"Kalk hadi Badem bugün çok güzel bir işimiz var seninle," diyen Çağıl'ın sesiyle uyandım. Ne işi vardı acaba gerçekten çok merak ediyordum. Çünkü bugün konservatuara gitmem gerekiyordu ve zaten haftada sadece üç gün gidiyorum bir günümü de Çağıl'ın saçma işleri ile geçirmek istemiyordum.
"Ne işimiz var, ya bilmiyor musun bugün konservatuara gitmem gerekiyor. Bu işini tek başına halletsen olmaz mı?"
"Olmaz bugün ki iş çok değerli ve sen bu iş için çok lazımsın."
"Ne yapacağız."
Kabul ettiğimi görünce bıyık altından gülerek "Bu sefer büyük bir iş teslimi aldık ve bunun sonunda gayet güzel bir kazanç elde edeceğiz. Büyük işin büyük görevi olur sonuçta öyle değil mi? Yani bizim işimizde çok büyük bu sefer 2 kilometre derine inmemiz gerekiyor ve biliyorsun ki denizde uzun süre kalma konusunda benden daha iyisin. Yani sana düşen görev daha fazla olucak."
"Ne kadar bir kazançdan bahsediyoruz?"
"Yaklaşık 3.000.000'dan bahsediyoruz. Toplam çıkacak para 10.000.000 ama biz sadece bir eleman olduğumuz için bu işin beyin takımı ve yöneticileri daha bir fazla alacak."
"Anladım, tamam sen çık ben hazırlanıp geliyorum." Denizlerin belirli bir metre aşağısında bir altın tespit ediliyordu ve bize verilen görev ise o tespit edilen altınları oradan çıkarmaktı. Bu yasal olmayan bir yoldu bu yüzden bu işi kimseye görünmeden yapmaya çalışıyorduk. Bu iş için toplam dört grup vardı. Birinci grup bu işi kuranlar yani iş adamı tipli kaçakçılar. İkinci grup ise beyin takımı yani altını tespit eden takım. Bu takım eskiden batan teknelerin yerini tespit ediyor ve o tekneler hakkında bir araştırma yapıyor. Eğer bu batan teknede altın varsa ve bilinen, araştırılan bir tekne değilse tam yeri tespit edilip üçüncü gruba aktarılıyor yani bize. Bizim işimiz ise bize gönderilen yere gitmek ve altınları sağlam bir şekilde çıkarmaktı. Bizim grubumuz 8 kişiden oluşan çok deneyimli bir gruptu. Beni de Çağıl sokaklardan kurtardığından bir yıl sonra bu işin içine sokmuştu. Bu yüzden senelerce yaptığım için bende deneyimli grubun arasındaydım. Ama artık konservatuara gitmeye başladığım için bu işleri yapmak istemiyordum. Çünkü konservatuarda ki çoğu dersi kaçırmak zorunda kalıyordum. Dördüncü grup ise para işleri ile ilgilenen bir gruptu. Gelen paranın bir kısmını yaptığımız iş için bir kısmını ise dört grup arasında rütbe farkıyla dağıtıyordu.
"Tamam, hazırım hadi çıkalım." Üzerime öyle çok şık şeyler gitmemiştim çünkü zaten suya dalacağımız için üzerimi değiştirecektim.
"Vay güzellik her zaman ki gibi çok güzel olmuşsun." Çağıl abartmaya bayılırdı. Çünkü hiç öyle ahım şahım şeyler gitmemiştim.
"Şöyle sulu sulu davranma diye kaç defa diyeceğim Çağıl?"
"İstediğin kadar diyebilirsin." Daha da uzatmadım çünkü zaten konservatuara gidemiyorum diye sinirliydim.
Kaçak paralarla alınan arabamıza da binerek sahile doğru yol aldık. Yol boyunca ne Çağıl konuştu ne de ben. Her iş olduğu zamanlar böyle olurduk. Çünkü yaptığımız iş hiç kolay değildi. Bizler dalgıçlık mesleğini görmüş bireyler değildik sonuçta. Bu yüzden derinlere inmek hem korkunçtu hemde riskli. Evet bu işi senelerdir yapıyorduk ama bu sefer ineceğimiz mesafe hepsinden daha fazlaydı.
Geldiğimizde 2.grup ve bizim grubumuz vardı. 2.grup hep bizimle sahile gelirdi çünkü burada planı anlatır ve gerisini bize bırakırlardı. Önceden asla bize bırakılmazdı. Kamera kayıt cihazları ile izlenirdik ama zamanla daha rahat davranmaya başladılar.
"Evet sizde geldiğinize göre planı anlatmaya başlıyorum." Konuşan beyin grubunun en zekisi olan Usur'du. Ailesi bu ismi çok düşünmüş olmalıydı çünkü ben böyle bir isim koyacak olsam kesin çok düşünürdüm. Hepimiz gözlerinin içine baktıktan sonra konuşmasına devam etti. "Planımız şöyle Badem ilk olarak inecek ve altınların tam olarak yerini bulacak. Bizim verdiğimiz koordinatlar tam yeri göstermiyor ve hepiniz girerseniz zaman kaybedersiniz. Biliyorsunuz ki bu çok büyük bir iş ve Badem hız konusunda hepinizden daha iyi. 2 kilometrelik derinliğe indikten sonra yeri tam olarak belirleyecek ve yakanızda bulunan cihaza sinyali gönderecek sizde o an hemen inmeniz gerekiyor. Sinyal yandığında hepiniz aynı anda en aşağı inmeyeceksiniz çünkü mesafe çok fazla ve bu mesafeye alışık değilsiniz bu yüzden güvendiğimiz en iyi olanlarınız gidecek. İlk 1 kilometreye indiğinizde bazılarınızın, yakanıza takılmış olan sinyaller sadece bir kez yanacak ve orada duracaksınız. Geri kalanlar aşağı inecek ve altınların sadece bir kısmını yukarı yani 1 kilometrelik alana getirecek. O alanda bulunanlar ise verilen sandıkların içindeki altınları yukarı yani tekneye götürecek ve özel alana yerleştirecek altınlar bitene kadar bu böyle devam edecek. Size güveniyorum ve Badem özellikle burada en büyük iş sana düşüyor bu yüzden aşağıda çok dikkatli ol. Biz sizi şirkette bekliyor olacağız."
"Tamamdır Usur merak etme bize gözü kapalı güvenebilirsiniz. Kimse görmeden her zaman ki gibi bu işi de halledeceğiz." Konuşan Çağıl'dı ve doğru söylüyordu. İlk defa yaptığımız iş değildi. Bu iş öncekilerden daha zorlayıcı olacaktı ama imkansız değildi.
"Tamam şirkette bekliyoruz," dedi ve beyin takımı sahilden ayrıldı. Hep takım halinde gelirlerdi ama sadece işi bize Usur anlatırdı. Çünkü beyin takımının en iyisi ve başı oydu. Bu yüzden hep anlatan oydu.
Önümüzde saatler sürecek çok zorlayıcı bir görev vardı ve ne kadar sürecekti tam olarak hiçbirimiz bilmiyorduk ama hepimizin bildiği tek birşey vardı o da bu işi sorunsuz yapacağımız.
"Hadi bakalım başlıyoruz."
🏵️
Umarım keyifle okumuşsunuzdur.
Eğer aklınıza takılan birşey varsa yorumlar da lütfen sorun cevaplıyor olacağım.
Yeni bölümde görüşmek üzere 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehirli Kimlik
Teen FictionYanlız bir kız ve onun grubunun yaptığı gizli işleri anlatan bir hikaye. Badem grubun adeta incisi, elması, pırlantasıydı. Çünkü en büyük görevleri o yapardı. Bu yüzden herkesin göz bebeğiydi. Aslında herkes bunu kendi menfaatleri için yapıyordu. S...