makeup artist ❦︎ 8

480 58 74
                                    

Hızla arkamı dönüp taehyung'a baktım.

"Efendim?" dedim merakla.

"Ne dediğimi duymadın mı?"

Ne diyeceğini bilemediğim için duraksadım ve yutkundum.

"Ben," dedim. "Ne cevap vereceğimi bilemiyorum."

"Sana basit bir soru sordum, neden bana öyle bakıyorsun?"

"Nasıl bakıyorum, bay kim? Sizin makyajınızı yapıyorum, gözlerinize tabiki bakmam gerekiyor. Bunda ne sorun var anlamadım?"

"Makyaj yapmak başka, uzun bakmak başka. Senin bakışların daha çok şey gibi-"

"Ne gibi?"

"Aşık gibi," dedi taehyung. "Buraya bana makyaj yapmak amacıyla giren çok oppacı oldu. Bilmez miyim sanıyorsun senin gibilerini?"

"Bay kim, yanlış anlıyorsunuz, ben bir oppacı değilim, army'im." dedim. "Army ile oppacı tamamen farklı kavramlar, karıştırmayın lütfen."

"Üzgünüm kim jisoo," dedi taehyung. "Ama bir daha bana böyle bakıp davrandığını görürsem seni de diğer işe giren makyaj artistleri gibi kovdurtabilirim."

"Hey, bunu yapamazsınız." dedim ve aklıma annemin o sözü geldi.

"O şirkette 2 hafta kalabileceğinden bile şüpheliyim, jisoo."

İster istemez içimde bir korku oluştmuştu. Gerçekten beni kovdurtabilirdi ve malesef bu olursa annemin sözü haklı çıkardı.

"Yapabilirim," dedi taehyung. "Çok istiyorsan hemen şimdi bile yaparım."

"Hayır hayır," dedim. Buraya kadar gelmek için çok uğraşmıştım ve küçük bir neden yüzünden emeklerimin çöp olmasına izin vermeyecektim. "Lütfen, bakın bu iş benim için çok önemli."

"Neden çok önemli? Oppacı olduğun için olabilir mi acaba? Her gün yanı başımda olacaksın, bana makyaj yapacaksın ve daha fazlası. Hangi oppacı bunu istemez ki, değil mi?"

Bana oppacı dediği için sinirlenmiştim fakat yine de kendimi tutmaya çalışarak cevap verdim.

"Hey, bana oppacı demeyi kesin!" dedim hafifçe bağırarak.

Taehyung bana doğru yavaşça yaklaştı ve beni baştan aşağı süzüp gözlerime baktı.

"Gözüm üzerinde, jisoo." dedi ve bana son kez sinirle bir bakış atıp kapıya ilerledi. Kapıyı sertçe kapatıp odadan çıktı.

Derin bir nefes alıp içimi çektim ve karşımda duran aynaya döndüm. Saçlarımı ve üstümü bir kez daha kontrol edip odadan çıktım ve konser alanına doğru ilerlemeye başladım.

Sahnenin arka yerinde beklemeye başladım.

Bir süre sonra gürültülü bir müzik sesi geldiğinde konserin başladığını anladım.

"Jisoo."

Adımın duyulmasıyla arkama döndüm.

Wendy gelmişti. Ona bakarak gülümsedim.

"Wendy," dedim. "Bugün erken çıkmıştın galiba. Evde göremeyince merak ettim."

"Ah, evet." dedi wendy. "Önemli işlerim vardı. Bilirsin işte, konser olacağı için yoğundum."

Başımı yukarı aşağı salladım.

"Eee," dedi wendy. "Senin nasıl geçiyor ilk günün?"

"Berbat," dediğimde wendy yüzüme merakla baktı. "Yani sanırım, berbat ile orta arası."

"Neden? Noldu ki?"

"Taehyung, ona oppacı olduğumu sandı," dedim ve içimi çektim. "Halbuki sadece makyaj yapmıştım."

"Ah, ona oppacı olup makyaj artisti olarak işe giren çok kişi oldu," dedi wendy. "Bu yüzden ilk başta sana öyle demesi normal, zamanla alışacaktır."

"Off," dedim. "Oppacılardan nefret ediyorum, onlar yüzünden herkes benim gibi normal army'leri bile üyelere aşığız sanıyor."

Wendy bana baktı ve eliyle arkadaki odayı işaret etti.

"Birazdan üyeler şu odaya gelecek, uzun süre dans ettiler. Makyajlarının tazelenmesi gerek."

"Peki, görüşürüz wendy." dedim ve işaret ettiği odaya girip bir yere oturdum.

Bir süre öylece durduktan sonra kapının çok sert ve neredeyse kırılacak bir şekilde çalınmasıyla duraksadım.

***

kim kırıo lna kapıyı





makeup artist. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin