{4}

145 18 3
                                    

"Ben de gelmek zorunda mıydım? İkiniz benimle aynısınız zaten ne değişiyor?!"

Dedi Ouzou pek de neşeli çıkmayan stabil ses tonu ile. Kardeşlerinin aksine pek de görünüşüne önem veren birisi olmasa gerek, düğümlenmiş sac telleri günlerdir taranmadıklarını haykırıyordu.

Bol olan bordo tişörtü omuzlarından düşüyor, köprücük kemiklerini ortaya çıkartıyordu. Kalın ama uzun bir boynu, buğday teni vardı. Belirgin adem elmasının daha aşağısında, sağ tarafta kalan bir beni küçük de olsa lekesiz cildinde belirgin görünüyor, göze çarpıyordu.

"Bizim seninle hiçbir alakamız yok."

Bu sefer konuşan kardeş, Kota'ydı.

Üçüz olmalarına rağmen birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını düşünürdü hep. Aynı DNA'yı taşıyor olmaları onları benzer yapmaya yetmemişti demek ki.

Aynı renk saçlara, kırmızı ve keskin gözlere, aynı ten rengine sahiplerdi. "Doğduklarında" derdi anneleri, "onları ayırt edememekten çok korkmuştum."

Kota her ne kadar umursuyorsa o kadar umursamaz görünmeye çalışan birisiydi. Uzun saçlara sahip değildi pek de. Kahkülden hoşlanmazdı, bu yüzden her seferinde yukarı dikti saçlarını.

Kemersiz, yüzüyle doğru orantıda bir buruna sahipti. Kardeşleri gibi.

Onlardan fiziksel anlamdaki en büyük farkı, sol gözünün altında yanağındaki yara iziydi. Ne zaman olduğunu sadece o, kardeşleri ve ebeveynleri biliyordu.

Bu yüzdendir belki de, gülümsemekten hoslanmazdı. Ona izini bırakan yara uzun süre her güldüğünde daha da yakmıştı canını.

Ve hiçbir iyileştirme iksiri, hiçbir merhem yok edememişti o izi. Nedenini kimse bilemedi. O bile.

Hardal sarısı üstü, bol bir pantolon ile tamamlanmıştı. Kol kasları çırıl çıplak ortadayken, vücudunu göstermeyi istemiyormuşcasına davranıyordu.

Soğuk bakışlarını diğer kardeşine çevirdi adımlarını durdurmadan.

"Kota-kun ile aynı fikirdeyim, Ouzou-kun. Görünüşlerimiz, bizi benzer yapmak icin yeterli değil."

Kota ve Ouzou'nun aksine daha da farklıydı Ryuuji. İkisi ortak nokta bulmakta zorlanmazdı, duyguları ile hareket ederlerdi.

Ryuuji ise onlar ne kadar tembelse bir o kadar çalışkan, onlar ne kadar gevşek ve rahatsa 3 katı daha disiplinli ve ciddiydi.

Dümdüz olan koyu kahverengi saçları Ouzou'nun aksine her sabah özenle taranır, ense hizasından siyah bir ince toka ile sıkıca toplanırdı.

Kahkülleri kaşlarını kapatıyor, kan kırmızı gözleri biraz daha ortaya çıkıyordu. O kardeşlerine göre daha zayıf bir bedene, biraz daha keskin bir çene hattına sahipti.

Pürüzsüz cildinde tek bir leke yoktu. Ne bir ben, ne de bir çil. Bakımlı olmasına borçlu olsa gerek uzun ve sağlıklı kirpikleri vardı.

Fazla planlı birisiydi aslında. Her şeyin saniyesi saniyesine yapılmasını ister, planlarına göre yaşardı. Sorumluluk sahibi olmak ya da takıntılı olmak, istediğinizi söyleyebilirsiniz.

Bu yüzden olsa gerek 200 yılın ardından 21. Ejderha asasına layık görülen kişi olma onuruna henüz 12sindeyken ulaşmıştı.

Kardeşlerinden daha farklı giyinirdi. Beyaz bluzunun üstüne geçirdiği koyu yeşil ceketinde siyah renkte farklı dillerde yazılmış olan yazı baskıları vardı. Gri pantolonunun paçaları bir kez kıvrılmış, ayak bileklerini ortaya çıkarmıştı. İnce bilekleri vardı ve fazlasıyla estetik görünüyordu. İnkar edilemezdi.

Galaksi Gardiyanları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin