0,2

333 52 8
                                    

"NEREDE LAN BURANIN GARSONU?!"

"yine geldi," dedi chifuyu, bıkkın bir ses tonuyla.

"buradayım!" sesini yükselterek kapıdaki müşterinin onu duymasını sağlamış, ardından ellerini önlüğüne silip ön tarafa gelmişti.

karşısında duran iri yapılı, uzun siyah saçlı adam buradaki hiç kimseye yabancı değildi, hatta herkesin en iyi tanıdığı müşteri denilebilirdi. bu noodle dükkanının açılışından beri sadık ve öfkeli bir müşterisiydi. geldiği her sabah "NEREDE LAN BURANIN GARSONU?!" diye bağırır, bahsettiği kişi olan chifuyu defalarca ona ismini söylemesine rağmen ona, "garson" diye hitap etmeye devam ederdi. aralarında  bir çalışan ve müşterinin arasında olduğundan çok daha fazla samimiyet vardı, ama aynı zamanda da bir resmiyet.

yine de oradaki herkes buna alışmış durumdaydı, malum müşteri muhtemelen bu dükkan kapanana kadar buraya gelecek ve midesini kızarmış eriştelerle dolduracaktı.

"hoş geldin, baji."

"ilk miyim?" baji chifuyu'nun selamını duymazdan gelerek konuştu, bu yine chifuyu'nun fazlasıyla alışkın olduğu hareketler olduğundan umursamadı.

"her zamanki gibi, e hadi yerine geç. yine kızarmış olacak, değil mi?"

"tabi ki." dedi ve dükkanın en ucunda, cam kenarındaki masaya doğru ilerledi baji.

"peki ya baharat?"

"acıma, dök."

chifuyu'nun yanaklarına hafif, bariz bir gülümseme yayıldı ve tezgahın başına geçip müşterisini bekletmeden siparişini hazırlamaya koyuldu.

kıtabı agustosta yazdigimi farkedınce benım sıfad

yarin denemem var ama bılın bakalim hangi ulkenın egitim sistemi benım dil bölümünde olusumu umursamadan dil disinda her dersi iceren bi deneme hazirlamis 😍😍

like you like noodles • bajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin