Bölüm 47

4K 220 43
                                    


Bu kez gerçek dövüş müsabakasına yakın bir antrenman yaptırmıştı. Amacı sporcularına neyle karşı karşıya olduklarını göstermekti. Ortaya çıkan sonuçtan hiç memnun değildi. Kaşlarını çatarak önündeki sporculara baktı. Her biri bu antrenmanın ağır temposuna dayanamamış, oldukları yere yığılıp kalmıştı. Ne sanıyordu bu aptallar! Sakatlıkla hatta ölümle sonuçlanabilecek bu müsabakada rakiplerinin onlara merhamet edeceğini mi? Üstelik bu kez karşılaşacakları dövüş ekibi acımasızlıklarıyla ün yapmıştı. Adamlar rakiplerinin kemiklerini tek tek kırmaktan sadistçe zevk alıyordu. Başlarında ki psikopat onları bu şekilde eğitmişti. Bu güne kadar karşılaştıkları en dişli rakipler arasındaydılar ve Dündar sporcularını tek parça halinde görmek istiyordu. İşlerin ters gittiği zamanlarda ertelediği bu müsabakayı istese yapmazdı. Fakat o bu güne kadar başladığı hiç bir işi yarım bırakmamıştı. Ona çok para kazandırdığı gibi bedellerde ödeten bu müsabakaları bırakma zamanı gelmişti. Bu işler yüzünden uzun yıllar ailesinden ayrı kalmak zorunda kalmıştı. Dündar'ın buradan gelecek paraya ihtiyacı yoktu artık. İzmir'deki yatırımı sayesinde serveti katlanarak artıyordu. Sadece spor salonlarından elde ettiği gelirler bile ailesini rahatça geçindirmeye yeterdi. Bu son müsabakayı kazasız belasız atlattıktan sonra ailesi ve karısıyla sakin bir hayat sürdürmek istiyordu.

Yanında duran Rıza çoktan havlu atmış adamlara bakarak ''Abi bunların yine haşatını çıkarmışsın. Bence bugünlük bu kadar antrenman yeter. Baksana, garipler kendinden geçmiş abi. ''dedi.

Antrenmana biraz daha devam etmek istese de Rıza'ya hak verdi. Sporcuları bu haldeyken dikkatlerini odaklamaları mümkün değildi. Kısa bir konuşma yaptıktan sonra onları serbest bırakacaktı.

Ellerini arkasında birleştirip karşısındaki sporcuları tek tek süzdü.

''Bugünkü antrenman burada bitmiştir. Önümüzdeki müsabakada sizleri kana kan, dişe diş bir mücadele bekliyor. Kendinize güvenin ama asla rakibinizi hafife alma gafletine düşmeyin. Unutmayın sadece aptallar kendi hatalarından ders çıkarır. Bugün sadece kendi hatalarınızdan değil takım arkadaşlarınızın hatalarından da ders çıkarın.'' Dündar onlara doğru telaşla koşturarak gelen Cemal'i görünce ''Şimdi gidebilirsiniz.'' diyerek konuşmasını yarıda kesti.

Bir şeylerin ters gittiği Cemal'in gergin yüzünden ve telaşından anlaşılıyordu. Yanlarına gelen Cemal konuşmadan önce derin derin soluklandı. Alnında biriken teri kolunun tersiyle sildi.

Onun konuşmasını beklerken Rıza ''Cemal ne oldu? Bu telaşın ne ?''diye sordu sabırsızca.

''Ulan Rıza, ananın karnında dokuz ay nasıl durdun? Az biraz bekle oğlum.'' diyerek araya giren Rıza'ya çıkıştı.

Cemal soluklarının arasından ''Abim polise ihbar gitmiş!'' dedi.

Cemal'in haberiyle okkalı bir küfür savurdu.

''Hemen Yukarı!'' diye emretti.

Merdivenlere doğru hızlı adımlarla yürürken Cemal ve Rıza peşi sıra geliyordu. Yukarı kata çıkarken bunu yapan piçin kim olduğunu düşünüyordu. Bildiği bir şey varsa o ihbarcı kimse onu bulup uzun dilini kökünden kesecekti. Dündar bulunduğu yere tırnaklarını kazıyarak gelmişti. Bunu tehlikeye atanın düşmanı olur, onu yaşatmazdı. Emniyetteki adamı ihbar haberini onlara uçurmasaydı başı kanunlarla fena halde derde girecekti. Saygın işadamı kimliğine büyük bir darbe inecek ve kurulu düzeni telafisi olmayan zararlar görecekti. Çalışma odasının kapısını açıp içeri girdi. Rıza ve Cemal de içeriye girip kapıyı arkalarından aceleyle kapattı.

Soğukkanlı kalmaya çalışarak ''Cemal ihbar ne zaman yapılmış? Kimin yaptığı belli mi ?''diye sordu.

''Emniyete ki adamımız Fuat, ihbarın dün gece saat on civarında yapıldığını söyledi. İhbar bir cep telefonundan yapılmış abim. Telefonun kime ait olduğunu yarım saat içinde tespit edip bize haber verecek.''

ÜÇ HAMLEDE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin