1.8

518 54 10
                                    

Sabah pencereme şakır şakır değen yağmur damlalarıyla göz kapaklarımı araladım. Üzerimdeki örtüyü açtığımda yatağımda olduğumu yeni fark etmiştim.

Bunu düşünmeyi sonraya erteleyip ağrıyan şakaklarımı ovaladım. Ne zaman geç yatsam ya da ders çalışmak gibi uzun süreli bir eylem yapsam sabaha, başım ağrımış bir vaziyette uyanıyordum.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra çalışma masasının üstünde dağınık bir şekilde duran kitaplarımı toplayıp çantama tıkıştırdım. Çekmeceden aldığım ağrı kesiciyi, plastik şişenin içindeki ısınmış suyla tek yudumda içtim.

Sınavda da başım ağrımazsa çok iyi olurdu.

Okul kıyafetlerimi giyip çantamı sırtıma aldım. "Ben çıkıyorum." dedim evin giriş kapısının önüne geldiğimde.

"Kızım birkaç bir şey yeseydin." dedi annem elindeki çay bardağını masaya koyarken.

"Yok anne, okulda yerim." deyip cevap vermesine fırsat vermeden evden çıktım. Kapıyı ardımdan kapattıktan sonra alelacele giydiğim ayakkabılarımla asansöre bindim. Ayakkabılarımı düzeltip bağcıklarını sıkıca bağladım.

Yarı açık yarı kapalı gözlerimle binadan çıktığım sırada bir bedene çarpmamla duraksadım.

"Günaydın." dedi Yankı gülümseyip yanağımdan makas alırken. Yağan yağmur, bere takmadığı için kıvırcık saçlarını alnına düşürmüştü.

Başımın ağrısını belli etmemeye çalışarak gülümsedim. "Günaydın."

"Hazır mısın sınava?" dediğinde başımı aşağı yukarı salladım. Tatmin olmamış olacak ki bakışlarını bana çevirdi. "Aymira neyin var?"

"Başım ağrıyor biraz ya, ağrı kesici aldım. Geçer sınava kadar."

"Emin misin?" diye sordu ama endişeli bakışları, çoktan irislerini çevrelemişti bile.

"Eminim Yankı, hadi gidelim."

Çekingen bir tavırla elimi tuttu. Fark ettiği şeyle hızla başını bana çevirdi. "Ellerin üşümüş."

Omuz silktim. "Benim ellerim çabuk üşür." Dudakları yukarı kıvrılırken birleşik ellerimizi montunun cebine soktu. Yanağımı koluna yaslayıp birbiri ardına gelen adımlarımızı izledim.

Fena düşmüştüm.

🌥️

"Hadi kızım. Yaparsın, aslansın sen. Ufff hem de ne aslan." Dışardan kendime gaz verdiğim, içimden de bildiğim duaları sıraladığım sırada sınıfa giren gözlerim, sınıfa giren matematik hocasını buldu.

Sınav 4. dersteydi ve bu derse baş ağrım geçmişti. Şimdi biraz daha iyiydim.

Önüme gelen sınav kağıdıyla uçlu kalemimi daha sıkı kavradım ve sorulara göz gezdirdim. Gece, Yankı'yla çalıştığımız türevin uygulamaları konusundan 4-5 soru vardı. Yankı'nın gösterdiği yoldan kolayca yapabileceğim türden sorulara benziyorlardı.

Sınav süresinin bitmesine birkaç dakika kala kağıdımı teslim etmiş, yerime geçmiştim. Çalıştığım için sorular kolay gelmişti.

Zil çaldığında kapıda beliren Yankı'yla ayağa kalkıp yanına gittim.

"Nasıl geçti?" dedi parmağının tersiyle yanağımı okşarken.

"Güzeldi, yani alırım bir 95." dedim başımı yana eğerek. "Senin?"

"Beraber çalıştık, güzel geçmemesi için bir neden var mı?"

Gülümseyip kolumu beline doladım. Aramızdaki boy farkından dolayı kulağım kalbine denk geliyordu.

Hızlanan kalp atışlarıyla gülüşüm genişledi. Saçımın üzerine bıraktığı küçük öpücük kalbimin pır pır atmasına sebep olmuştu.

Yakında ölebilirdim.

Tabii sorguyu yapmadan ölmek olmazdı.

🌥️

Boy farkından dolayı kalbe denk gelme olayına acayip düşüyorum ya 🥺

Off siz çok güzel oldunuuzz, yiyeceğimm 🤍

MirYa forever bestt 🦋

💜

ritüel•texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin