"Hey Ino, uyan, burda neler oluyor, en son noldu" dedi tedirgin bir sesle Tenten. Yüzü yara içindeydi ve kafasında bir sıyrık vardı ve kanıyordu.
Ino, sesi duyup uyanmıştı ama hala uykulu gibiydi. Başı çok fazla ağrıyordu ve sol kolunu hareket ettiremiyordu, kolundaki bir kemik kırılmıştı. Çok fazla korkmuştu. Kolunu hareket ettiremeyince ağlamaya başlamıştı "Tenten neden kolumu hareket ettiremiyorum, neler oluyor burda, bi ne zamandır baygınız, diğerlerine noldu" diyerek hıçkırarak ağladı.
Tenten, Ino'nun kolunu kontrol etmişti, hırkasının bır parçasını yırtıp İno'nun boynuna sarıp kolunu kumaş parçasına koyup sarmıştı. Ino'yu ayağa kaldırmaya yardım etmişti hala kafasındaki yara çok acıtıyordu.
"Ino hadi biraz dayan diğerlerini bulmalıyız" dedi ve hızlıca Inonun yürümesine yardım etmişti. İkiside hızlı adımlarla etrafta diğerlerini arıyolardı.
Ino bi anda çığlık atmıştı.
Gördüğü şeyle şoka uğramıştı. Tenten hemen onun baktığı yöne doğru ilerleyip baktı, oda gördüğü şeyle elini ağzına götürüp fazla derecede korkmuş ve şaşırmıştı. Bir sürü cansız ceset gözleri önünde duruyordu, çoğu cesed parçalanmıştı ve tanınmayacak hale gelmişti. Kan göleti oluşmuştu.
"En son noldu, burda neler oluyor hala kafamın ağrısından dolayı hatırlayamıyorum lanet olsun" dedi Ino öfkeli ve üzgün bir sesle. Tenten hala gördüğü şeyin etkisindeydi, bu çok korkunç bir görüntüydü.
O gün belkide hayatları boyunca unutamayacakları çok korkunç ve hüzün dolu bir sahneye şahit olmuşlardı...
"Ino, Sakura Temari ve Hinata nerde, onlar nerde, lanet olsun çok net hatırlıyorum, en son şehre bir Lotus gelip büyük bir patlama yaratmıştı ve bizde bunun etkisiyle etrafa savrulduk sonrasını zaten hatırlamıyorum ama az önceki gördüklerimiz? Onlar patlama etkisiyle o hale gelmiş olamazlar" diyerek Ino'ya anlattı.
Ino yavaş yavaş hatırlamaya başlamıştı. En son gizlice bir Lotus şehir meydanına girip büyük bir patlama yaratmıştı o sırada Ino Tenten Sakura Temari ve Hinata meydanda atlarıyla dolanıyolardı, şehri kontrol ediyolardı. Tam o sırada şehir meydanında Lotus kendini göstermişti ve bunu farkedince beşi Lotusu öldürmek için yanına koşmaya çalışmışlardı ama Lotus elinde oluşturduğu enerji topunu kendi ruhuyla birleştirerek çok büyük bir patlama yaratmıştı. Ve böylelikle şehir yok olmuştu.
Tenten ve Ino diğerlerinin isimlerini bağırıp onları aramaya koyulmuşlardı
....
Yavaşça doğrulmaya çalışıyordu Sakura, saçlarını yüzünün önünden çekip etrafa bakmaya çalışmıştı. Her yanı çok ağrıyordu, olanları hatırlamaya çalışıyordu. Bacağını hareket ettirmeye çalışıyordu ama bacağı incinmişti.
O sırada sol tarafa doğru baktı, Temariyi görmüştü ama korkuyla ona doğru seslendi. Cevap gelmiyordu.
Sürüklenerek yanına doğru gitmişti. Temarinin yüzüne baktı, kanlar içindeydi.
"Temari uyan, Temari nolursun uyan yalvarırım, lütfen uyan, şuan ölme zamanı değil" dedi, hem ağlıyor bi andanda Temarinin kafasındaki kanamayı bir bez parçasıyla durdurmaya çalışıyordu.
Bir kaç dakika sonra bir mırıldanma duydu, Temari yavaş yavaş kendine geliyordu. Kanaması durmaya başlamıştı. Sakura Temariyi doğrultmaya çalışmıştı.
"Sakura, neler oluyor, off başım, sen iyimisin, diğerler nerde" dedi panikle. Etrafa bakınıyordu. Etrafta bir sürü cesed vardı. Onlar normal insan olmadıkları için ölmemişlerdi ama şehir paramparça olmuştu, insanlar, çocuklar, yaşlılar...
İkiside ayağa kalkarak diğerlerini aramaya başladılar, bir süre sonra Hinatayı gördüler. Ayağı enkazın altında kalmıştı ve hala baygındı. Sakura ve Temari onu enkazın altından çıkarmayı başarmışlardı, ayağını kontrol etmişlerdi, herhangi bir kırık yoktu fazla ağır bir enkaz değildi, biraz dizi morarmıştı yürümesi biraz zor olucaktı.
Hinata kısa süre içerisinde kendisine gelmişti, çok korkmuştu. Birbirlerine tutunarak ilerlemeye başladılar.
Aynı zamanda insanların hepsi öldümi diye kontrol ediyolardı. Sakura hüzünlü bir sesle konuştu "Herkes ölmüş, kimse kurtulamamış ama garip olan çoğu ceset parçalanmış ve tanınmayacak halde, bu sadece patlamanın etkisiyle olmuş olamaz, patlamadan sonra kesin başka birşey oldu ve lanet olsun ki belkide patlamanın etkisiyle ölmemiş olan insanları bile öldürmüşler"
Temaride bunu sorguluyordu, evet patlama büyük olmuştu ama cesetlerin parçalanması sırf bir patlamayla olamazdı ve patlamanın olduğu yerin uzağındaki çoğu ceset bile o haldeydi.
Hinata zar zor konuşmaya çalışmıştı "Diğerlerini acilen bulmalıyız, sonra saraya gitmemiz lazım, imparatoru ve prensesleri kontrol etmeliyiz, umarım onlara birşey olmamıştır" dedi titrek bir sesle. Sakura ve Temari onu kafalarıyla onaylamışlardı. Etrafta dolanıp Ino ile Tenteni w.
Heryer enkaz içindeydi, cestler kab göletleri oluşturmuşlardı, içlerinden kendilerine sövüyorlardı nasıl bir Lotusun şehre girmesine izin vermişlerdi diye.
Yarım saat sonra
"TEMARİ SAKURA HİNATA NEREDESİNİZ" diye bağırıyordu Ino. Onlara birşey olmasın diye içinden dua ediyordu. Tenten biraz önden gidiyordu. Eline Kunaisini almıştı herşeye karşı önlemli ilerlemeye çalışıyordu.
Şehir paramparçaydı, Malizra , ülkenin başkenti yok olmuştu.
Kafasındaki yara hala canını acıtıyordu ama umursamadı. Yollarına devam etmişlerdi.
Bir süre sonra Temari Sakura ve Hinatayı görmüşlerdi. Koşarak birbirlerine sarılmışlardı."Ino, kolun iyi mi?" diye sordu Hinata. "Biraz ağrıyor ama şuan biraz daha iyi." dedi gülümseyerek Ino. Galiba bu patlamada en çok hasarı alan Temariydi. Yüzündeki yara gerçekten büyüktü kafasına büyük bir darbe almıştı. Sakura kanamasını durdurmuştı ama ilerde yaranın ve darbenin daha büyük bir soruna yol açmamasını umuyordu. Ve hala içlerinden kendilerine lanet okuyolardı.
"İmparator, prensensler, acilen saraya gitmeliyiz, umarım birşey olmamıştır" dedi Sakura.
Hızlı yürüyerek saraya doğru ilerliyolardı. İmparator ve prensesler sırf patlama etkisinden darbe almışlarsa ölmemişlerdir ama eğerki aynı diğer cesetlere olanlar gibi birşey olmuşsa o zaman kötüydü, imparatorlukta sadece bir kaç grup özel insan vardı. İmparator ve aileside buna dahildi. Bu ülkeyi koruma amaçlı oluşturulan bir deneydi. Uzun deneyler sonucunda başarmışlardı ve normal insan olmaktan çıkmışlardı. Diğer insanlara göre daha kuvvetlilerdi ve ağır darbelerde bile ölmüyorlardı. Şehrin ve ülkenin dışındaki yaratıklara, örneğin Lotuslardan insanları korumak amaçlı bu deney oluşmuştu.
Ama bir Lotus şehre gizlice girip yok etmişti. Lotuslar 4 kollu kafalarında tek bir göz olan yaratıklardı. Enerji topları oluşturabiliyorlardı ama bu Lotus ruhuyla enerji topunu birleştirerek normale göre kat ve kat daha büyük bir patlama oluşturmuştu. Lotusların ruhu araştırmalara göre göğüslerindeki mor bir taşın içindeydi. Araştırmalarda askerler canlı bir Lotusu yakalamışlardı ve ülkedeki doktorlar onun göğsündeki taşı incelemek için Lotusdan sökünce Lotus ölmüştü. Ve böylelikle ruhlarının o taşa bağlı olduğunu öne sürmüşlerdi.
Şehre giren Lotusda enerji topunu taşa değdirdiğinde patlama gerçekleşmişti. Malizra yok olmuştu.
Bölüm sonu
SELAMÜN ALEYKÜM BACIMSULAR VE GARDAŞLARIM
Nasıl buldunuz kitabı, ilk defa böyle bir kurgu ve kitap yazıyorum, ilk bölümden pek iyi olmadı gibi ama zamanla daha düzgün yazmaya çalışıcam. Yazım hatam varsa özür dilerim.
Bide Oy verirseniz çok sevinirim :)
Neyse görüşürüz 👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anemor (Naruto fanfic'i)
FanfictionKendi Naruto kurgum, umarım beğenirsiniz :) Başlama tarihi 11.08.2021