Göz bebekleri büyük bir toptan kocaman olan Rose telaşlı bir şekilde arkasına dönmüş ve doğruca Lalisa'ya bakmıştı. Bu tamamen aklından çıkmıştı ve şu an bütün ümitlerini ona bağlamıştı, onun bir planı olduğunu umuyordu.
" Roseanne'nin bizden- "
Lalisa ufakça öksürmüş ve tavrından ödün vermeyerek konuşmaya devam etmişti.
" Yani ödevden daha önemli işleri varmış sanırım Bay Kim. "
Jisoo içinden bildiği tüm en yaratıcı küfürleri sayarken Lalisa'ya saldırmamak adına yumruğunu sıkıp sakinleşmeye çalışmıştı. Arkadaşının hayatını mahvetmek adına bu kadar uğraşması çok canını sıkıyordu, arkadaşının ona hâlâ delilerce aşık olması daha çok canını sıkıyordu. Derin bir nefes verip donan Roseanne yerine konuşmaya karar vermişti. Çünkü sarı saçlı kız, sevdiği insandan aldığı bu darbeyi kaldırmak için çok zayıftı ve ödevler de onun kırmızı çizgisiydi.
" Bay Kim, Rose fazla hastaydı. Kendi doğum günü partisine bile kalamadı, çok özür dileriz. Bayan Monaban, tüm ödevi Roseanne'nin üzerine atıp partileyeceğini sanmış olmalı. "
Bay Kim gözlüğünü düzeltmiş ve sinirli bir nefes vermişti. Burası üniversiteydi ama bu çocuklar iki saniye içerisinde burayı bir anasınıfına dönüştürmeyi başarmışlardı. Elindeki kağıtları masasına bırakırken tüm öğrencilerin ürkeceği bir şekilde başını kaldırmıştı, Lalisa dışındaki tüm öğrencilerin.
" Madem arkadaşınızı korumak konusunda onun konuşmasını beklemeyecek kadar ısrarcısınız Kim Jisoo, o zaman ders sonunda odama gelin. Size gelince , Roseanne ve Lalisa... Haftayaya kadar yeni bir ödev hazırlayacaksınız. 2000 kelimeden aşağı olmayacak, konunuzsa duyguların kişiden kişiye olan değişimi. "
Kim Namjoon konuşmasını yaparken hatta bitirdiğinde bile amfide büyük bir sessizlik vardı. Rose hem heyecanlıydı, hem de korkuyordu. Doğum gününü bile kutlamamıştı sonuçta, ona değer vermediği besbelliydi, beraber ödev yaparlarken kırık dökük kalbini toparlayamamaktan korkuyordu. Bulmuştu, ödevi tamamıyla kendisi yapacaktı. Bunu teklif ettiği an siyah saçlı kızın kabul edeceğinden emindi.
" Hey Lisa. Ödevi ben yazacağım, sorun yok. "
Hızlı adımlarla Lalisa'nın yanına varmıştı, gözlerine bakmamaya çalışarak konuşan kız sarı elbisesinin askısını düzeltmişti. Gözü askının açıkta bıraktığı Rose'nin omzunda olan Lisa hızlıca başka bir yere bakıp ensesini kaşımıştı. Ne demek ödevi o yapacaktı? Jeon'la daha fazla vakit geçirmek için şimdi onu iyice hayatından mı atıyordu? Lalisa derin bir nefes vermiş ve Roseanne'nin aksine onun yüzüne bakmıştı.
" Hayır bu ödev bize verildi. Her şeyden istediğin gibi vazgeçemezsin ve her şey senin istediğin gibi olacak değil, prenses. "
Aldığı cevapla şaşıran sarı saçlı kız kaçırdığı gözlerini Lalisa'ya yöneltmişti. Bunu kabul etmesi gerekiyordu, önceden tüm ödevleri kendisi yapıyordu zaten!
" Ama bugün benim doğum günüm ve en azından bir dilek hakkım olmalı, değil mi? "
Son kozunu da oynamış olmasıyla dudağını ısırarak cevap beklemeye başlamıştı. Aldığı cevapla gülümseyen siyah küt saçlı kız saçının sarı hışmını kulağının arkasına sıkıştırmıştı.
" Biliyorum ama gerçekleştireceğim dileğini ben seçeceğim Rose. Eğer itirazın varsa o huysuz adamla konuşabilirsin. "
Gözlerinin içine bakıp gülümseyen Lalisa'dan gözlerini hızlıca kaçırıp etrafa bakınmaya başlamıştı teklifi kabul olmayan sarışın. Neden kalbi olması gerekenden hızlı atıyordu?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
