"3.Bölüm"

6 2 0
                                    

İşte buradaydım. 'Tunç&Demir' holdingin önündeydim. Sağ elimde Cem'in o güven eli vardı. O yanımda olduğu sürece beni kimse üzemezdi.

  Cem'e bakıp, " Ben hazırım Canım."
dedim. Cem de başını onaylar şeklinde salladıktan sonra Şirket'e giriş yapmıştık.
    Şirketin içinde sağ da bulunan oturma alanında oturduk. Cem bir an olsun elimi bırakmamıştı.
    Oturduktan 5 dakika sonra bir asistan kız yanımıza geldi.
"Merhaba Cem Bey ve Asya Hanım. Ben Güliz. Emir Bey'in asistanıyım. Kendileri sizi toplantı odasında beklerler. Benimle geliniz." dedi. 
Cem'le kızı takip ettik. Asansörde sanırım 10 dakika bekledik malum 21 . Kata çıkacaktık.
  Toplantı salonunun kapısını görünce aklıma eski ve acı veren anılar tekrardan geldi. Aklımdan geçen her şeyi durdurdum. Dimdik duruşumla içeriye girmek için büyük bir adım attım.
  Onu görmüştüm.Emir'i ...
Hiç değişmemişti. Yanımıza geldi. Cem'e elini uzattı. Cem ,elimi bırakmadan diğer eliyle elini sıktı.
"Hoşgeldin Cem." dedi. Bana bakıp ,
"Eşin mi? "diye sordu. Cem , sakin olmaya çalışıyordu. Bunu anlıyordum.
"Evet , Eşim."dedi. Gözlüğümü çıkardım ve elimi Emir'e uzattım.
"Merhaba,Ben Asya" dedim. Emir , uzun süre gözlerimin içine baktı. Yüzü bir an hüzünlendi ama kendini hemen topladı. Elimi sıktı.
   Cem , Emir'in bakışlarını benden çekmek için hemen söze girdi.
"Artık oturalım mı? Bu toplantı ne kadar erken bitse o kadar iyi olur. Canım eşim'le zaman geçirmek istiyorum." dedi. Elim'i sol yanağına koyup,
"Hayatım yanındayım işte."dedim.
Cem, yanağındaki elimi , eline alarak,
"Sen benim yanımdayken bile seni özlüyorum. " dedi.
Emir, hâlâ yüzündeki şaşkınlığı atmamıştı. Anlamadım ne için bu kadar şaşırdığını , beni tanımış olabilir mi ? Hiç zannetmiyorum. Çünkü üstümdeki kıyafetler hiç Defne'nin tarzı olmayan kıyafetler, saçlarım, bile aynı değildi.

  Cem'le yerlerimize geçtikten sonra , Emir de yerine oturdu.
  "Öncelikle tekrardan hoşgeldiniz. Daha öncede konuştuğumuz gibi Cem bey, şirket olarak zor günler geçiriyoruz. Bu yüzden hisselerimizin %50 'sini satışa çıkardık ve en yüksek ücreti siz teklif ettiniz. Açıkçası merak ediyorum. Batmak üzere olan bir şirket'in hisselerini satın almak sizin için ölü bir yatırım olabilir." dedi.
Cem, elimi tutarak,
" Bu şirketin hisselerini satın almak isteyen kişi eşim Asya. Kendisi hisselerin sahibi ve yönetiminden sorumlu olacak. Yani benimle alakalı bir şey değil, bundan sonra Eşim'e danışacaksınız. Asya Aka'ya " dedi.
  
     Cem'in gözlerine bakmaktan kendimi alamıyordum. Yanımdaydı. Bana destek vermesi, güvenmesi beni çok mutlu ediyordu. Tanrı iyi ki onu karşıma çıkarmıştı. Gözlerimi cem'in gözlerinden çektim ve Emir'e doğrulttum.
   " Evet , ben istedim. Hisselerin söz hakkı bende olacak. " dedim. Sözüme devam ederek,
"Ayriyeten bu anlaşmanın bizim için ölü yatırım olma ihtimalinin var olduğunu biliyoruz. Ki böyle bir şey olsa biz bir şey kaybetmeyecez. Zaten bizim bir şirketimiz var. Aka Holding.
Şu an Türkiye'de üretimde birinciyiz. Zirve bize ait ve kolay kolay ordan ayrılmaya hiç niyetimiz yok. Gerçi bir zamanlar rakip olarak sizi görüyorduk ama şirketiniz' i biz piyasadan yok etmeden kendisi kendini yok etti. " dedim. Emir'in suratında ki ifadeden anladığım , egosunun fena ezildiği. Bana muhtaç kalmışlardı. Bundan büyük bir keyif alıyordum.
Emir , asistanı Güliz'e seslenerek,
"Güliz, git hisse devir işlemleri için gerekli evrakları getir."
Güliz , evrakları getirdikten sonra Emir imza attı ve dosyayı bana verdi.
Ìmzamı attıktan sonra, elimi uzattım .
Emir , elimi sıktıktan sonra ,
" Tekrardan görüşürüz Emir . " dedim ve elimi çektim. Cem'in elini tutup , toplantı salonundan çıktık.
  Kendimden bu kadarını beklemiyordum. Aşırı sakindim ve rolümü iyi oynadım.

    Şirketten çıktıktan sonra, Cem'le hep gittiğimiz sahil kenarındaki bir lokantaya gittik. Cem , yol boyunca hiç konuşmamıştı. Üstüne gitmek istemiyordum. Bazen insan yalnız kalmak ister. Cem'de belki yalnız kalmak istiyordur.
   
  Cem , çok karmaşık biri. Bazen o kadar yakındı ki bana sanki dünyada tek biz varmışız gibi hissettiriyordu. Bazende o kadar uzak ki bana aramıza görülmeyen duvarlar örüyordu.
    Ben bunları düşünürken çoktan gelmiştik . Arabadan indim. Cem'in elini tuttum.Kaybolmamak için annesinin elini bir an olsun bırakmayan bir çocuk gibiydim.O eller beni ölümün kıyısından alıp yaşamın gerçekliğine tutundurdu.
  
   Lokanta'da öğle yemeğini yedik. Bir kaç defa Cem'e sorular sordum ama hepsine kısa cevaplar verip, sustu.
   Arabaya bindiğimizde artık dayanamadım ve sordum.
" Neler oluyor Cem ? Ne bu tavrın ? Bilmeden bir şey mi yaptım? "
Cem ise arabayı sağa çekti.
" Hâlâ onu unutamadın değil mi?
Onun yüzünden yaşadığın acılara rağmen hâlâ ona aşıksın. Ona nasıl baktığını gördüm defne! " dedi.
Cem, neler diyordu böyle. Beni hiç mi tanımamıştı.
" Ben ona hâlâ aşık olsaydım. Senin yanında değil onun yanında olurdum.
Ölsem dahi bir daha onla olmam. Ha bu arada bana yaşattığı hiç bir şeyi unutmadım. Sürekli o kötü anıları hatırlattığın için unutmak mümkün değil zaten. Bir daha beni bunla yargılarsan , seninle asla konuşmam , yüzümü dâhi göremezsin." dedim ve arabadan indim.
Cem , arkamdan gelip
"Nereye gidiyorsun ?" dedi. Bağırarak ,"Izin verirsen yalnız kalacağım." dedim ve arkamı dönüp dümdüz otobanda yürüdüm.

                            ~∆~
Biraz otobandan yürüdükten sonra , taksiye bindim.
"Huzur Mezarlığına gidelim lütfen "dedim. Başımı cama yasladım ve yolun bir an önce bitmesini istedim.Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. 20 dakika sonra varmıştım. Ücreti ödedikten sonra taksiden indim.
  Mezarlığa giriş yaptım ve küçük bebeğimin yanına gittim. Dizlerimi çöktüm ve ağlayarak,
" Anneciğim bak ben geldim. Annen seni çok özledi bebeğim. Sende beni özledin mi? " dedim. Elime bir avuç toprak aldım ve kokusunu içime çektim. Bir yandan da hıçkırarak ağlıyordum.
"Seni çok seviyorum bebeğim. Ömrümün sonuna dek seni hiç unutmayacağım. Her şey senin için bu intikam hep senin için. Senin yaşamana izin vermediler."
  
                             ~∆~
Uyandığımda, hâlâ mezarlıkta olduğumu fark ettim. Başımı bebeğimin mezarına yaslamıştım. Saat'i öğrenmek için çantamdan telefonu çıkarttım.
Cem , 21 kere beni aramıştı. Mesajlar atmıştı. Telefonu taksideyken sessize almıştım bu yüzden duymamıştım.
  Ayağa kalktım hemen eve gitmeliydim.
" Anneciğim , ben yine senin yanına gelicem. " dedim ve mezarlıktan çıktım. Taksiye bindim.
"Riva'ya gideceğiz." dedim.
  
                          ~∆~
Eve vardığımda akşam olmuştu.
Anahtarımı çantamdan çıkardım ama gerek kalmamıştı. Cem , kapıyı açtı.Endişeli bir şekilde
"Nerde kaldın Defne? Kaç saattir sana ulaşamıyorum. Telefonlarına neden bakmıyorsun? " dedi.
  Içeriye girdim. Merdivene oturup ayağımdaki topuklu ayakkabıları çıkardım. Hâlâ Cem'e cevap vermemiştim. Konuşacak hâlim bile yoktu. Ayakkabıları elime alıp odama çıktım. Cem , kolumu tutup,
"Niye cevap vermiyorsun?" dedi.
"Kolumu bırak!" diye bağırdım. Odama girdim. Duş alırsam biraz rahatlayacaktım. Banyoya girdikten sonra küveti sıcak suyla doldurdum. Üstümdeki kıyafetlerden kurtulup kendimi sıcak suya bıraktım.

                            ~∆~
Sabah alarmım çaldığında , yatakta bornozlu halimle uyuduğumu fark ettim. Kesin banyodan çıktıktan sonra  yatağın üstünde biraz uzanmak istedim ve uykuda kaldım.
      Başım çok ağrıyordu. Gece ıslak saçlarla uyursam tabi başım ağrır.
Hemen yataktan kalktım ve dolabı açtım, bir şeyler bulup giyindim.
Makyajımı ve saçımı hallettikten sonra aşağıya indim.
  Bugün Tunç&Demir holdingde ilk günümdü. Her şeye hazırlıklı ve güçlü olmam gerekiyordu.
   Cem'le hâlâ konuşmuyordum. Konuşmak istemiyordum. Bana söylediği o sözler kalbimi kırmıştı.
Bende hemen araba'ma bindim.

                             ~∆~
Şirket'e giriş yaptıktan sonra odama çıktım. Odamın Emir'in odasının karşısında olması dışında hiçbir sorun yoktu. Neyse ki şimdilik karşılaşmamıştık.
     Dosyalarla ilgilenirken odamın kapısı çalındı. Îçeriye daha önce tanımadığım bir kız geldi.
"Merhaba, Ben Esra , dün sizinle görüşmüştük . Yeni asistanınız benim." dedi. Aklımdan çıkmıştı.
" Merhaba Esra, seni aramızda görmek ne güzel. Yeni işin hayırlı olsun . Odan , yan tarafta ."  dedim.
  Başını sallayıp odadan çıktı. Bende odadan çıktım , şirket'e kendimi göstermeliydim. Iki sene içerisinde çok şey değişmişti. Çalışanlar değişmişti, şirketin dekorasyonu değişmişti.
   Emir'in asistanı Güliz , koşuşturarak yanıma gelip,
" Merhaba Asya Hanım , burda küçük bir kız çocuğu gördünüz mü? " dedi.
"Yok görmedim."dedikten sonra Güliz yanımdan gitti. Bende odama geri gittim. Masama oturduğumda , bir hapşırma sesi duydum. Masanın altına baktığımda küçük bir kız çocuğu vardı. Yere eğilip onu kucağıma aldım.
"Senin burda ne işin var ?" dedim. Çok tatlıydı.Prenses kıyafeti içinde tam ısırmalıktı.
Birden kapım açıldı. Içeriye Emir geldi . Baya endişeli bir şekilde yanıma geldi ve küçük kızı kucağımdan aldı.
     Sıkıca sarıldı.Bir yandan da,
"Defne'm babacığım neredeydin sen? Çok korkuttun bizi." dedi.
   Duyduğum sözlerle şok geçirdim.
Inanamayarak ,
"Senin kızın mi? " dedim. Emir , başını sallayarak ,
"Evet, benim kızım adı Defne "dedi.

  Not: Multi medyadaki  kız Defne 🖤

    
     

 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~ YOK OLUŞ ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin