daisy lover

36 6 0
                                    

" Aşk öyle bir şey ki...

Seni de yakar, beni de.

Ama hangimizi daha çok yakacağını, ne sen bilebilirsin, ne de ben. "

Roseanne pembe çilekli kalemini bir kenara bırakmış ve derin bir nefes vermişti. Dakikalardır tahta masada uzun ağaçların arasında, rengarenk güzel çiçekleri izleyerek eski sevgilisini bekliyordu. Tulumunun ön cebinden çıkartarak biraz önce onu düşünerek koparttığı papatyaya baktı. Papatya... Onun kadar özel, onun kadar narin, onun kadar aşık olunası... Dokunduğunda zarar vermekten korktuğun ama dokunmayacağında da vereceğin zarardan habersiz...

Gözlerini kapatıp ılık rüzgarı yüzünden hissediyordu, endişelerinden uzaklaşmak istemişti. Çünkü biraz sonra aşkın diğer adı burada olacaktı, tüm güzel şeylerin sebebi.

Sarı saçları dalgalanan Rose'nin gözlerinin üzerine yerleşen eller, onun gözlerini açsa dâhi görememesini sağlamıştı. Ama sarışın bu yumuşak ellerin sahibini çok iyi tanıyordu, onun vücudunun her bir zerresini çok iyi tanıyordu. Bu yüzden hiçbir rahatsız duymamış ve duruşunu bozmadan Lalisa'nın hamlesini beklemeye başlamıştı, yüzündeki engelleyemediği büyük gülümsemeyle.

Önce boynundaki ince zinciri, aşkın diğer adının yakınlaşan nefesini ve göğsünün üstündeki minik soğukluğu hissetmişti mavi tulumunun kolu omzundan aşağıya düşen kız. Omuzlarının küçük olmasını bu yüzden sevmiyordu, bir de kalbinin delilerce atmasını. Onun kokusu tüm çevresini sarmışken sonsuza kadar aşkın kokusunu saklayacağına yemin etmiş kalbi nasıl sakin kalabilirdi ki? Lalisa elini yavaşça ilk aşkının gözlerinden çekerken gülümsemiş ve doğrulmadan yüzünü onun yanında tutmuştu.

Roseanne gözlerini yavaşça açmış ve doğruca aşağıya eğmişti. Peri... Peri şeklinde gümüş bir kolye vardı şimdi boynunda, sevdiğinden armağan. Gözleri yavaşça dolarken gülümsemesi tüm yüzünü kaplıyordu.

" B-ben çok teşekkür ederim L-lisa. "

" Bu da benim oluyor sanırım pericik. "

Sarışın kızın elindeki papatyayı doğruca eline alan enerjik kız gülümseyerek başını gözleri dolu sevdiğine çevirmişti. Fazla takımlardı ve Rose'nin gözlerini silmeye bile vakti kalmamıştı. Hızlıca başını önüne çevirmiş ve masanın üzerindeki defteriyle kalemlerini toplamaya başladı yanakları yavaşça kızaran sarı saçlı. Küt saçlı olansa doğrulup geriye doğru adım atmıştı ve papatyayı koklamıştı.

" Bu çok güzel Lalisa, bu hediyeyi hak edecek ne yaptım ben? "

" Bu papatya gibi güzel olman sayesinde oldu Rose. "

Eski sevgilisinin ama daima sevdiğinin yanına kalkan sarışın toparladığı eşyalarını çantasına koyup utangaçca gülümsemiş ve saçını kulağının arkasına sıkıştırmıştı.

" Nereye gidiyoruz? "


" Nereye gidiyoruz? "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
gone |chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin