ERKEKLER

REGL OLAYININ ABARTILMASI -16-

Hepinize yeniden merhaba arkadaşlar. Bugün ünlü vücut olayı olan reglin erkekler üzerindeki etkisinden bahsedeceğiz.

Hani var ya şu "Sen beni hiç anlamıyorsun. Ben sadece ilgi istiyorum." dönemi. Hah ondan işte. Önce kızlarımızın kırmızı suratlarının eşliğinde regl nedir ondan bahsedeyim. 

Sağlığa gitmiş birisi olarak kendi tanımım tam olarak şöyle. Her ay büyüyen bir yumurta ya da iki yumurta rahim iç yüzeyine yapışarak döllenmeyi bekler. Eğer döllenme olmazsa östrojen ve progesteron hormonlarının da yardımıyla rahim iç yüzeyi kazınır, döllenmemiş yumurta ve kan ile dışarı atılır. Bu 4 ya da 5 günlük sürece de menstrual siklus deniyor. Bakın bunlar tamamen kendi tanımım. Anatomide en sevdiğim konu olmasa da biraz ilgimi çekmişti tabii. 

Şimdi burada bizi ilgilendiren, bu dönemden geçen kadınlardaki ruhsal değişimler. Kadınlarımız ve kızlarımız bu dönemden 7 gün önce yemeklere kafayı takarlar. Çikolata olsun, tatlı olsun, hamburger olsun... acayip bir açlık baş gösterir.

3 gün önce dişilerde bir duygusallık başlar. Gözlerinde adeta Fırat Nehri olan bu canlılar alarmın çalmasına bile ağlayacak kadar duygusal olurlar. Ayrıca alakasız bir 'kendini şişman ve çirkin hissetme' olayı da vardır ki cabası. Hayır en güzel kız bile bu dönemde kendini çirkin hissedip etrafa çatıyor. Erkek de garibim oturmuş 'ben ne yaptım lan' diye düşünüyor.

1 gün kala ise duygusallık kendini sinire bırakıyor. Dişimiz adeta ağzına su dökülmüş ejderha misali çatacak yer arıyor. E etrafında kim var? Abisi? Babası? Sevgilisi? Kocası? Nedense kadınlar kadınların bu sinirli döneminden hiç etkilenmiyorlar. Artık aynı şeyleri yaşadıklarından dolayı falan mı nedir, hiç kız arkadaşının bu sinir dolu günlerini çeken kız arkadaş görmedim. Hep erkekler, hep erkekler. Buradan kızlara sesleniyorum. Bunun bir şifresi falan varsa söyleyin de biz de rahat olalım. Hep beraber ne güzel geçiniriz. Bildiğin "ben yandıysam hepiniz yanacaksınız" sözünün reel hali.

Ha bir de regl bittikten sonraki o mutlu dönemleri de gayet hoş tabii. Hep öyle olsalar keşke.

Evlendiğimde yapacağım önemli şeylerden biri de şu olacak. Bir tane mini buzdolabı alıp içini her türlü abur cuburla dolduracağım. Eşim de istediği zaman gitsin istediği kadar yesin. Ben de artık oturur keyfime bakarım. İşe yarar mı sizce?

Devam edelim o zaman. Şimdi, şöyle de bir durum var, kızlar bu dönemde diken üstünde gibiler. Bir arkadaşının esprisine mi güldüler? Battı. Hapşırdılar mı? Yine battı. Şöyle bir 'ıhım' diyerek boğazlarını mı temizlediler? Sonuç yine aynı. Bakın bunların hepsini internetten bu konu için araştırarak öğrendim. Araştırmayı seven bir yapım olduğundan ve başlığa bakıp "ulan ne yazacağım şimdi" dememek için araştırdım. Sonra gelip bana "bu ay hangi gün oldun?" gibi saçma şakalar yapmayın hani.

Neyse, kızlar bu kadar diken üstündeyken ve beyaz kıyafetlere küser duruma gelmişken tabii biraz stresli olmaları da normal. Hani şöyle bir düşündüm de bayağı sinirli bir durum. O nedenle bu sinirli olma halinizi gayet anlıyorum ve hak veriyorum. Hem hormonlar hem kimse fark etmesin diye verdiğiniz titizlik hem de o kesilmek bilmeyen, rahatça yatmanıza ve oturmanıza izin vermeyen sancılar hepinizi sinirli yapıyor ve etrafınızdaki insanlara, etrafınızda olduğu için bile kızma potansiyeline sahip oluyorsunuz. Ama sırf bu dönemi kullanarak devamlı "Ay sizin ne sorununuz var be? Adeti bizde, doğumu bizde. Resmen sancı çekmek için gelmişiz Dünya'ya" gibisinden yorumlar yapmayı bırakın.

Bakın, Dünya'da iki çeşit cins var. Biri kadın biri erkek. Yaratıcı tarafından da iki tarafa da farklı özellikler ve bu özelliklerin getirisi olarak farklı sorunlar verilmiş. Şöyle düşünün. Bu hayatta kadın ve erkek daima birbirini tamamlar. Erkek sonuç odaklıdır, kadın detaycıdır. Erkek fiziksel olarak güçlüdür kadın duygusal olarak. Erkek evin dış ilişkisini yönetir kadın iç ilişkisini. Erkek çocuklarını ömrü boyunca taşır, zarar gelmesini engeller, kadınsa o çocuğu uygun ortamda büyüterek Dünya'ya gelmesini sağlar. Ya her şey dengeli. Her şey olması gerektiği gibi. Şu ana kadar erkek doğum yapmıyor diye Dünya'da olağanüstü bir olay oldu mu? Hayır. Kadının penisi yok diye kıyamet koptu mu hayır? Yani demek istediğim, kadınlara verilen özellikler ve erkeklere verilen özellikler yüzünden bir anlaşmazlık oldu mu? Hayır. 

Yani kadın ve erkek her yönden birbirini tamamlıyorken, neden bu kadar büyütüyorsunuz ki bu adet olmamamız, hamile kalmamız olayını. Eğer erkeklerde de rahim olsaydı da erkeklerin de doğurma imkanı olsaydı, bu sefer döllenmesi gereken çocuğu nereden bulacaktık? Olaylara bu yönden bakın. Bu hayatta erkeklere de görevler verilmiş, kadınlara da. Bizim yapmamız gereken tek şey bu görevleri yerine getirmek ve şikayet etmemek. 

Şu olay da çok komik oluyor. Hani 'adet misin' diye sorduğumuzda aniden parlayan o feci sinir var ya. "Ne alaka be? Pis sapık. Sana ne? Yürü git konuşma benle." Sanki çıplak fotoğrafını çekmişiz de "bak yayarım her yere fotoğrafı" demişiz gibi. Öyle bir sinir. O nedenle ey bunu okuyan az da olsa erkekler. Bu dönemde olduğunu hissettiğiniz bir kadın varsa eline bir paket çikolata tutuşturun ve can güvenliğiniz için tek kelime etmeden ortamı acilen terk edin. Bir kaç gün sonra rahatlıkla yeniden konuşabilirsiniz. 

Evet gençler son olarak bu fotoğrafı da koyarak konuşmamı sonlandırıyorum. Bu bölümlük de bu kadardı. Eğer sizi rahatsız eden bir şey yazdıysam çok ama çok özür diliyorum. Sadece bir erkek olarak bu dönem ile ilgili fikirlerimi yansıtmaya çalıştım. 

Bir diğer bölümümüzün konusu 'Erkekler nasıl kadınlardan hoşlanır?' olacak ve herhangi bir gün saat 16.24'te gelecektir. O zamana kadar hepinize iyi günler diliyorum. Görüşmek üzere.