Ehuhehu >:) Başardım!

29 3 10
                                    

"Efendim?" Vermeer maviş gözlerini kısarak sormuştu.

"T-telefon numaranızı istedim." Zhongli derin bir nefes aldı. Bunu istemek onun için fazla zorlayıcı olmuştu. Ama Zhongli başarırdı. Zhongli aklına koyduğu her şeyi başarırdı, çünkü onun inanılmaz gücü var ve sevgisi de var!

Vermeer bakışlarını Ernest'e çevirdi ve onun fikrini almak istercesine baktı.

Ernest omuzlarını 'ben bilmem' anlamında silkerken Vermeer endişeyle Zhongli'ye geri döndü.

"Ş-şey sanırım bunda bir sorun yok.." Zhongli'nin gözleri parladı. AŞKINI KAYBETMEMİŞTİ. HATTA ONUNLA DAHA DA YAKINLAŞMIŞTI. Zhongli her an mutluluktan bayılabilirdi.

"HARİKA-ah pardon bir an yükseldim."Vermeer kıkırdadı.

"Pekala, yaz bakalım" Zhongli Vermeer'in söylediği numarayı kaydetti hemencecik. Akşama onunla konuşacak ve ilişkisini geliştirecekti. Zhongli.. Cidden bu maviş adama çok aşık olmuştu...

"Teşekkür ederim!" Zhongli arkasını döndü telefonuna sarılarak personel odasına hızlıca gitti.

Zhongli kapıyı sertçe kapadı ve kendini ilk gördüğü sandalyeye attı. Ama karşında duran sarışını içeri girdiğinde fark etmemişti.

"Ah-Lumine Hanım!"

"Zhongli noldu, gene mi kendini iyi hissetmiyorsun?" Zhongli'nin alnından terler akmaya başladı.

"Şey e-" Lumine, Zhongli'nin sözünü kesti.

"Eğer öyleyse bu bahaneye inanmayacağım ve burdaki işine son vereceğim." Zhongli'nin gözleri kocaman açıldı.

"HA-HAYIR LUMİNE HANIM SANDIĞINIZ GİBİ D-DEĞİL?!" Lumine kollarını göğsünde birleştirdi.

"Nasılmış o zaman?" Zhongli telefonunu işaret etti.

"A-annem ile önemli bir konuşma yapmalıyım da." Lumine bir kaşını havaya kaldırdı.

"Yap bakalım. Ben de burda dinleyeceğim." Zhongli daha da fazla gerildi.

"Lu-lumine hanım!"

"Efendim Zhongli? Yoksa dinlememi istemiyor musun?"

"Hayır öyle değil?!" Lumine, Zhongli'nin üstüne doğru yürüdü.

"Konuş bakalım o zaman." Zhongli kafasını olumlu anlamda salladı ve annesinin numarasını telefonunda çevirdi. Çok geçmeden telefon açıldı.

"Alo anne?" Karşıdan yaşlı kadının sesi hemen duyuldu.

"Efendim yakışıklı oğluşumm!?" Zhongli gülmemek için zor durdu.

"Anne-?"

"He yavrum söyle" Zhongli heyecandan ne söyleyeceğini düşünememişti.

"Aeeeee-şey.." Karşıdaki ses bir anda yükseldi.

"LAN SÖYLESENE ÇOCUK!" Zhongli ani ses yükselmesi ile irkildi.

"TAMAM-sakin ol" Zhongli annesini dindirmeye çalıştı.

"Sakinim ben yavrum söyle sen." Zhongli 'sabır' dercesine derin nefes aldı.

"Ocağın altını kapamış mıyım baksana."

"Oğlum senin evin çok uzakta nasıl gideyim şimdi?" Zhongli annesinin dediklerini dinlemedi bile.

"Ha kapatmış mıyım? İyi bari. Oh rahatladım." Karşıdaki sesim sahibi şaşırmıştı.

"Lan geri zekalı bakamam dedim ya ne diyon?"

"Tamamdır annecim sağ ol! Hadi öptüm görüşürüz." Zhongli telefonu annesinin suratına kapattı ve telefonunu cebine attı. Lumine, Zhongli'ye sırıtarak bakıyordu.

"Bakıyorum da ana kuzusuyuz?" Zhongli baştan aşağı kızardı.

"H-hayır! Ana kuzusu falan değilim. Mutlu olsun diye öyle konuşuyorum!" Lumine'nin ağzından bir kahkaha fırladı.

"Aynı şey seni aptal!" Zhongli gittikçe daha çok utanıyordu.

"Her neyse, önemli olan telefon konuşman bittiğine göre işinin başına dönebilirsin." Zhongli bir anda rahatladı.

"Evet efendim!" Zhongli hızlıca personel odasından çıkıp işteki yerini aldı ve garsonluğuna devam etti.

Zhongli'nin gözü arada bir mavişine kayıyor, hatta durup onu dik dik izliyordu. Bunu tüm gün boyunca yapabilirdi ama tüm zamanlarını bursa oturarak geçiremeyecekleri için Zhongli bunun tadını şimdilik çıkarıyordu.

Ne de olsa telefon numarasını almıştı. İstediği zaman onunla konuşabilirdi!

~~~~~~~~~~~

Ve puf bitti!

Bölüm geç geldi hü

2 tane okuyucum var zaten onlara çok kb-

@/ventibestwaifu bacım doğum günü hediyen olsun bu mükemmel bölüm🎉🎉🎉

👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻

Grandpa god's love [Zhongli X Vermeer] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin