makeup artist ❦︎ 9

483 46 41
                                    

Kapının bu şekilde çalınması ile duraksadım ve küçük adımlarla kapıya doğru yaklaştım. Birisi kapıya var gücüyle vuruyordu.

Kapı hızla açıldığında ben de refleks olarak ellerimi kulağıma götürüp gözümü kapattım.

Kapıya baktım. Neyseki yerinde duruyordu ve kırılmamıştı. Derin bir nefes alıp rahatladım.

Ama kapının ardında terler içinde ve nefes nefese kalmış bir şekilde kim taehyung'u gördüğümde bu rahatlığım bozuldu. Gözlerimi kocaman ve şaşkınca açtım.

"Bay Kim, size ne oldu böyle?" Kalbim küt küt atıyordu.

Cevap vermeyerek bana doğru yaklaştı.

"B-ben çok kötü hissediyorum.." diye hafifçe fısıldadı ve bana daha da yakınlaştı. Sarhoş gibiydi ve vücudunu kontrol edemiyor gibiydi. Elini omzuma koydu ve derin bir nefes aldı.

Üzerime yığıldığında daha da şaşkına döndüm. Üstünden terler akıyordu, gerçekten çok kötüydü.

Hemen göğsüne uzandım ve nabzına baktım.

Kalbi çok hızlı atıyordu..

Ne yapacağımı bilemedim.

Bir süre kucağımda elini omzuma atmış bir şekilde durdu. Sonra yavaş yavaş hareket etmeye başladı.

Ellerini sırtıma doladı ve yine kendinden geçmiş bir şekilde konuştu.

"Nefes..almakta çok..zorlanıyorum.."

Bunu demesiyle birlikte artık bir görevliye haber vermem gerektiğini düşündüm.

Ama kim taehyung kucağımdan kalkmıyordu, sadece hareketsiz bir şekilde duruyordu. Bu yüzden ben de hareket edemiyordum.

Düşündüm. Kimse onun yokluğunu farketmemiş miydi? Neler olmuştu?

Gergince bir nefes aldım ve elimi kim taehyung'un terli saçlarında gezdirdim. Yüzüne baktım.

Kusursuz görünüyordu, fazlasıyla.

Ben onun yüzünü hayranlıkla izliyordum ki açık kapıdan birinin bizi izlediğini farkettim.

Elinde fotoğraf makinesi vardı ve şok olmuş bir şekilde bize bakıyordu.

Elinde tuttuğu fotoğraf makinesini hızla yukarı kaldırarak fotoğrafımızı çekti ve kendi kendine konuştu.

"Kim taehyung ve sevgilisi.. Ne bomba haber ama..."

"Yanlış anladın, biz-"

Bunları dedikten sonra bir şey söylememe bile fırsat vermeden koştu ve uzaklaştı.

"Aldım başıma belayı.." Başıma elimke vurdum.

İlk iş günüm aksiyondan geçilmiyordu. Ne güzel...

5 dakika falan sonra birkaç kişi odaya aceleyle girdiler. Ellerinde şu nefes veren aletlerden vardı.

Bana garip bir bakış attılar ve kucağımda duran kim taehyung'u götürdüler.

Hemen arkalarından diğer üyeler geldiler. Hepsinin beti benzi atmıştı.

"Sabah da kötü hissettiğini söylemişti, bana." diye söylendi odaya hızla dalan namjoon. "Aish, onu dinlememiştim bile, ciddi bir şey olmadığını düşündüm."

"Onu dikkate almalıydın, joon." Seokjin konuştu.

"Dün fazla pratik yapmıştı, keşke onu engelleseydim." Jimin bunu dediğinde ona döndüm.

"Ne oldu ona?" diye sordum. Çok endişelenmiştim.

Jimin bana baktı.

"Konserin ortasında bayılacak gibi oldu," dedi. "Garip hissettiği için su içmeye gideceğini söyledi."

"Hepsi benim yüzümden," dedi namjoon elini alnına koyarak. "Ona fazla çalışması gerektiği konusunda ısrar etmemeliydim."

"Olan oldu artık, kendini suçlama hyung." Jungkook konuştu.

Belli etmeden yanlarından ayrıldım ve odadan çıktım.

Etrafa bakınarak düşündüm.

Ah, en azından ilk günüm bu kadar kötü geçmese olmaz mıydı?

***

tae benim ustume de bayılsana












makeup artist. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin