Buğranın sesiyle kendime geldim düşüncelere dalmıştım. Kendimi daha iyi hissetiyordum. Buğranın yaptığı çorba iyi gelmişti doğrusunu söylemek gerekirse 2 yıldır böyle bir çorba yememiştim acaba kendime haksızlık mı etmiştim. Ailemi , Sevgilimi , Arkadaşlarımı kaybetmiştim ama bu benim suçum değildi bu bir kaderdi elbette onların acısı hiçbir zaman benim peşimi bırakmıycaktı ama bence artık hayata sıkı tutunmanın vakti gelmişti.Aklımdaki düşüncelerle yerimden fırladım .
"Buğra benim canım çok sıkıldı. Dışarı çıkalım mı?"
"Daha yeni yeni kendine geliyorsun Erva dinlenmen gerekiyor."
"Açık hava daha iyi gelecek lütfen"
"Peki Sen bilirsin."
Ortamdaki sessizlik dahada kötüleşmemi sağlıyordu ve sessizliği bozarak:
"Beni arkadaşlarınla tanıştırırmısın?"
"Tabi bekle ben arayıp nerede olduklarını sorayım."
Buğra-Emre
"Kanka nerdesiniz.""Sinemaya gidiyoz kanka atla gel"
"Tamam geliyoruz bizim tayfayı topla sen, sizi birisiyle tanıştıracağım. "
"Kiminle tanıştıracaksın lan"
"Gelince görürsün herzaman buluştuğumuz yere gelin."
Buğra-Erva
"Sinemaya gidiyorlarmış bizi bekliyorlar."
"Peki o zaman bekletmeyelim."
Sessiz geçen bir yolculuğun ardından sonunda buğranın arkadaşlarının yanına gelmiştik. İyi insanlara benziyorlardı. Onlarla iyi arkadaşlık kuracağıma inanıyordum. Haydi bakalım göreyim seni erva deyip karşımda duran insanlara doğru ilerledim.
Buğranın arkadaşlarının yan masasında bir grup daha oturuyordu. Konuşmalarından anlaşılırsa bu iki grup birbirine düşmandı. Buğranın gözü masadan birini görünce yüzünde bir kızgın ifade belirdi galiba o cocukda buğranın düşmanıydı. Bu düşüncelerden kurtulup masaya doğru ilerledim
********Buğra bana anlamaz bakışlarla bakıyordu. Yanıma gelip "niye konuşmuyorsun" diyebildi.
Gözlerimden akmaya başlayan gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. "Konuşamıyordum." "yapamıyordum."
Karşımda duran insanlar bana boş gözlerle bakıyorlardı. Galiba tanışmak için çok acele etmiştim.Hızlı adımlarla çıkışa doğru ilerledim ve hışımla mekandan çıktım. Arkamdan gelen ayak seslerini duyabiliyordum buğra arkamdan geliyordu bağırıyorduda ama çok utanıyordum artık o insanlarla arkadaşlık kuramazdım. Gözlerimden akan yaşlar gittikçe hızlanıyor kalp atışlarımı duyabiliyordum. Yolun karşısına geçmek için koşar adımlarla ilerliyordum başımın dönmesi gittikçe artıyordu. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu yoldan geçerken arabaların sesleri beynimin içinde çalıyordu. Bir fren sesi ile kendimi yere düşmüs bir şekilde ve üzerimde duran buğrayla buldum. Eğer buğra beni kurtarmasaydı belkide şimdi son nefesimi vermiş olacaktım. Hayatımı Buğraya borçluydum benide hayata o bağlayacaktı ama ben işleri zorlaştırıyordum Buğranın sesi ile kendime geldim.
"İyimisin"
"Evet"
"Erva niye konuşmadın?"
"Yapamadım konuşamadım özür dilerim."
Bu kelimeleri söylerken gözlerimden akan yaşlar bir su gibi akıyordu.
"Tamam sonra konuşuruz biraz dolaşalım açık hava iyi gelir."
" Başım dönüyor yürüyemem"
" Tamam o zaman şu banka oturalım"
- Erva-
Her şeyi zorlaştırıyordum. Ama artık ağlamayacaktım güçlü olacaktım başaracaktım zor olacaktı ama vazgeçmeyecektim.
Buğra - Erva
"İyimisin"
"Evet iyiyim rica etsem bana su alabilirmisin?"
" Tabi hemen geliyorum."
- Buğra-
Ervaya onu hayata bağlayacağımı söyledim bunu başaracaktım. Erva arkadaslarımla konuşmadı ama onada hak vermek gerekiyordu acısı çok büyüktü. O kazayı bir anda unutması beklenemezdi.
********
"Bir tane su alabilirmiyim"
"Tabi"
Suyu alıp banka geri döndüm ama Erva bankta yoktu nereye gitmişti bankın üzerinde duran mektup ervanın nereye gittiğini öğrenmek için tek umuttu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ HAYAT
De TodoHayat o kadar acımasız ki ; bazen doğru olanı yapmak için en çok istediklerimizden vazgeçmemiz gerekir SİZİ HAYATA BAĞLAYAN KİŞİLERDEN BİLE İşte Erva' da tam bunu yaşıyordu. onu hayata bağlayan herşeyini kaybetmişti sonsuzluğa uğurlamıstı yani ölüme...