Burnumdaki acı koku ile uyandım. Birkaç saniye afalladıktan sonra aniden kendime geldim. Hayır, bir yanlışlık olmalıydı. Genzimdeki acı bunu kanıtlıyordu. Hemen bulunduğum yerden doğruldum. Dışarıdan acı dolu sesler geliyordu. Dur bir dakika, bu sesler tanıdıktı. Hiç düşünmeden hamağımı topladım, hazırlandım. Arkama bakmaya korkuyordum, çünkü orada ne olduğunu çok iyi biliyordum. Hemen burdan uzaklaşmalıydım. Beni bulmamalılardı. ''Olamaz'' dedim, ''Tekrar olamaz''. Kendimi ateşin çıkardığı yoğun sisin içine attım. gitmeden önce ilk ve son defa arkama bakma cesareti buldum. Gördüklerim karşısında dona kaldım. Bunlar onlardı, küçüklüğümün öcüleri, tüm korkularım, kabilemin sonu, yağmacılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Bard
FantasyBen bu topraklarda doğdum. Bu topraklarda büyüdüm. Zamanla dağların ayakları, ormanların gözü oldum. Hiçkimsenin cesaret edemediği zorlukları göze alarak kayıp tanrı Pan'ı aramaya koyuldum. Ben, satirlerin en cesuruyum, ben Bard'ım... (Bu kitap kopy...