Altay'dan
Bugün Ecmel'in yanına gidip ondan bana kitap tavsiye etmesini isteyecektim, bu tabii ki bir bahaneydi. Asıl istediğim şey onunla konuşmaktı. Onu görmeyeli uzun zaman oluyor ve aklımdan çıkmadığı için beklemek daha da zorlaşıyordu. Fırsat bulduğum ilk anda onun yanına gideceğime dair söz vermiştim ve şu an buradayım. Ama bir sorun var, o yok.
Şu an burada sadece küçük bir kız çocuğu ve ben varım. Kızın yanına yaklaşıp Ecmel'in nerede olduğunu sorduğumda arkadan gelen ses ile rahatlamış ve onu göreceğim için heyecanlanmıştım.
"Altay?"
"Ecmel?"
"Benim adımı kim söyleyecek?"
Küçük kızın söylemiş olduğu söz ikimizi de güldürmüştü.
"Ve Destan," diyerek ekledi Ecmel bana döndü, "hoş geldin, gelmeni beklemiyordum şaşırdım biraz."
"Hoş buldum, bu küçük kız da kim böyle?"
"Benim bir adım var!" diyerek burun kıvırmıştı küçük kız.
"Peki, tekrardan soruyorum," bunu derken minik kıza göz kırpmıştım, "Destan tam olarak neyin oluyor?"
"Buraya geldiğin ilk zamanı hatırlıyorsan şayet o günün şanslı beyefendisi olan kişinin çocuğu."
Demek o şanslı kişi Destan'dı. Öyle bir babaya sahip olmak gerçekten çok güzel bir duygu olsa gerek.
"Merhaba Destan, ben Altay. Tanıştığımıza memnun oldum."
"Ben de Altay abi."
"Altay, dediğin gibi kitap tavsiyesi almak için geldin herhalde." Elindeki poşeti Destan'a uzattı.
Aynen aynen diye düşünmeden edemedim, kesinlikle sadece kitap tavsiyesi almak için gelmiştim.
"Evet, bana önerebileceğiniz romanlar var mı acaba hanımefendi?"
"Tabii ki var beyefendi. Ne tarzda bir kitap okumak istersiniz peki?"
Evet çok mantıklı bir soruydu ama asıl amacım bu olmadığından bu soruyu soracağını hiç düşünmemiştim.
"Psikolojik tarzda," deyiverdim birden.
"Hmm severim," diyerek kitapların olduğu rafa doğru ilerledi.
En azından onun hakkında yeni bir bilgi edinmiştim. Demek psikolojik tarzda kitaplar okumayı seviyordu.
Birkaç tane kitap ile yanıma geldi ve bu kitapları kesinlikle okumam gerektiğini söyledi. Ve bunları okuduktan sonra benimle bu kitaplar hakkında konuşmak istediğini çünkü kitaplar hakkında konuşmaktan zevk aldığını belirtti.
"Tabii, sen de istersen."
İstemez miyim hiç?
"Memnuniyet duyarım. Ben de kitaplar hakkında sohbet etmekten zevk alıyorum. Bir kitap arkadaşı bulmuş olmak beni mutlu ediyor." gülümsedi. Biraz daha uzun sürseydi keşke ama en azından yanağındaki o gamzeyi birkaç saniye dahi olsa görmek güzeldi.
"Bu arada marketten bir şeyler almıştım, çikolata falan. Yemek ister misin?"
"Hayır, teşekkür ederim. Yemesem daha iyi olur."
"Öyleyse ben yerim." diyerek poşetten çikolata aldı ve paketini açıp yemeye koyuldu. O mu çikolatayı yedi çikolata mı onu yedi bilmiyorum ama çikolata artık bitirmişti.