"Merhaba, Shou Oota."
***
"Kısaca, Kutsal Saray bu şekilde. Ama senin şimdilik bilmen gereken 2 yer var, birisi Büyük Salon ve bir diğeri sana verilecek olan oda. Gerisini zamanla gide gele öğrenebilirsin Erika-san. Isabell'in de bana verdiği görev göz önünde bulundurulursa, sana yardım etmekten büyük bir onur duyarım."
Genç Kız anladığını belli edercesine başını salladıktan sonra nazikçe teşekkür etti.
Ryuuji, her ne kadar kardeşleri gibi düzenbozan, sinsi ve "kötü" birisi olarak anılmış olsa da, göründüğünden daha itaatkardı.
Yalnız büyüdüğü için mi, altinda yatan baska sebeplerden ötürü mü bilinmez fakat Isabell'in bizzat ilgilenmesini istediği bu kıza karşı gözlerinde yumuşak bakışlar, yüreğinde sıcak hisler vardı.
Sarayı göstermek, kızın sorularına cevap vermek, ona bir şeyler öğretebilmek ve daha da önemlisi kızın özellikle ondan bir şeyler öğrenmek istiyor olması Ryuuji'yi tahmin edilenden daha fazla mutlu ediyordu.
Kardeşleri, hatta belki de gardiyanlar arasindaki en bilgili kişiydi. Üstün bir matematik zekası vardı.
Ama bu hiçbir zaman öğrenmeyi ya da araştırmayı sevdiği için değildi.
"Kapıların pek düzeni yok... Ve her yerdeki her hangi bir kapı bambaşka bir yere açılabiliyor. Buna alışmak çok zor olacak sanırım..."
Erika ise Ryuuji'nin aksine çok itaatkar görünürdü, göründüğünün aksine çok asi davranışları bünyesinde barındırırdı.
Fakat tüm yaşamı boyunca cinsiyetçilikle ve annesiyle verdiği mücadeleden olsa gerek, Ryuuji'nin bu nazik hareketleri onu şaşırtıyordu. Bu şaşkınlığı da, muhtemelen yaşadığı evreni terk etmis olmanin da büyük bir etkisi vardı, asi kişiliğini gizliyordu.
En azından, Ryuuji'ye karşı daha ılımlıydı o an.
"Buradaki kapılar hareket edebilir ve bu sarayı her seferinde daha da sürprizlerle dolu bir yer yaparlar. Basit ve ezberlenebilir düzeni olsaydı, burada 10 asır geçirmek ne kadar kolay olabilirdi ki?"
Ryuuji'nin söylediklerine gülümseyerek karşılık verdi Erika. Haklıydı belki de, çabuk öğrenebileceği bir yer olsaydı 10 asır nasıl geçecekti ki.
"10 asır..."
Bu uzun süreyi düşünmek, bu kadar uzun bir zaman diliminde yaşayabilecek olduğunu hayal etmek, dünyada kalsaydı bir asırın yarısını bile göremeden ölme ihtimalini aklına getirmişti ister istemez.
Haliyle, 17 yıl boyunca kendine biçtiği hayat süresinin bine katlanması onu düşündükçe şok ediyordu.
"Bu arada Erika-san, kaba görünmek istemem ama... Bana senin hakkında hiçbir şey anlatmadığını fark etmediğimi düşünüyorsan, emin ol ki oldukça yanılıyorsun. Sormak ve öğrenmek istediğim çok fazla şey var."
"Sahiden mi, Ryuuji? Aslında anlatacak çok da ilgi çekici bir şeylere sahip değilim..."
"Bir şeyler öğrenmeye karşı ayrı bir zevkim, özlemim ve ilgim olduğunu bilmelisin. Eminim anlatacağın çok güzel şeyler vardır."
Ne kadar da akıcı ve pürüzsüz konuşuyor diye düşünmeden edemedi kumral kız. Böyle düşünmek de, sonuna kadar hakkıydı. Ryuuji, kelimeler konusunda asla rakip olunabilecek birisi değildi.
"Bilemiyorum... Buradaki her şey, gerçekten her şey bana çok yabancı. Özellikle sihir..."
"Özellikle sihir mi? Sihir ve büyü yapmak en temel şeydir. Bu bile sana yabancı geliyorsa ne yapmayı planlıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaksi Gardiyanları
FanfictionUlaşması gereken yere asla gecikmeyen posta güvercinlerinin sesinden de hızlıydı Gardiyanlar ve onların mesajları.