Güneş tüm odaya dolmuştu. Hira gözlerini açtı. Yan tarafında Ece'yi aradı Ece iş için tamamen hazırdı giyinmişti
Ece:
"Ben kahvaltıya gidiyorum hazırlanman için yarım saatin var!"
Hira ağrıyla başını tuttu dün ne olmuştu o asansörde hatırlamıyordu en son hatırladığı Ali'nin çıplak vücuduna sarılmasıydı. Hakikaten gömlek
Kalktı hemen üstüne baktı gömlek de üstündeydi Ali gibi kokuyordu kokusunu çekti bu koku hoşuna gitmişti yalnızlığın verdiği rahatlıkla gülümsedi neler oluyordu ona kendi de bilmiyordu. Tek bildiği biraz daha yatakta kalırsa işinden olacağıydı. Bu yüzden hızla kalktı.Demir duştan çıktı belden aşağısı havlu ile sarılıydı. Islak saçlarını saç havlusuyla kuruluyordu. Ali'yi yatağında görünce kendi kendine konuşmaya başladı
Demir:
"Bu puşt buraya gelmiş! Ben kızın yanında kalır sandım."
Diye söylenirken kapı çaldı
Demir:
"Aha, yemek geldi! Buyrun?"
Ece:
"Oda servisi!"
Dediğinde Demir piç smileını dışarı verdi.
Demir:
"Baklava servisi!"
Dedi sessizce sonra sahte bir umursamazlık içinde kapıyı açtı
Demir:
"Ahh Ece sen miydin?"
Ece şaşkınlıkla Demir'e baktı
Ece:
"Oha! Hani sıska bir şeydin sen?"
Demir:
"Efendim? Ha sen baklavaları diyorsun... Evet bak baklavalarım var dur sayayım bir, iki, üç ..."
Dediğinde Ece kendini toparladı
Ece:
"Demir sen ne saçmalıyorsun? Gelmiş baklavalarını sayıyor salak mı ne!"
Demir şerefsizlik forever bakışıyla
Demir:
"Tam 6 tane!"
Ece bir an şaşkınlığını saklamayayıp
Ece:
"O kadar var mı?"
Demir:
"Var tabi saymak ister misin? Ay sen şimdi saymayı da unutursun."
Ece o an sinirlendi
"Ya sen hayırdır başkan? Hooop! Bir kendine gel utanmasan arka odaya davet edeceksin! Hem bu ne aşağı inmiyorsun oda servisi de oda servisi yeter! Al zikkimlan. Şunu beni bir daha da çağırma!" Diye çıldırdığında Demir hayatının 98. Şokunu yaşar gibi
Demir:
"Ayıptır ayıp utan utan... Yaşadığım şeye bak bu ne ya? Paramızla rezil oluyoruz! Ver şunları zikkimlana... Aman yiyeyim! Dedirttiğin şeye bak ayıp puuuuu sana!" Dedi
Ece iyice sinirlendi
Ece:
"Demir bak beni deli etme seni ben varya..."
Demir:
"Ne yapacan ne? Ne!?" Diye bağırdığında Ece Demir' in üstüne yürüdü Demir geri geri gitmedi Ece'yi ozmuzlarından tutup duvara yaslandı kollarını da iki yanına yasladı. Ece kısa sürede yaşananlara karşı uzun süreli şok yaşadı! Demir iki kolunun arasındaki Ece'ye yaklaştı saçından akan bir damla su Ece'nin yanağına düştü. Ece şok olmuştu bir şey söyleyemiyordu Demir'in bal kahvesi gözlerine bakmakla yetindi Demir'de onun siyaha aşırı yakın hatta kahverengi demeye dilimin varmadığı gözlerinden oldukça etkilenmişti gözünü alamıyordu. Ama Demir yine de konuştu.
Demir:
"Ece Hanım sustunuz neden acaba ?"
Dediğinde 3. Bir ses duyuldu
Ali:
"Sabah sabah bu ne gürültü Allah aşkına!"
Dediğinde ikisi de pozisyonlarını bozmadan Ali'ye dönüp baktılar. Ali gördüğü manzara karşısında şok olmuştu hemen yatağa geri dönmek istedi
Ali:
"Gençler pardon tamam ben gittim!"
Ece:
"Ali..."
Ali:
"Tamam gidiyorum..."
Ece:
"Yanağında ki ruj izi ne hayırdır? Eski gece hayatına geri mi döndün?" Dedi Demir'in kolları arasından sonra Demir'e
Ece:
"Sende bir çek köşeye sıkıştırmışsın!" beni dedi ve Ali'nin yanına gitti.
Ece:
"Ali bu ruj izleri ne?"
Demir:
"Bende çok merak ediyorum ama baklava sergimin sonuna gelmezsem hasta olabilirim ama neyse kalacağım aslında kalmayacaktım biliyor musunuz? Sergimi Ece hanım gidene kadar sürdüreceğim niye kalıyorum çünkü öyle bir içimden geldi anasını satayım içimden geldi aslında bu yoktu bu yoktu!"
Ali:
"Demir boş yapma!"
Dedi ve aynaya baktı yanağında iki tana ruj izi vardı kırmızı telaşlandı dün gece bardan sonrasını hatırlamıyordu.
Demir:
"E bu nasıl oldu kızın öyle bir içinden mi geldi?"
Ece:
"Valla sen insanı kanser edersin sus artık!"
Demir:
"Sanane ya!"
Ece bir anda sinirlenmeye başladı.
Ece:
"Siz dün gece yine mekanın sahibi geri geldi diyip kızlara takıldınız değil mi?" Allah'ın cezaları!" Diyip Ali'ye tokat attı.
Ali şok içinde:
"Ben bir şey hatırlamıyorum bu ruj izi ne böyle!"
Dediğinde biri dışarda kalan servis arabasını içeri getirip kapıyı kapattı sonra
"Bu izler şampiyonluğunun nişanesi!"
Ece:
"Ateş sende mi tatile geldin ben seni hiç görmedim!"
Ateş:
"Valla ben de seni ilk defa görüyorum ama sende görüyorsun değil mi asi çocuklar yine gece hayatına döndü!"
Dediğinde aslında Ateş kendisi ve Ali'yi kastetmişti ama Ece Ali ve Demir sandı
Ece:
"Görüyorum görüyorum! Neyse çekilin ben gidiyorum!" dedi ve Demir'i sertçe ittirip gitti.
Ateş şaşkınlıkla Ece'ye baktı ardından
Ateş:
"O neydi gı?" Diye şive yaptı.
Demir:
"Öyle bir içinden gelmiş aslında bu yokmuş!" Dediğinde Ali sinirle konuştu.
Ali:
"Başlarım içinize dışınıza! Kim öptü lan beni?"
Demir:
"Derin galiba değil mi Ateş?"
Ateş:
"En son Derin ile bar bölümündeydin yatak odasından foto atarım diyordun."
Ali:
"Ben onu lafın gelişi dedim sinir ol diye !"
Demir:
"E galerine bak fotoğraf var mı eğer olmuşsa bir şeyler ki olmuş belki fotoğrafi vardır."
Ali bunun üzerine telefonu çıkardı ve kendisi gülerken Derin onu öperek sarılırken ki fotoğrafı gördü. Demir ve Ateş de gördü tabi
Demir:
"Ali olmuş galiba bir şeyler!"
Ateş:
"Öyle görünüyor iddiayı kazandın helal olsun kanka!"
Ali:
"Hayır ya!" Dedi büyük bir hayal kırıklığı içinde.
Demir:
"Ben size böyle saçmalıklar ile uğraşmayın dedim ama dinlemediniz bu arada Ali sen de ne beter çıktın asansörde Çimen'i otel odasında Derin'i götürmüşsün!"
Ali sinirle:
"Demir beni zıvanadan çıkartma!"
Ateş:
"Çimen kim?"
Demir:
"Bir başka kurbanı tanımazsın!"
Dediğinde Ateş biraz sistemle
Ateş:
"Alev'i bu kadar kolay unutacağını hiç ummazdım!"
Dediğinde Ali gözlerinden Ateş püskürtür gibi baktı
Hiçbir şey demeden kapıyı çarpıp banyoya girdi.
Demir:
"Abarttın galiba!"
Ateş:
"Sanki azcık fazla! "
Demir:
"Çok fazla!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çimen
RomanceAli Deniz İstanbul'da Deniz kolejinde okumaktadır. Deniz ailesinin göz bebeği ve tek vârisidir. Arkadaşı Demir ve Ateş ile tatile giderler. Demir eskiden kendisine aşık olan burslu kıza (Ece'ye) kendini unutturmamamak için onun çalıştığı tatil köyl...