{♡}

357 27 28
                                    

Kimileri için ölüm, fazlasıyla korkunçken kimileri de tam aksine ölümü bir kurtuluş, belki de bir ödül olarak görürdü.

Kimisi ölümünün geleceğini çoğu zaman hatırlamazken, kimisi de öleceğini düşünmeden tek bir dakika geciremezdi.

Bazılarının ölümü çok can acıtmazdı, arkasında onun ölümünün normal olmadığını söyleyenler olmazdı. Bazılarınınki ise, sadece başkasından dinlediğinizde bile paramparça olmanıza sebebiyet verebilirdi.

Ölümün açamayacağı kapı kilidi, bulamayacağı saklanma yeri yoktu. Onu kandırmak icin kılık değiştiremezdiniz.

O eşit değildi, adaletli hiç değildi.

Bu kadar farklı düşüncenin, bu kadar farklı ölümlerin, sebeplerin tek ortak noktası ise, herkesin bir gün ölümle burun buruna gelecek olmasıydı.

Hakkında asırlarca pek çok ırk tarafından konuşulmuş olan ölümsüzlükse konuşulmaktan ötesine gidememişti.

Ölümsüzlük var mıydı? Var olabilir miydi? Ele geçirebilir miydik?

Hayır.

Ölüm Gardiyanı varlığını sürdürdükçe, velayetini asırlar boyu devretmeye devam ettikçe, ne ölümsüzlük mümkün olabilecek ne de ölümden sonrasına kesin bir kanıt sunulabilecekti.

İşte bu yüzdendir ki, Evrenin işleyişindeki en önemli gardiyanlardan birisidir Ölüm Gardiyanı.

Tüm evrenin düzeni, evrenin varoluşu ile birlikte ortaya çıkmış olan gardiyanların elindeydi.

Hiçbir din onları bulamasa da, kimse onların farkında olmasa da, gardiyanların varlığı evrenin varlığına denkti.

Ve bazen hepimiz, hayatımızın tek düze işleyişinden bunalıp içimizdeki sıkıntılara lanet okusak da, düzen olmasaydı, düzendeki bir gardiyan bile olmasaydı, kargaşa ve kaosun önderliğinde yaşamayı başarabilir miydik?

Milyarlarca yıl geçmesine rağmen, evrendeki hemen hemen her şeyi bilen gardiyanlar bile, o zamana kadar bu soruya cevap veremedi.

Ne zaman ki Zaman Gardiyanı kendisinden sonraki gardiyana velayetini emanet edemeden öldü, o zaman tüm evrenin sıkıca kilitlediği o sandık açıldı.

Merak etmeye cesaret edemedikleri o sorunun cevabı önlerine sunulacak sandılar. Tüm sırlar o sandıkta saklı sandılar.

Koca bir hiç. Karmaşa. Bulunamayan çözümler.

İşte o zaman, tüm gardiyanlar toplandı. Hepsi, kutsal sarayın en büyük salonunda asırlar sonra yeniden bir araya geldi.

Yüzlerce gardiyan, yüzlerce farklı ırktan varlıklar vardı o salonda.

Evrendeki her şeyin herkesten habersiz durdurulduğu ilk andı gardiyanların toplantısı.

Tüm zaman algısı yıkılmak üzereyken, ne kadar konuştuklarını onlar bile bilemedi.

Çözüm bulabilmek icin verdikleri sonsuz çabanın ardından, Doğa Gardiyanı asasını yere vurdu.

Ve bir karar verdi.

Gardiyanlık eğitimi, bazıları için planlanandan daha erken başlayacaktı.

Gardiyanlar, velayetlerini devretmeyi planladıkları öğrencilerin adlarını haykırdı sırayla.

Binlerce farklı isim, farklı kişiler konuşuldu uzun uzadıya.

Ve sonunda, 9 kişiye karar verildi.

Hepsi birbirinden farklı, güçlü ve yetenekli 9 genç, 8 Gardiyanın yanına verilmeliydi.

Zaman Gardiyanı Luis'in oluşabilecek olan kaos ve karmaşaya biraz olsun engel olabilmek için yarattığı 12 yıldız, bu gençler tarafından bir araya getirilecek, içlerindeki Luis'in seçmiş olduğu gardiyan adayı ise tarihteki velayetini bizzat gardiyandan almayan ilk kişi olacaktı.

Kiminin ölümü, bazen hiçbir şey ifade etmezken kiminin ölümüne kitaplar yazılır şarkılar söylenirdi.

Luis'in ölümü ise, galaksinin vereceği ölüm kalım savaşının başlangıcı olacaktı.














Galaksi Gardiyanları'nın Başlangıcı~

Lütfen buraya tarih bırakınız

Bu kitap benim icin fazlasıyla özel ve güzel bir deneyim olacak, bundan fazlasıyla eminim. O yüzden bu yolculukta beni ve tüm evrenin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalan yeni gardiyan adaylarını yalnız bırakmayın

Jenna'yı sevin~ çünkü o sizi çok seviyor

Galaksi Gardiyanları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin