Bugün yine, yeni bir gün ama değişen bir şey yok maalesef. Kalbim hala durgun, atışları yavaş ve isteksiz. Sıkıntılı bir zamandan geçiyorum, yoruluyorum, ama nehir benim olana kadar bıkmayacağım bu yolda hep devam edeceğim. Kendimi ezdirmeden hep onu sevmeye devam edeceğim, edeceğimi de biliyorum. 16-17 yaşıma kadar hayatımda ilk defa böylesine gerçekçi, böylesine dobra bir çok his hissediyorum. Bu aşka giden yolda bir çok Kez kırılıp birleşeceğimi biliyorum. Ama bu kırılmalarımın, yaralanmalarımın kalbimde büyük bi yara açmasından korkmuyorda değilim. Herşeyin hayırlısı diye diye bütün bi ömrümüzü geçireceğim artık yapıcak bişey yok. Onunla konuşmadığım her an'ı ömrümden giden ömür olarak varsayıyorum , Bir insan nasıl çaresizliğin kitabını yazar sorusuna bir cevapım sanırım..
" Ya bu yolda tüm hislerimi, yolumu,kendimi bir çırpıda kaybedeceğim.. Ya da tüm geçmişimi geride bırakıp sadece biz'i yaşayacağım.."
------------- 19:00 ------------
Bunalımda hissediyorum kendimi, çok canım sıkkın herşeye. Ne istediğime karar veremiyorum artık. Doğru düzgün düşünemiyorum. Bomboş bi insan gibiyim, çok değiştim hakikaten nehir hayatıma girdiği günden beri bok oldu hayatım. Çok kafayı taktım, rüyalarımda o.. Gözümü kapatıp açtığımda o.. Ne yapsam o. O yani kalbimin her atışındaki nehir diye seslenişini duyabiliyorum. Seviyorum ama söyleyemem. Beni arkadaşı olarak görüyor yaaaa söylersem Herşey mahvolabilir.. Tek korkum nehiri kaybetmek.