5

67 9 110
                                    


Taeyong'un dediği şeyden sonra bir daha konuşmuyorlar, sessizce filmi izleyip cips ve atıştırmalıklardan yediler. Taeyong uykuya daldığında Jaehyun düşünüyor; gerçekten rüya eşi olabilirler miydi ve olsalar bu neyi değiştirirdi? Jaehyun hiç hevesli değildi bu konuda, hiç çabalamamıştı ama eğer Taeyong'un olma ihtimali varsa çabalamaya başlayabilirdi çünkü kucağındaki bedenin bunu ne kadar istediğini biliyor ve artık acı çekmesini istemiyordu.

Taeyong'un horlamaları duyulduğunda bunu düşüneyi bir kenara bırakıyor. Belli ki Taeyong çoktan derin uykuya geçmişti, bu yüzden onu uyandırmamaya dikkat ederek koltuktan kalkıyor ve Taeyong'u şimdilik koltuğa yatırıyor.

Masaya yaydıkları atıştırmalıkları ve cipleri toplayıp mutfağa götürüyor, çoğunu yememişlerdi fakat Jaehyun gelecek günlerde kısa süre içerisinde tüm atıştırmalıkları bitireceklerinden emindi. Salona geri döndüğünde koltukta Taeyong'un boş bıraktığı yere oturuyor ve filmin geri kalanını izlerken içkinin kalanını bitiriyor.

Saat iyice geç olduğunda ve yapacak bir şey kalmadığında Jaehyun bir kolunu Taeyong'un bacaklarına, diğer kolunu da sırtına doluyor ve onu kucağına alıp yatak odasına götürüyor.

Yatak odasına girdiğinde dağınık olduğunu görüyor, Taeyong odayı bu halde görse toplamadan hayatta uyumazdı. Jaehyun kucağındaki uyuyan bedene bakıp şefkatle gülümsüyor ve Taeyong'u yatağına yatırıp üzerini örtüyor. Odayı temizlemeyi yarın saba­ha bırakıyor ve Taeyong'un yanına yatıp onu kollarının arasına alıyor. Şu an hiç uykusu yok ama biraz kestirse fena olmayacağını düşünüyor.

Kollarının arasındaki bedenin saçla­rını kulağının arkasına atıyor ve alnını öpüyor sonra­sında gollerini kapatıyor ve uyuyor.

.
.
.
.
.
.
.

Taeyong'un rüyası öncekilerden de kötü geçiyor. Bu sefer aynı yerde değiller, bu sefer bir alışveriş merkezindeki ve Taeyong rüya eşinin elini tutuyor ama çok geçmeden elinden kanlar akıyor ve çok geçmeden kayboluyor. Taeyong ne yapacağını şaşırmış şekilde elindeki kana bakıyor, gözlerinden istemsizce yaşlar akıyor. Bunun ne anlama geldiğini bilmediğinden korkuyor ve koşarak alışveriş merkezinden çıkıyor.

Alışveriş merkezi insanla dolu olmasına rağmen dışarıda araba, tek bir insan hatta
hayvan bile yok sanki oradan çıktığı anda terkedilmiş bir yere ışınlanmış gibi.

Taeyong uzun bir yürüyüşün ardından sonunda rüyasında sürekli gördüğü yere geliyor. Rüya eşi yine orada onu bekliyor, yine arkası dönük ama bu sefer daha net ve renkli gö­züküyor. Taeyong yine koşmaya başlıyor artık daha fazla umudu var çünkü uzun zaman sonra rüyası değişiyor.

Koşmaya devam ettikçe yaklaşıyor ve sonunda rüya eşinin elini tutuyor. Artık bitti sonunda rüya eşinin, uzun zamandır bulmaya çalıştığı kim olduğunu öğrenebi­lecek.

Elinin rengi giderek canlanıyor ve sanki gerçekmiş gibi gözüküyor. Yavaşça rüya eşinin eli­ni daha sıkı tutuyor Taeyong ve diğer elini de koluna koyup kendisine dönmesini sağ­lıyor.

.
.
.
.
.
.
.

Ama bu sefer de olmuyor, çalan telefo­nun sesi Taeyong'un uyanmasına sebep oluyor ve rüya eşinin yüzünü görmesini engelliyor.

Elleriyle gözlerini ovuşturup Jaehyun'un kollarının arasından sıyrılıp telefonunu alıyor. Arayanın annesi olduğunu görünce söylenerek telefonu açıyor ve sırtını yatak başlığına taşladıktan sonra telefonu açıyor.

"Efendim anne."

"Taeyong gecenin bu saati nerdesin, neden haber veremden çıktın?"

Taeyong yanındaki mışıl mışıl uyuyan bedene bakıyor ve ellerini bedenin saçlarına daldırıp yavaşça okşuyor sonrasında yataktan kalkıyor uyanmaması için.

"Jaehyun'dayım. Film gecesi yaptık, uyuyakalmışım film izlerken."

"Eve gelecek misin peki?"

"Hayır, sabah gelip üzerimi değiştiririm ve okula geçerim. Anahtarım yanımda bu yüzden endişelenmeyi bırak ve iyi bir uyku çek anne, iyi geceler."

Karşı taraftandan da iyi geceler dileklerini duyduktan sonra telefonunu kapatıp yerine geri koyuyor ve yatağa oturuyor.

Arkasından beline sarılan kollar neredeyse aklını kaçırmasına yol açıyor ve hızlıca arkasına dönüyor. Jaehyun yarı açık gözlerle ona bakıyor ve beline sarılı olan kolları sıkılaştırıyor. Taeyong da bu tatlı görüntüye gülüp Jaehyun'un saçlarını okşuyor.

"Seni uyandırdığım için özür dilerim."

Sorun değil dercesine kafasını sallıyor Jaehyun ve Taeyong'u çekiştirip yanına yatırıyor. O an Taeyong tüm gece Jaehyun'la sarmaş dolaş yattığını anlıyor ve yanaklarının kızarmasına engel olamıyor.

"Rüya eşin ile alakalı bir şey görebildin mi bari?"

Heyecanla kafasını sallayıp yatağa iyice yerleşiyor Taeyong sonrasında anlatmaya başlıyor; "Bu sefer çok daha farklıydı, siyah beyaz değildi ve başka bir yerde başladı. Mutlu mu olmalıyım korkmalı mıyım bilmiyorum ama çünkü rüya eşimin ellerinin kanadığını gördüm sonda yine eski yere döndük. Neredeyse yüzünü görüyordum ama sonrasında uyandım, inanabiliyor musun buna?"

Jaehyun Taeyong'un anlattığı her şeyi dikkatlice dinliyor, anlattığı şeylerde tanıdık gelen şeyler ama tam olarak emin olamıyor bundan ve karşısında hareketli ve heyecanlı bir şekilde ona rüyasını anlatan beden de sadece dikkatinin dağılmasına ve gülümsemesine yol açıyor.

"Belkide rüya eşin gerçekten benim." Diyerek dalga geçiyor onunla ve saçlarını karıştırıyor.

Fakat Taeyong bunu ciddiye alıyor ve ciddi bir ifadeyle Jaehyun'a bakıyor. "Eğer öyleysen ve söylemiyorsan hayatının devamında benden çok çekeceğin var Jaehyun."

Taeyong'un ciddi tavırlarından sonra Jaehyun da ciddileşiyor fakat oyuncu tavırını da takınıyor bir yandan. Elini Taeyong'un diğer tarafına atıyor ve bedeninin altta kalmasını sağlıyor. "Karşı tarafın da görmediğini biliyorsun Taeyong ama beraber uyuduğumuz bir gece tüm bunlar oluyorsa ya çok güzel bir tesadüf ya da gerçekten de rüya eşiyiz."

Taeyong kafasını diğer tarafa çeviriyor ve bir süre düşünüyor. Hafif sarhoşken Jaehyun'a onun rüya eşi olmasını istediğini söylediğini hatırlıyor ve bu yüzden dalga geçtiğini düşüyor fakat bir yandan da Jaehyun'un yakınında olduğunu ve bu sayede sürekli rüya eşiyle alakalı rüyalar görüyor olabilir.

"Belkide gerçekten ruh eşiyiz Jaehyun. Sürekli bununla alakalı rüya görmem, onu bir türlü bulamamam ve bu gece..."

Jaehyun ciddileşir gözlerini Taeyong'um gözleriyle buluşturuyor ve ona biraz daha yaklaşıyor, sanki atmosfer ağırlaşmış gibi hissediyor. "Peki şimdi ne yapacağız?"

Altta kalan beden kendisini üstteki bedene doğru çeviriyor. "Bilmiyorum Jaehyun, belki bunu yarın diğerleriyle konuşmalı ve bundan emin olduktan sonra ne olacağımla karar vermeliyiz."

"Ne olacağımız derken neyden bahsediyorsun?"

Taeyong elini Jaehyun'a uzatıyor ve yanağına koyuyor, yavaşça yüzünü Jaehyun'un yüzüne yaklaştırıyor ve dudaklarını onun dudaklarına kenetliyor.

Karşısındaki beden şaşkına dönerken dudakları kısa sürede ayrılıyor ve yatağa geri uzanıyor. "Böyle ya da eskisi gibi ama bunu şimdi düşünme, sadece uyuyalım ve ne olacağına bakalım."

Jaehyun yaşadığı şoku atlattığında yatağa sırt üstü geri uzanıyor ve Taeyong kollarının arasındaki yeri geri alıyor. Taeyong uykuya dalarken Jaehyun saçlarını okşayarak daha kolay olmasını sağlıyor bunun ve kendisi de uyuyor çok geçmeden zaten sabah olmasına sadece birkaç saat kalmıştı.



-
Kavuşma sürecini çok uzatmamaya karar verdim ve bu yüzden bu kitap da kısa sürecek sanırım

When we are sleep, JaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin