"Ouzou, kalk!"
"Kime diyorum.. Ouzou-kun!"
Dakikalardır uyandıramadığı kardeşine baktı bıkkınlıkla.
Her zaman ki, düzenden pek yoksun olan odada adım atacak yer yoktu. Her eşya, her zamanki gibi daha farklı yerlere fırlatılmış, kahverengi kuş tüylerinden yapılma battaniye yere düşmüştü.
Odanın sahibi olan Ouzou Furuya, rahatına düşkün, biraz da değişik birisiydi. Yatağının yere yakın olmasından nefret ediyor, parlak renklerin uğursuz olduğuna inanıyordu.
"Ouzou, son kez çağırıyorum."
Ve fazla derin bir uykusu vardı. Ölse farkı anlayamayacağınız kadar derin bir uyku.
Derin bir iç çekip, sıkıca kavradığı asasını tavana yakın yere kurulmuş olan hamaktaki kardeşine doğru tuttu Ryuuji.
Bir kaç saniye icin yeşil renge dönen kalın örtü, Ouzou'nun üzerinde uyuduğu örtü, Ryuuji'nin elindeki asayı hafifçe sağa hareket ettirmesi ile eş zamanlı olarak aynı yöne çekilmişti hızla.
Eh, yer çekimi, az ya da fazla, her yerde vardı. Yere doğru sertçe düşen bedenin çıkardığı "pat" sesinin ardından acı inlemeler duyulmuştu.
"Günaydın, Ouzou-kun"
Asayı göğüs hizasına çektiğinde örtü sallanmakta olan halatların üzerine düzgünce yerleşip, kendi rengine döndü.
"Bi sabah da düzgün uyandır be!"
"Bir sabah da ilk seslenişimde bana yaşadığına dair bir tepki ver."
Sert davranmaya çalışsa da, kardeşini yere fırlatmış olmanın verdiği zevk ve ortaya çıkan komik görüntü onu güldürmeye yetiyordu.
Ouzou ise... Kemiklerinin kırılmamış olması için dua ederek gözlerini ovuşturdu.
"Sen dememiş miydin bana, 'Ryuuji biraz daha neşeli ol yarın büyük gün' diye? Hiç heyecanlı ya da neşeli görünmüyorsun."
"Ryuuji çok ciddiyim bunu tekrardan yaparsan asanı-"
"Hm? Asamı? Ne yaparsın?"
Kısa süreli sessizlik.
Ardından duyulan bağırma sesi.
"İkinizin de ağzına sıçayım! Çabuk olun!"
Son kez tozlu ve dağınık odaya baktı kan kırmızısı gözleri ile.
"Ben gidiyorum, hızlı davranmaya çalış. Bugün büyük gün."
"Ne demezsin..."
***
Tüm hayatım boyunca, gerçekten tüm hayatım boyunca, kimsenin göründüğü gibi olmadığına inanmışımdır.
Duygusuz olduğunu iddia edenler, en duygusal kişilerdir.
En umursamaz görünenler tüm geceyi düşünerek geçirirler.
En güçlülerin bile zayıflıkları vardır, kırılmayacagına inandığımız en taştan kalpler en çabuk kırılanlardır.
Herkesin maskesi altına sakladığı gözyaşları, halının altına süpürdüğü günahları vardır. Kimse görmesin diye çırpınırlar, bazen kendilerinden bile gizlemek için gözlerini sonsuza kapatmaya karar verirler.
Hepimiz. Hepimiz bunu yaparız.
En sevdiklerimize yalan söyleriz, ne olursa olsun. En güvendiğimizden bile sakladıklarımız vardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galaksi Gardiyanları
FanfictionUlaşması gereken yere asla gecikmeyen posta güvercinlerinin sesinden de hızlıydı Gardiyanlar ve onların mesajları.