Bölüm 5- Olmaması Gereken Hisler

355 19 0
                                    

/5/OLMAMASI GEREKEN HİSLER/

Son bölümden bir hafta sonrası anlatılmaktadır...

Ağırlığınca acıyı tadıp bitmesini dilerken hergün gördüğüm gözler buna engeldi. Yaz günü buz tutan bedenimi battaniyeye sarıp, gözlerimi gökyüzüne doğrulttum. Görmem gereken yalnızca ay ve yıldızlar olmalıydı fakat ben onların yanı sıra yeşil gözleri görüyordum. Artık Eflah olmaktan çıkmış, Efkan beyin yeşil gözleri yer etmişti. Çünkü var olan o, ölen Eflah'tı. Her ikisini de atmak için çabalamamıştım ve bu halim annem ve Esma'nın zoruna gidiyordu. Bu yüzden içimde yer eden acının etrafını duvarlarla çevirip, yüzüme pekte alışık olmadıkları gülümsemeyi takındım. Böylece içten içe tuttuğum yasımı görmeyecek, Eflah'ı unuttuğumu sanacaklardı. En iyi yanı ise gece gündüz halim ve 'görünmeyen şey' diye söz ettikleri Eflah için başımın etini yemeyecek olmalarıydı. Onun için ileri geri konuşmaları canımı çok sıkıyordu ve ileri gittiklerinde kalplerini kırmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Boynun tutulacak Yaso bana bak bana"

"Tutulmaz"

Gökyüzünde asılı kalmasını istediğim yeşil gözleri olduğu yerde bırakıp, bakışlarımı Esma'ya doğrulttum. Elinde tuttuğu çekirdek dolu tabağı bana doğru uzattığın da istemediğimi söyledim. "Sen bilirsin " deyip tabağı dizlerinin üstüne koyduktan sonra bu kez " millet mümkün olsa çıplak gezecek, sen battaniyeyle oturuyorsun hayırdır" dedi.

"Üşüyorum"

"Bu havada? İçerde piştim, dedim gideyim Yaso'nun yanına ama seni gördüm daha çok yandım"

Kendi yaptığı yelpazesini yüzünün çevresinde sallayan Esma bir yandan da çekirdek yemeye başladı. Tabi konuşmasa olur mu? Olmaz! Esma bir yellenip bir çekirdek yerken haz etmediğim konuya bodoslama daldı.

"Ee nasıl gidiyor Efkan beyle?"

"Ben deli o divane! Bildiğin doktor hasta ilişkisi, nasıl gitmesini bekliyorsun?"

"Senden de bu beklenir zaten. Başkası olsa şimdiye nikah bile kıymıştı "

Annemle Esma'nın dönüp dolaşıp konuyu Efkan beye getirmesinden ve sürekli gözüme gözüme sokmalarından ben yorulmuştum fakat onlar zevk alırcasına ısrarla devam ediyorlardı. Hakları var adam her yönden iyiydi ama ben ona bir türlü ısınamamıştım. Hele ki son bir haftadır garipleşen tavırları yüzünden araya daha fazla mesafe koyma gereği duyuyordum. Zırt pırt çıkıp gelmesi, etrafa tuhaf tuhaf göz gezdirmesi, gözlerini olur olmadık noktalara sabitleyip imalı imalı bakması... Ben değil ama doktorum delirme yolunda emin adımlarla ilerliyor gibi!

"Ne yapayım adamın kucağına mı atlayayım?"

"Atla mı dedik biraz sıcak davransan kâfi. Adama resmen duvar muamelesi yapıyorsun"

"Hiçte bile" deyip konuyu kapatmasını dilesem de bunun mümkün olmadığını biliyordum.

"Ama ben biliyorum senin sorununu"

"Neymiş benim sorunum? " diye bıkkınca nefes vererek sorduğum soruya Esma'nın cevabı gecikmemişti.

"Sen insan sevemiyorsun, çünkü normal değilsin. İlla ağzına sıçan cinlere aşık olacaksın"

"Tövbe ya Rabbim. Ne alakası var kızım?"

Dizilerinin üzerindeki çekirdek tabağını sehpanın üzerine koyan Esma avcuna biraz aldıktan sonra yerinden kalktı ve yanıma gelip oturdu.
"Bugüne kadar hiç bir insana aşık oldun mu ya da ne bileyim azda olsa birinden hoşlandın mı?"

Kalbimdeki Cin / EL AMLUK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin