin yanından geçti ve mavişlerine yer göstermek için yanlarına gitti.

Zhongli çatık kaşlarla turuncu saçlı garsonu izledi. 'Mavişlerimi çalmaya çalışıyor şu Childe'a bak hele, şerefsiz' diye geçirdi içinden.

Childe, Zhongli'nin mavişlerini yerleştirdikten sonra Zhongli masanın yanına gitti. Mavişlerinin siparişini alacak olan Childe'ın kolundan tutup ordan uzaklaştırdı.

Sonunda Childe'ı tek kişilik personel tuvaletine getirdi ve onu içeri attı.

"Zhongli noluyor? Napıyorsun?" Zhongli cevap vermedi. Childe'ın arkasından kapıyı kapattı ve Bayan Lumine'den ödünç aldığı tuvaletin anahtarları ile kapıyı dışarıdan kilitledi. Kısacası Childe'ı tuvalete kilitlemiş oldu.

Childe'ın kapıyı yumruklama sesleri duyulabiliyordu.

"NEDEN BUNU YAPTIM ZHONGLİ? ÇIKAR BENİ BURADAN!" Zhongli umursamadı ve tuvaletten uzaklaştı. Bugün işleri çok yoğundu ve akşama kadar birinin Childe'ı fark edeceğini sanmıyordu. Childe'a üzüldü, ama napsın? Mavişleri için her şeyi yapardı.

Zhongli mavişlerinin olduğu masaya doğru gitti ve cebindeki not defterini çıkardı.

"M-merhaba az önceki elemanın işi çıktı bu yüzden siparişlerinizi ben alacağım." Zhongli resmen cennetteydi. Karşısında bir değil iki maviş vardı ve onların siparişlerini alıyordu! Daha ne istesin ki Zhongli?

"Hmm pekala~~ Ben bir filtre kahve ve limonlu cheesecake alacağım. Sen ne alacaksın Vermeer?" Zhongli bakışlarını konuşan adama çevirdi ve onu inceledi. Özellikle de gözlerini.. Fark etti ki o mavişi veya mavişinin klonu değildi. Çünkü onun gözleri mavi değildi.. Yeşildi! Ama onun yanındaki kesinlikle Mavişi idi. Az önce yeşil gözlü adam mavişinin adını söylemişti.. Vermeer.. Adı Vermeer'di! Ne kadar de güzel bir ismi vardı. Tanrı özene bezene yaratmış diye içinden geçirdi.

"Umm karar vermek zor." Vermeer bakışlarını Zhongli'ye çevirdi. Bunu fark eden Zhongli'nin tüm yüz utançtan kızarmıştı.

"Ne önerirseniz ben de ondan alayım lütfen! Sizi zevkinize güveniyorum, zevkli birine benziyorsunuz!" Zhongli domete dönüşürken konuşmak için ağzını açtı.

"T-TABİ HEMEN!" Sesine hakim olamadı Zhongli. Hızla ağzını eliyle kapadı. Bu durumu gören Vermeer kıkırdadı ve oradan uzaklaştı Zhongli.

Kalbi durmak üzereydi. Aşık olduğu adam onun zevkine güvendiğini söylemişti. Bu cümle Zhongli'ye göre bir çıkma teklifi ile eş değerdi.

Zhongli siparişleri aşçıya iletti ve hazır olduklarında onları aşçıdan aldı ve masaya götürdü. İlk önce Ernest'in filtre kahve ve limonlu cheesecakeini önüne bıraktı. Sonra ise Zhongli, Vermeer'in önüne büyük bir bardak bıraktı.

"Osmanthus Şarabı. En çok satan siparişlerimizdendir." Vermeer bardağı eline aldı ve içindeki sıvıyı inceledi.

"Daha önce duymuştum ama hiç deneme fırsatım olmamıştı. Bu harika oldu!" Zhongli mutlulukla kafasını salladı.

"Beğendiğinize ve sizi mutlu ettiğime sevindim." Zhongli boğazını temizledi ve tekrardan konuştu.

"Siz de beni mutlu edebilir misiniz?" Vermeer meraklı gözlerle Zhongli'ye baktı.

"Tabii?"

"Telefon numaranızı alabilir miyim?"

~~~~~~~~~~~

4. Bölüm h. o.

Vermeer ve Zhongli sonunda DÜZGÜNCE karşılaştılar evet 😔✋🏼

JWWGWUSBWIDNWLDWMDHWKDKWPDÇEİDŞEŞ

Neys uykum geldi la

Okursunuz

Oy verirseniz de çok iyi olur

✋🏼👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻

Grandpa god's love [Zhongli X Vermeer] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin