Yavaşça masaların arasından yürüdü kahve saçlı oğlan. Elindeki tepsiyi düşürmeden mutfağa girdi, tepsiyi bulaşıklar ilgilenen adama uzattı ve önlüğünü çıkardı.Bugün onun için çok yorucu geçmişti, çalıştığı kafe gün geçtikçe daha çok popüler oluyordu ve müşteri sayısı da artıyordu. Bu da Zhongli için daha fazla iş demekti.
Tuttuğu nefesi vererek kirlenen önlüğünü çıkarıp yerine başka bir önlük giyip işinin başına geri dönecekti.
Zhongli önlüğünü giydi ve aşçının yaptığı mis gibi kokan yemekleri servis etmeye başladı. O sırada dükkanın kapısı açıldı ve içeri birkaç müşteri daha girdi. Zhongli onlara yer göstermek için yanlarına gitti.
"Hoş geldiniz efendim, bu tarafta-" cümlesini bitiremedi Zhongli. Karşınında gördüğü bir çift mavi göz onu çok etkilemişti. Zhonglinin eli göğsüne gitti, tuhaf hissediyordu. Bu hissi daha önce hiç yaşamamıştı...
"Beyefendi iyi misiniz?" az önce etkilendiği bir çift göze sahip adam şu an Zhonglinin göğsündeki ellerini tutuyordu. Zar zor nefes aldı.
"B-ben iyiyim, işimi yapmama izin verin lütfen." Zhongli ellerinin üstündeki mavi gözlü adamın ellerini ittirdi ve onları boş bir masaya yönlendirdi.
Siparişlerini aldıktan sonra Zhongli personel odasına girdi, iyi hissetmiyordu. Sebebini anlamıyordu. Daha önce bu duyguyu hiç yaşamamıştı. Sanki karnında kelebekler uçuşuyordu.
Zhongli duvara yaslandı ve adamı düşünmeye başladı. 'Aman tanrım g-gözleri çok güzeldi' diye düşündü.
Sonradan adamın kafeye tek başına gelmediğini hatırladı. Yanında kahverengi saçlı bir kadın da vardı. Sevgilisi olduğunu düşündü Zhongli"Hayır sevgilisi olan birine aşık olamam-" derken sözü kesildi ve personel odasındaki tuvaletten sarı saçlı bir kadın çıktı.
"Zhongli?" Zhongli gözlerini tuvaletten çıkan sarı saçlı kadına çevirdi.
"Buyrun Lumine Hanım?" Lumine kollarını göğsünde birleştirdi.
"Şu anda iş başında olman gerekmiyor muydu senin?!" Zhongli utandı.
"E-evet ama kendimi pek iyi hissetmiyorum, dinlenmek için geldim." Lumine'nin yüzü çekilebilir gibi değildi.
"Hasta mı oldun yoksa? Hastayken işe gelmemeni söylemiştim,müşterilere de hastalık bulaştıracaksın!" Zhongli duruşunu dikleştirdi.
"Yanlış anladınız. Bulaşıcı herhangi bir hastalığım yok." Lumine nefes verdi.
"Hah- öyle olsun bakalım." Lumine, Zhonglinin yanından geçip kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Zhongli rahatladığını belirtmişcesine nefes verdi.
Olduğu yerde biraz dinlendikten sonra doğruldu ve işinin başına dönmek için personel odasından çıktı.
Zhonglinin gözleri mavi gözlü adamı aradı. Çoktan gitmişti. Zhongli çok kızdı kendine, hayatının ilk ve tek aşkını saçma bir rahatsızlıkla kaçırmıştı.
Zhongli elini kahverengiden sarıya dönen saçlarına götürdü ve saçlarını karıştırdı.
"Adı neydi acaba...?"diye mırıldandı.
Zhonglinin gözü duvardaki saate kaydı, mesai saati bitmişti. O kadar uzun süre personel odasında kalmış olamazdı. Sürenin nasıl geçtiğini hiç anlayamamıştı.
Zhongli hazırlanıp iş yeri olan popüler kafeden çıktı ve evine doğru yol aldı.
Zhongli cebinde hissettiği titreşimle elini cebine soktu ve telefonunu çıkardı. En yakın arkadaşı olan Venti'den bir mesaj vardı.
Windboi:
Zhoooongliiii, işten çıktın mığ?!?!??Zhongli parmaklarıyla hızlıca tuşlara bastı.
PlanetGod:
Şimdi çıktım, eve gidiyorum.Windboi:
Hahah! Gene yorucu bir günü bitirdin, tebrik ederim!PlanetGod:
EywZhongli ekranı kapatıp telefonu cebine atıp evine doğru yürümeye devam etti.
Eve varınca direkt kendini yatağına fırlattı ve tavanı izlemeye başladı. Bugün hayatında ilk kez aşık olmuştu... VE O İLK AŞKINI ÇOKTAN KAÇIRMIŞTI! Zhongli sinirle yanında duran yastığı aldı ve duvara fırlattı. Kim bilir belki bir daha görüşeceklerdi, belki de bir daha yüzünü asla görmeyecekti.
Zhongli düşüncelerle uykuya daldı~
~~~~~~~~~~~~~
Venti-i ekber öncelikle
HAZGSHHSSBWJDJWKDLWLDJEODK ne yazdım ben az önce?!?!!??
****ironi btw****
Neys bu ship nerden çıktı, bende bilmiyorum..
Bc why not?
Sonraki bölümde Zhongli ve Vermeerin kavuşması dileğiyle
👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻👋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grandpa god's love [Zhongli X Vermeer]
FanfictionZ:Osmanthus wine tastes the same as I remember.. But where are those who share the memory? V:Honey, pls stfu