Çember Kırılana Dek 2

Arkandayım

Birisi kolumdan dürterken gözlerimi araladım.

Metehan'ın yanında uyuyakalmış olmalıydım.

Kollarını ilkokul tabiri ile çiçek yapmış bana bakan Zagreus'u gördüğümde yataktan kalktım.

Hava aydınlanmaya başlamıştı.

"Onunla konuşmadın, değil mi?" diye sordu Zagreus.

Uyuyan Metehan'a baktım ve "Konuşamadım." dedim.

"Adam yıkılacak." diyen Zagreus ile kafam öne düştü.

"Yapamadım, uykusunda Aksel diye sayıklarken ben de öleceğim, diyemedim. Bunu ona yapamazdım." dedim.

Gözümden yaş akarken Zagreus bir elini tereddüt ederek yanağıma götürdü.

Bu hareketini beklemediğim için şaşkınlıkla ona baktım.

Gözümden akan yaşı eliyle silen Zagreus, "Sevdiklerin ile bir daha görüşememek nasıl bir duygudur, bilirim. Senelerdir sevdiğim tek bir insanın yüzünü göremedim. Ölü ruhların arasında dolaşıyorum. Tanımadığım onca insanda sevgi arıyorum." dedi.

Zagreus'un da gözlerinin dolduğunu fark ettiğimde hızlıca ona sarıldım.

Zagreus'un elleri önce havada kalsa da sonra bana sarıldı.

"Güya tanrı Zeus tanrıların ve insanların babası. Beni niye diriltmiyor? Neden beni yanına almıyor?" diye fısıldadı.

Gözünden akan yaşlar boynuma damlarken derin bir nefes verdi.

Benden bir adım uzaklaştı ve "Titanlar ile konuş. Eğer Aksel'i diriltirlerse yanlarında savaşacağını söyle. Sevdiğin adama kavuş." dedi.

Kafamı "hayır" anlamında sağa sola salladım ve "Üvey ailemi de Aksel'i de Çınar Abi ve Aslı Abla'yı da öldüren onlardı. Şimdi onların yanında olamam." dedim.

Zagreus, "Bencil ol, Alya! Burada oyunlar böyle oynanır. Tanrılar da titanlar da bencil. Seni isteme tek sebepleri savaşı kazanmak. Tahtı almak, tahtlarını korumak. Sen de sevdiklerini almak için savaş. Kendin için savaş." dedi.

Kişneme sesleri geldiğinde Arioun ve Pegasus'un geldiğini anlamıştım.

Zagreus bana baktı ve "Gelmek zorunda değilsin." dedi.

"Ama titanları seçersem tanrı Hades seninle yaptığı anlaşmayı bozmuş olursun." dedim.

"Beni bu zamana kadar umursamadılar. Artık beni istemeyen tanrılar için çabalamayacağım." dedi.

Kısa bir süre düşündüm.

Ne olursa olsun titanlar yanlış karardı.

Aklıma gelen fikir ile "Yeni bir anlaşma yapılabilir." dedim.

Zagreus merakla "Ne anlaşması?" diye sordu.

"Tanrı Hades bir kişiyi diriltebilir. Eğer Aksel yoksa ben de yokum, diyeceğim. Aksi taktirde savaşta ben yokum."

Zagreus bu dediğimi beğenmiş olmalı ki alt dudağını hafifçe kıvırdı.

"Hangi kararı verirsen ver, arkandayım." diyen Zagreus'a tebessüm ettim.

Tekrar at kişnemeleri duyulunca Zagreus, "Otelden çıkış işlemlerini hallediyorum. Sen de Metehan'ı uyandır. Aşağıda buluşuruz." dedi.

"Tamamdır, sen git." dedim.

Zagreus odadan çıktığında Metehan'ın kolunu dürtmeye başladım.

"Metehan! Hadi gideceğiz. Uyan!" dediğimde Metehan yatakta yüzünü buruşturarak dönünce güldüm.

"Metehan! Yemek hazır!" diye bağırdığımda yataktan öyle bir hızda kalktı ki anında yere çakıldı.

Bu hali beni güldürürken "Hadi elini yüzünü yıka. Yola çıkacağız." dedim.

"Ama ben açım." diyerek dudağını büzen Metehan'a "Arioun ve Pegasus sayesinde hızlıca Olimpos'a varacağız. O zaman söz yemek yiyeceksin." dedim.

Metehan emin olmak için "Söz mü?" diye sorunca "Söz." dedim.

"Tamam o zaman." diyen Metehan banyoya girdiğinde çevrede eşya bırakmış mıyız diye bakındım.

Bir şey bulamadığımda Aksel'in çantasını sırtıma geçirdim.

Çantanın ağırlığı dengemi kaybetmeme sebep olurken düşmemek için duvara tutundum.

Aksel bunu nasıl taşıyordu?

Metehan banyodan çıkınca "Hadi, gidelim. Zagreus bizi bekliyor." dedim.

Metehan beni onayladıktan sonra ayakkabılarını giyince birlikte odadan çıktık.

Asansöre doğru yürürken Metehan'a baktım ve "Tüm bu olanların üstesinden birlikte geleceğiz." dedim.

Metehan bir anda bunu deme sebebimi anlayamamış olmalı ki merakla bana baktı.

Hiçbir şey demedim.

Aksel'i geri hayata döndürmek için tanrılara bir teklif sunacaktım ama eğer kabul edilmezse Metehan'ı boşu boşuna ümitlendirmek istemiyordum.